Görüşler bu kadar farklıyken ortak bir noktada buluşmak zor gözükse de ülke menfaatlerimiz için bunu yapmak zorundayız.
Doğu Akdeniz’de 3,5 trilyon metreküp doğal gaz ve 1,7 milyar varil civarında petrol rezervi bulunuyor.
Hal böyle olunca taliplisi de çok oluyor!
ABD, Fransa, İsrail, Mısır, Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan birlikte hareket ederek bölgede geniş bir kıta sahanlığı olan Türkiye’yi devre dışı bırakmaya çalışıyor. Türkiye ise çıkarlarını korumak için gereken neyse yapıyor.
Burada en önemli olansa Türkiye’nin tek bir ses olarak, milli birlik şuuru ile konuya bakması gerekiyor.
Aynı tavır S-400’ler için de geçerli.
Türkiye, ulusal güvenliği doğrultusunda Rusya’dan alacağı S 400’ler ile hava sahasını olası tehditlerden korumayı amaçlıyor.
Muhalefet ise hem Doğu Akdeniz’deki politikaya hem de S- 400’lerin alınmasına karşı çıkıyor.
En dikkat çekenlerden biri olarak “tüm maliyetler hesaplandığında, yaklaşık 2 milyar dolar Akdeniz'in derin sularına gömülecektir" ifadeleri ile Türkiye'nin yaptığı arama çalışmalarının iptal edilmesini isteyen CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yanı sıra CHP, Türkiye'nin bölgesel enerji denkleminde giderek dışlanmakta olduğu eleştirilerini getiriyor.
Katıldığı bir televizyon programında Kılıçdaroğlu, “En sıcak gündemimizin birincisi, Doğu Akdeniz. Bunlar çok önemli. Dolayısıyla bunların bir şekliyle oturup çözülmesi lazım, parlamentoya yeteri kadar bilgi verilmiyor, parlamentonun bilgilendirilmesi lazım” demişti.
Akşener ise “Bunların dış politikadaki, millilikten uzak adımları, Doğu Akdeniz’de de hükümranlık haklarımızın ihlaline yol açıyor” ifadelerini kullanmıştı.
HDP’li Temelli de, Türkiye'nin etrafında inanılmaz bir gerilim alanının oluştuğunu, tüm bu gerilim siyasetini ise bizzat Türkiye'de iktidarın beslediğini öne sürmüştü.
Muhalefet S- 400 konusunda da birleşiyor ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Birbirine uyumsuz silahlar olumsuz sonuçlar doğuracak” derken Akşener “depoda çürüyecekler" şeklinde konuşuyor.
Temelli, “S-400’lerin ne işe yarayacağı belli değil” sözleriyle alıma karşı çıkıyor.
Muhalefetin tavrını ve özellikle Kılıçdaroğlu’nun parlamentoya Doğu Akdeniz konusunda yeteri kadar bilgi verilmediği eleştirisini AK Parti Grup Başkan Vekili Bülent Turan’a sordum.
“Muhalefet sadece Doğu Akdeniz konusunda değil, Genel Kurul’da yaptıkları konuşmalarında Gazi Meclis’in yeni sistemle birlikte çalışmadığını iddia ediyor. Bunu son günlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik artan sistematik eleştirilerin bir parçası olarak okumak gerekiyor.” diyen Turan, “Gizli, kapalı kapılar ardında iş yapmıyoruz. Doğu Akdeniz ile ilgili konuşmalarımız, Meclis Genel Kurul tutanaklarında mevcut. Milli Savunma Bakanımız başta olmak üzere ilgili tüm Bakanlarımız her fırsatta milletvekillerimizle bir araya geliyor. Geçtiğimiz hafta Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar, parti liderlerini kapsayan bir ziyaret turu gerçekleştirdi. Doğu Akdeniz'deki son gelişmeler, S-400, F-35, savunma ve güvenlik konularını ele aldılar. Eleştirileri saygıyla karşılıyoruz, bir eksik varsa değerlendirilir. Yeter ki samimi bir şekilde hareket edilsin. Doğu Akdeniz meselesi milli bir meseledir.” ifadelerini kullandı.
Turan, “Türkiye’nin S-400 konusundaki tavrı nettir, bitmiş bir anlaşmadır. Bu kararı keyfi olarak değil ülkemizin güvenliği açısından aldık. Konu doğrudan egemenlik haklarımızla ilgilidir. “diyerek konuya son noktayı koydu.
Görüşler bu kadar farklıyken ortak bir noktada buluşmak zor gözükse de ülke menfaatlerimiz için bunu yapmak zorundayız.
Tarih bu önemli konularda kimin nerede durduğunu yazacak.
Doğu Akdeniz’deki haklarımız ve S-400’lerin gerekliliği meselesi ne yapılması gerektiği noktasında oldukça açık!
Her şeyi bir kenara bırakarak hükümetin yanında yer olmanın milli bir mesele olduğu gerçeği gizlenemez!