Şarkıcı Berkay ve futbolcu Arda Turan arasındaki kavganın davası dün sabah görüldü.
İki taraf avukatları ile adliyeye gidiyorlar, takım elbiseler, kravatlar falan, adliye koridorunda, kulaklarında en pahalı cep telefonları ile konuşarak gitme hali falan, artistik haller falan.
İkisi de çok eminler.
Neden?
Bu ülkede, bu davalardan bir sonuç çıkmaz.
Adaletle dalga geçer haldeler.
Neyse, hakim geliriniz ne kadar diye soruyor, Arda Turan asgari 300 bin Euro diyor, Berkay'a soruyorlar, bin TL diyor.
Hakim dahil çok eğleniyorlar, çok gülüyorlar, şakalaşıyorlar.
Hemen hemen tüm davalarda kimseleri dinlemeyen, daha ilk cümlede azarlayan hakimler bu davada çok eğleniyor.
Hakim demiyor ki, oğlum bu ne biçim cevap, sen bizimle dalga mı geçiyorsun.
Ahmet Hakan, cuma günü, köşesinde bu ne şımarıklık, sen dalga mı geçiyorsun, vergi mi kaçırıyorsun?
Berkay otur 0 yazmış.
Bence otur 0 Berkay.
Berkay'ın avukatına soruyorlar, kadında o müvekkilimin ifadesidir, ben bir şey diyemem diyor, ama belli ki zor durumda kalıyor.
Berkay'a soruyorlar, ironi yaptık, kinaye falan diyor.
Ne ironisi kardeşim, insan mahkemede ironi yapar mı, önemli bir dava içindesiniz, karın bana tacizde bulundu diye iddia ediyor, adam senin burnunu çat diye kırmış, sen ironi peşindesin.
Gerçekten mahkemeyi ciddiye almamak, gerçek dışında beyanda bulunmak, adaletle dalga geçmek böyle bir şey.
Altında 1 milyonluk araba ile adliyeye geleceksin, sonra aylık gelirim bin TL diyeceksin.
Berkay'ın, bin TL demesinin sebebi anlaşılıyor ki, Arda Turan mahkeme salonunda, aylık geliriniz ne kadar sorusuna, bir aylık gelirim 300 bin Euro derken, gayet lakayt ve küstahça, yazın diyor.
Bu beyefendi de Arda'ya çok sinirleniyor, küstahlığına kızıyor, yazın benimki de bin TL diyor.
Bunlar mahkeme salonunda hala itiş kakış içindeler.
Hala, içten içe, kim daha ünlü, kim daha zengin, kim daha güçlü kavgasındalar.
Gerçekten bu para şımarıklığı, amansız bir hastalıktır.
Ne adalet dinler, ne hakim dinler, ne diğer insanlar ne düşünürü dinler.
Bize ne diyelim.
Ama asgari ücretin 2 bin TL olduğu bir ülkede, çarşıda pazarda yangın varken, ekonomi cayır cayır yanarken..
Bilmeni isterim ki, şakalaşmaya, şımarıklığa, ironiye, kinayeye müsait değiliz.
Dalga geçer gibi, aylık gelirim bin TL demeyeceksin.
Bilmem ne konaklarında oturup, adliyeye 1 milyon TL araba ile gelirsen.
İste o zaman, burnunun hafifçe kırılması dışında, ben hiçbir şeyine inanmam.
Ve Arda haklıdır derim.
Arda doğru söylüyor derim.
Funda'nın aklındakiler...
... Vay arkadaş, ömrümde ilk defa duydum..
Bir erkek, bir kadına 10 milyon TL tazminat isteyerek, boşanma davası açıyor.
Adam Necati Şaşmaz, diğer bilinen adı ile, Polat Alemdar..
Kurtlar Vadisinin, babaların babası.
Günlerdir düşünüyorum, kadın ne yapmış olabilir ki, adam "evlilik birliğimiz eşimin ağır kusurlu eylemleri neticesinde temelinden sarsılmıştır" diyerek boşanma davası açıyor.
Konu magazinsel boşanma davası olarak, konuşuluyor ve gazetelerde haber oluyor.
Hiç kimsenin de aklına, yahu bu kadın ağır suç ne işlemiş olabilir diye gelmiyor.
Adam gerçek hayattaki duruşunda da, dizideki gibi sert, tavizsiz biri gibi.
Benim aklıma gelen tek neden var, ya sizin.
... Fethiye'de yaşıyor Fatma.
Fatma 22 yaşında, önceki akşam arkadaşı ile bir kafede sohbet ediyor.
Serdal 44 yaşında evli 2 çocuğu var, Fatma ile ilişkisi var. Elinde tabancası ile masaya yaklaşıyor ve Fatma'ya 6 kurşun sıkıyor, Fatma oracıkta ölüyor.
Adam sonra kendi kafasına da sıkıyor ve orada ölüyor.
Ne tuhaf ölüm, değil mi.
Gencecik kız, evli, iki çocuk sahibi kendinden 22 yaş büyük adam ile neden ilişki yaşar.
Ölüm nedeni ne, Fatma'nın Serdal'ın erkek kardeşi Durmuş ile, ilişkisini olduğunu öğrenmesi.
Kimsenin namus bekçisi değilim.
Yaşça çok büyükler, evliler falan, üstelik iki kardeş falan bile demeyeceğim.
Ama.
Ah be! Fatma, daha çok gençsin, 22 yaşında bu adamların arasında ölmeye değdi mi?