Bir yıl daha geçti gitti hayattan. Siz de yapar mısınız bilmiyorum ama ben kendimce yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı her yıl biterken bir yere yazarım. Sonra da o yazdıklarımda beklentilerim ne idi ne oldu bakarım.
Bu yazımda da yeni taze ve yaşanmak için beklenen bir 2025 yılında acaba neler yaşanır ne değişir ne yapmalıyız bir bakmak istiyorum. Çocukluk yıllarında seyrettiğim “Uzay Yolu” ya da "6 Milyon Dolarlık Adam" dizilerindeki bazı konular bana çok uzak geliyordu. 2000 yılı bizim için çok önemliydi. Mesela ben 2000 yılı yılbaşı gecesi yayınlanacak ilk 3 boyutlu programlarda çalışmış ve çekim teknikleriyle vay ben neymişim tadı yakalamıştım.
2025'e kadar "yeni ve farklı bir dünyada" yaşama kavramı çeşitli teknolojik, sosyal ve çevresel öngörüler birileri tarafından şekillendiriliyordu. Oysa yaşanan ekonomik istikrarsızlıklar, kontrol edilemeyen göçler ve ardından gelen terör ve savaşlar gibi pek çok sorunu bizim istemeden yaşamamız doğru mu çok tartışılır. Bu yıl dijital dünya değişecek ama insanlar değişecek mi? Ben yine de ne gibi yeniliklerle karşılaşabiliriz bize ne kadarı yarar sağlar bir bakmak istiyorum. Mesela akla ilk gelenlerden biri Trilyon Sensör Ekonomisi. 2025 yılında her Şeyin İnternet'inin (IoE) 100 milyardan fazla cihazı birbirine bağlayarak yaklaşık 19 trilyon dolar değerinde bir veri devrimi yaratacak geniş bir sensör ağı oluşturması bekleniyor.
Artık ilk okul çocukları Yapay Zekâ ve Artırılmış Gerçeklik ile birçok farklı iş yapabiliyor. Yapay Zekâ ve artırılmış gerçeklikteki (AR) önemli gelişmelerin günlük hayatı dönüştürmesi bu yıl daha çok kullanılacak. Bu teknolojiler sanal etkileşimleri geliştirecek, onları daha sürükleyici ve etkili hale getirecek. Laboratuvarda yetiştirilen organlar ve genom dizilimindeki çığır açıcı gelişmeler, sağlık hizmetlerinde devrim yaratabilir, kişiselleştirilmiş tedavilere olanak tanıyabilir ve şu anda tedavisi olmayan hastalıkları tedavi edebilir.
Bu yazdıklarım sizi korkutuyor mu yoksa sevindiriyor mu bilmiyorum ama hayatımızın her anına teknik ve sosyal değişimler etken olacak gibi. Uzaktan çalışma, eğitim ve sağlık hizmetlerine doğru kaymanın derinleşmesi bu yıl muhtemeldir. Bu da dijital bağlantılara büyük ölçüde bağımlı bir yaşam tarzıyla sonuçlanacaktır. Bu, daha esnek çalışma düzenlemelerine ve aile dinamiklerinde değişikliklere yol açabilir. Ama bu sefer de enerji işini nasıl halledeceğiz diye kara kara düşünmeye başlıyoruz. 2025'te kentsel çiftçiliğin ve yerel tedarik zincirlerinin yükselişi, gıda üretimi ve dağıtımını yeniden şekillendirebilir, topluluklarda sürdürülebilirliği ve dayanıklılığı teşvik edebilir. Ama dikkatinizi çekiyor mu bilmiyorum artık daha fazla doğal afetler ile uğraşıyoruz.
Tahminler, 2025 yılında şiddetli seller, volkanik patlamalar ve küresel nüfusları etkileyebilecek diğer afetler de dahil olmak üzere iklim değişikliği nedeniyle felaket niteliğindeki doğal olaylarda artış görülebileceğini gösteriyor. Bunları sizi korkutmak için yazmıyorum ama bir zamanlar filmde seyrettiklerimizle karşılaşınca, önceden tedbirli olmakta yarar var diyebiliriz. Çevresel zorluklar nedeniyle ekonomik manzara çalkantılarla karşı karşıya kalabilir ve bu durum bazı nüfuslar için gelişmekte olan ülkelerde görülenlere benzer yaşam koşullarının artmasına yol açabilir.
2025'teki dünyanın günlük hayata derin teknolojik entegrasyonla birlikte önemli sosyal dönüşümler ve çevresel zorluklarla karakterize olması bekleniyor. İlerlemeler birçok kişi için yaşam kalitesini iyileştirebilirken, çatışma ve felaket potansiyeli büyük görünüyor ve ileride karmaşık bir gelecek olduğunu gösteriyor. Ama, şimdiden yaşantımızı bu sorunlara karşı koymak için planlarsak rahat ederiz. Savaşsız bir dünyada kuşların cıvıl cıvıl öttüğü, yeşilin değişik tonlarıyla huzur bulduğumuz sevgi dolu bir dünya diliyorum size.