O yetmişlerin en popüler müzik adamı. Dönemin en büyük plak şirketi ve star fabrikası olan Odeon Plak firmasında Türkiye'nin starları ile çalıştı.
Önemli şarkılara imza attı. Nilüfer -Kayahan – Tanju Okan gibi efsanelere prodüktörlük ve danışmanlık yaptı. Nino Varon kısa bir süre önce müzik kariyerine damgasını vuran şarkılardan oluşan iki albümlük “Adam Gibi Şarkılar” adlı albümünü yayınladı. Albümde çok özel şarkılar ve Sezen Aksu – Nilüfer – Ziynet Sali- Ege – Nil Karaibrahimgil gibi yorumcuların yanı sıra isimleri henüz yeni duyulan yorumcular da var. Akdeniz tınısı içeren bir albüm ve buram buram nostalji ve duygusallık kokan bir albüm. Tam adı gibi şarkı gibi şarkılardan oluşan bir albüm. Nino Varon’la “Şarkı Gibi Şarkılar” ve anıları konuştuk.
“Hazırlık Aşaması tam 4 yıl sürdü”
“Şarkı Gibi Şarkılar” albümümde 20 şarkı var, fakat maalesef insanlar bu 20 şarkıdan sadece 5-6 tanesine odaklandılar. Albümde yeni kişilere de şans verdik ama bizim meslekte galiba starlardan vazgeçilmiyor. Eskiden bu kadar bir yığılma yoktu. Dijital müzik sektöründen sonra herkes müzik yapmaya başladı. Bu projeyi düşündüğümde “Ben katılmayacağım” diyen olmadı, fakat bazen zamanlamada sorun oldu. Dört yıl boyunca bu albüm üzerinde çalıştık. 4 yıl boyunca her şeyini ben yaptım. Başta albümde 12 şarkı olacaktı, sonra 10’a indirdik, sonra 20’ye çıkardık. Özellikle Sezen’i bekledik, Candan’ı bekledik. Nilüfer hemen ertesi gün geldi okudu şarkısını. Bu albümde Nilüfer’in yorumladığı “Sensiz De Yaşanırmış” benim 1971 yılında yaptığım ve Nesrin Sipahi’nin yorumladığı ilk bestemdir. Nesrin Sipahi o yıl bu şarkıyı yorumladığında tam 22 tane canlı keman vardı. Şimdi bir tane canlı keman olursa şükrediyoruz. “Hasret”, “Papatya Falları”, “Göreceksin Kendini” gibi orada insanların unutmuş olduğu ve gençliklerinde dinlediği şarkılar olduğu için biraz iddialı bir isim koyduk. Rahmetli Galip Kayıhan’la bu proje için beraber yola çıkmayı planladık. İlk başta “Bir Prodüktörün Günlüğü” ismini koymuştuk, ama sonra vazgeçtik ve albüm “Şarkı Gibi şarkılar” adını aldı.
“Tanju Okan çok özel bir adamdı, paşaların paşasıydı”
“Bir Kadın Bu Kadar Özlenmez ki” şarkımı eşim için yazmıştım. Eşimin ardından 3 yıl yas tuttum. Bunlar bizim kuşağın yaşadığı aşklar. Yeni kuşakta aşk kavramı da kalmadı. Bu şarkıyı da Tanju Okan’ın söylemesini çok isterdim. Çok özel bir adamdı. Tanju paşaların paşasıydı. “Hasret” şarkısının da bir bölümünü bir yarin arkasından yazdım. 12 telli bir gitarım vardı, Taksim’deydik. Bir kız arkadaşım vardı ve ben bir şeye kızmıştım. Annem dedi ki “Georges Moustaki’den Le Meteque’yi dinle çok güzel bir şarkı.” Ben de 12 telli gitarda hafif sirtakimsi çaldım ve içimden gelen şu cümleleri söyledim: “Bu akşam çok efkârlıyım kalbim neden kan ağlıyor bunu bir bilsen sevgilim” ve sonra durdum. “Bir kadına bu kadar alçalamam!” dedim gurur yaptım, sustum, delikanlıyız ya sonuçta. Annem “Söylemeye devam et” dedi. “Yok” dedim. Sonra onu geliştirdik biraz daha ve Tanju Okan’a okuttuk. Tanju Okan da yakışıklı, her kadının beraber olmak istediği ama korktuğu erkek cinsiydi. “Okurken biraz ağla” dedim ve okurken ağlattık onu. Hıçkırıklardan 8 tane makas vardır finalinde. Şarkı bitti ve sonunda şarkı tuttu.
“Tanju Okan bana arabasını hediye etmişti”
Tanju Okan “Samanyolu” şarkısını Efes Otel’de söylüyordu. Bir gün ona orada “Seni yurtdışına götürelim ve bu şarkıyı uluslararası yapalım” demişler. Tanju Okan’da bana geldi “Fransa’ya gidiyoruz, bu şarkıyı okumaya…” dedi. Ardından “Ama bende para yok” dedi, “Bende de yok” dedim. “Peki o zaman Bursa’ya gidelim orada üç ay sahne yaparız atlar gideriz” dedi. O 3 ay, 6 ay oldu. Fransızlar “Siz gelmeyin biz şarkıcı yolluyoruz” dediler. Hayatımın en büyük hatasıdır. David Alexandre Winter “Oh Lady Mary” ile geldi. Onların da bir hatası oldu. O şarkıyı Tom Jones okuyacaktı ama İngilizce olduğu için okumadı o da. 70’lerde Tom Jones’in Türk bir şarkı okuması büyük bir olay olacaktı. Tanju Okan o kadar iyi bir adamdı ki anlatmakta zorluk çekiyorum. Ona alkolle ilgili şarkılar seçtiğimiz için hep alkolle konumlandı. İnsan olarak, delikanlılık olarak hayatımdaki en özel artistti. Bana arabasını vermişti “Al senin olsun” demişti. Hiç paraya bakmazdı, keşke biraz baksaydı.
“Fedon, ‘Nino Sakatlansın’ diye dua ederken yakalandı”
Fedon, Büyükada’da yedek kalecimdi. Biz Fedon’la 6 yaşından beri arkadaşız. “Nino sakatlansın” diye dua ederken yakalandı. 40’ından sonra meşhur oldu. 15-16 yaşındayken bizim orkestraya girmek için kıyametleri koparırdı, onu takıma almadığım için bana çok kızmıştır. Müzik tarzlar tutmamıştı olmadı bir türlü, iş yapamadık onunla. Şarkı söylediği yerlerde de “Beni almadın bak ben ne oldum” diye bana hep laf atar. O yüzden gitmem şarkı söylediği yerlere. Çok yaramaz bir çocuktu. Benim canımdır.
“En büyük hatam İlhan İrem”
İlhan İrem daha ünlü değilken bana gelmişti. Ben onu dinledim ve “Olmaz, biraz daha çalış da gel” demiştim. İlhan İrem beni en çok utandıran artistlerin başında geliyor. Konserine gittim 4 bin kişi 20 yıl önceki şarkıyı aynı anda söylüyordu. Çok büyük bir isim. Zamanında ona olumsuz yaklaşmam benim en büyük hatamdır.
“Garip bir pop ve özenti şarkılar”
Türk müziğine teknoloji yaramadı! Daha fazla akustik olan Türk sanat müziği ve Türkülerimiz yok oldu. Milletin kendi özünü sahiplenmemesi de var tabii, burada toplumu suçlamak durumundayım. Sen nasıl bu şarkıları Türküleri unutursun? Varsa yoksa garip bir pop dinliyoruz. Ülkenin bulunduğu coğrafyanın karakterine uymayan özenti şarkılar çıkıyor. Özentilik çok ayıp bir şey. Olmadığın kültürün müziğine, olmadığın kişiye adapte etmeye çalışıyorsun kendini. Özümüzü, romantizmimizi kaybediyoruz. Şarkılar da bir o kadar çabuk bitmeye başladı.
“Kayahan ölmeden önce beni arayıp helallik istedi”
Kayahan okuduğunu iyi aklında tutabilen ender insanlardandı. En çok sevdiği arkadaşı bendim. Çok da kavga ettik onunla. “Şarkılarımı senden fazla seviyorum Kayahan, onun için beraber çalışıyoruz” derdim ona. Aramız bozuktu ve ölmeden önce beni aradı “Hakkını helal et” dedi. “Önden gidiyorsun demek.. O zaman güzel bir yer ayarla” dedim.
“Nilüfer 12,5 kuruşla başladı”
Müziğin ekonomisinde 1970’li yıllarda da vaziyet aynıydı. Para hep sahneden gelirdi. Mesela Nilüfer plak satışlarından elde ettiği paraya 12,5 kuruşla başladı. Satış başına 12,5 kuruş alıyordu. Onu 20’ye ve daha sonra 25 kuruşa çıkardık. Bütün masrafı, tanıtımı biz yapardık, onun da okuma payı vardı; kalem kalem parayı veriyorduk. Denetleme yoktu, MSG yoktu, ama şimdi düzene girdi.
“Devlet neden bir dünya starı yaratmıyor?”
Sanatla tanınır ülkeler. Al bir tane artisti, üstüne finansmanını yap, sonrada dünya starı yarat. Devlet yapsın. Niye yatırım yapmıyor? Bir star yaratsın. Ülkenin prestiji önemli. Bizde bir tek “Samanyolu” şarkısı çıktı o da üç yıl yaşadı. Artisti ve soundu yükseltmen lazım. Mesela Duman Grubu’ndan Kaan’ı alacaksın, bir iki akıllı şarkı yapacaksın ve bunun peşini bırakmayacaksın, tanıtımını yapacaksın; yeter ki artist ülkeyi temsil edecek yüze, kültüre ve yeteneğe sahip olsun. Bu çok önemli bir konu, sonuçta ülkenin sanatsal tanıtımı söz konusu. Müziğin altın dönemi olan 70’lerde Ajda Pekkan için denendi bu olay. En çok mesafe kat eden de Ajda’dır. Fakat Ajda’nın da kraliçe olduğunu biliyordu Türkiye ve “Neden uğraşayım” dedi. Öyle büyük oynayamazsın haklılar. Kimse kimseyi aldatmasın bir dünya starımız yok. Bu kadar müzisyen var, bu kadar gitar satın alınmış, bu kadar müzik üretiliyor ve tek ciddi yarışma olan Eurovision gibi çok önemli bir yarışmaya da katılmıyoruz. Yurtdışında tanıtım da yapamıyoruz. Puanlamaları sabaha kadar tartışırız, ama heyecan yaratmayı devam ettirmeliyiz.
Kalben beşinci klibini çekti
Kalben, Garaj Müzik etiketli ikinci albümü ‘Sonsuza Kadar’ın beşinci video klibini ‘Derdimin Çiçeği’ şarkısına çekti.
Söz ve müziği Kalben imzası taşıyan ‘Derdimin Çiçeği’nin yönetmen koltuğunda sanatçı kendi oturdu. Konser performans görüntülerinin yer aldığı klipte ayrıca Kalben’in günlük hayatından kesitler de yer alıyor.
Berksan yeni imaj yaptı
‘Ben’ ve ‘Yok Öyle Dünyam’ şarkılarıyla tüm dinleyicileri derinden etkileyen ve radyo listelerinin üst sıralarını uzun süre bırakmayan Berksan, şimdi de ‘Sakin’ isimli yeni single çalışmasını tüm müzikseverlerle buluşturdu. Şarkının sözü ve müziği Berksan’a, düzenlemesi ise Turaç Özer’e ait.
‘Sakin’ çalışmasının video klibi ise geçtiğimiz günlerde Galata Köprüsü’nde başlayarak gece saatlerinde Karaköy’de sonlandırıldı. Yaklaşık 16 saatte tamamlanan video klipte Berksan’a genç oyuncu Ayça Denker eşlik etti.
Damar şarkılı albüm geliyor
Haliç Kongre Merkezi’nde konser veren Merve Özbey yeni albümünün damar şarkılardan oluşacağını söyledi. Özbey, “17 şarkı var elimde. Hepsi birbirinden güzel, damar şarkılar. Albüm çıkaracağım. Sıkı durun bomba gibi geliyorum” diyerek yeni albümü hakkında ipucu verdi.