Adana'nın Seyhan Belediyesi ilçenin dört bir yanına İngilizce, Fransızca ve Yunanca afişler asmış.
Yarın 30 Ağustos Zafer Bayramı. Okulların tâtil mevsimine denk geldiği için olacak, diğer millî bayramlar kadar gündem oluşturmuyor. En azından öğrenciler, resmî tâtil olduğunu anlayamıyorlar.
Ayrıca güzel ülkemizin insanlarının ne kadar vatansever olduğunu anlatmaya gerek yok. Zâten vatanseverlik lafla olmaz. Ama yine de bu önemli zaferin yıldönümü hem devlet hem de halk için büyük anlam ifâde ediyor.
Bâzı “kulpçubaşı enteller” Zafer Bayramı ile Malazgirt Zaferi’ni terâziye koyup kıyaslamaya gaflet ve dalaletine düşseler de, millet neyin zafer, kimin kahraman olduğunu biliyor. Ağustos ayı, Türk’ün en çok zafer kazandığı aydır. Yıllardır ihmâl edilen Malazgirt Zaferi, son yıllarda ehemmiyetine uygun ciddiyette ve coşkuda kutlanmaktadır. Malazgirt Zaferi’nin kutlama haberleri medyada dolaşırken, aynı gün haber bültenlerinde Zafer Bayramı ile ilgili DHA’nın servis ettiği bir haber vardı.
Adana’nın Seyhan Belediyesi ilçenin dört bir yanına İngilizce, Fransızca ve Yunanca afişler asmış. Dikkat çekici bir uygulama. Afişlerin asılış sebebi, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamak. Türkçe değil de İngilizce, Fransızca ve Yunanca afiş asılmasının sebebini de afişteki metinden anlıyoruz. Mesela İngilizce afişte diyor ki;
“If England had won on August 30th, this announcement would come out like this”. Yâni 30 Ağustos’ta İngiltere kazansaydı, bu afiş böyle (İngilizce) olurdu.
Türkçe bir afişte de şöyle diyor:
“Çok şükür zaferi biz kazandık. Ve 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı anayurdumuzda, anadilimizle kutlayabiliyoruz. En büyük zaferi bize kazandıran Ata’mıza, Mehmetçiğe, şehit ve gazilerimize minnettarız…”
Hemen belirtmek isterim ki, bu Türkçe metindeki noktalamalarda hiçbir değişiklik yapmadan olduğu gibi aldım. Bence düzeltilmesi gereken yerler var. Zafer’in hatırına görmezden gelelim artık.
Seyhan, 800 bini aşan nüfûsuyla Adana’nın en büyük ilçelerinden biridir. Demografik olarak kozmopolit bir nüfus yapısına sâhip olduğu bilinmektedir. Açıkçası Seyhan Belediyesi’nin bu kutlama şeklini, şovenlik ve ucuz milliyetçilik olarak görüyorum. Servis edilen haberdeki sokak röportajlarından Seyhanlıların bu afişleri beğendiğine dâir bir imaj oluşturulmuş, ama halkla ilişkiler konusunda biraz daha kafa yormalarını tavsiye ediyorum.
Öncelikle bu kampanyanın danışmanlarının en basit İnkılap Târihi bilgisinden mahrum oldukları belli oluyor. Adana, 30 Ağustos’tan 7 ay, 25 gün önce, yâni 5 Ocak 1922’de işgâlden kurtulmuştur. Hadi bu ayrıntıyı geçelim; ayrıca Adana, İngiliz ve Yunanlılar tarafından işgâl edilmemişti. Maazallah, zafer kazanılmasaydı afişler olsa olsa, Fransızca olurdu. Ayrıca mâdem bütün işgalcilerin dilleriyle afiş yazılacak, o zaman İtalyanları da unutmamak lâzım! Her hangi bir ortaokul târih kitabında bu bilgileri bulmak hiç de zor değildir. Belli ki, ayrıntılı bir fikrî çalışma yapılmamış. Diğer bir önemli ayrıntı da şu ki, biz 30 Ağustos’ta İngilizleri değil, Yunanlıları yendik.
Gelelim Yabancı İsimli İşyerlerine!
30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamak için anadilimizde afiş asmak kadar normal bir şey yoktur. İngilizler, Fransızlar ya da Yunanlılar kazansaydı zâten 30 Ağustos’ta bir kutlama olmazdı. Ama ülkemizin her ilini “herkesin bildiği sır gibi” saran yabancı dilde işyeri isimleri acaba Seyhan ilçemizde yok mu? Keşke bu soruya gönül rahatlığıyla ve göğsümüzü gere gere “Yok” cevâbı verilebilse!
Adana’da anadilimiz Türkçe yerine İngilizce eğitim yaptığı için puanı yüksek devlet okulu ya da fiyatı yüksek özel okul yok mu?
Sâdece Çukurova Üniversitesi’nde 10’dan fazla bölümün eğitim dilinin İngilizce olduğunu Seyhan Belediye başkanı Zeydan Karalar bilmiyor mu? Üniversitedeki bölümlerin Türkçe değil de İngilizce eğitim yapması, sayın başkanın gücünü ve irâdesini elbette aşmaktadır. Ama her üniversitemizdeki bu uygulamaya bakınca, Türkiye’de Türkçe eğitim yerine yabancı dilde eğitim yapılırken 30 Ağustos’taki afişlerin Türkçe olması, biraz trajik olmuyor mu?
Ama sâdece Seyhan ilçesi özelinde bütün işyerleri Türkçe ise, söylediklerimi geri alırım. Ancak belediyenin mağaza ve dükkanların Türkçe isim kullanma konusunda tavsiye seviyenden ileri bir uygulaması olmadığı bilinmektedir. Daha ileri bir adım atmak için toplumsal farkındalığa daha çok yatırım yapmamız gerekmektedir.
Seyhan Belediyesi’nin internet sitesine girdiğimde, sitede İngilizce sayfa olmadığını gördüm. Bunun bir ihmâl değil, İngilizceye karşı tavır olduğunu düşünmek istiyorum. Aynı muhalif tavrı, yılbaşında çam ağacı süsleme ve Noel Baba kostümlü tanıtım yapma konusunda da görürüz inşallah.
Ama ilçede yabancı dilde bunca dükkan ve mağaza ismi varken, “zafer kazanılmasaydı afişler Yunanca, İngilizce ve Fransızca olacaktı” demek tribünlere oynamaktan başka bir şey ifâde etmiyor. Maalesef bu göstermelik tavır, ülkenin tanımına yayılmış durumdadır. Bu konuda nedense ülke olarak “algı yolları tıkanıklığı” yaşıyoruz.
Ancak yine de birçok eksiği ve boşluğu olmasına rağmen, Seyhan Belediyesi’nin bu girişiminin Türkçe’nin önemini gündeme getirme konusunda ülke çapında bir farkındalığa kapı açmasını temenni ediyorum. İnşallah, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları için asılan bu afişler, Seyhan ve Adana halkının daha bilinçlenmesi ve Türkiye’ye örnek teşkil etmesine vesile olur.