Yıllar öylesine hızlı akmaya başladı ki, bu hızla geçen yıllarda neler yaşadığımız konusunda sağlıklı bir bellek oluşturmak bile mümkün olmuyor.
Üzerimize yüklediklerine henüz adapte olmaya, bazı şeylere alışmaya çalışırken bir başka endişe iyice daralmamıza ortam hazırlamaya başladı çoktan.
2018 yılının sona ermesine şunun şurasında kaç gün kaldı ki.
Yeni yılın bizlere ne sürprizler hazırladığını tahmin edememenin endişesini iyice hissetmeye başladık. Eskilerde olduğu gibi, yeni yıl çoşkusunu pek de özlemle beklediğimiz söylenemez. Çok önceden belli olan, yeni yılda bizi bekleyenleri aşağı yukarı biliyoruz.
Ayrıca onlar için hazırlanmasak ne olacak ki! 2018’de sırtımıza binen ve taşımak zorunda olduğumuz ekonomik yükler, giderek ağırlaşan geçim sıkıntılarından “dertleri zevk edinmişiz” bizde bizleri rahatsız edecek dertler kalmadı ki. O nedenle yazımızın başlığından yola çıkarak altını doldurmaya çalıştığımızda 2018’den geride kalanlarla ilgili düzenli ve sağlıklı bir bilgi dağarcığı oluşturmak pek de kolay olmayacak..
2018’den akılda kalan en önemli ve can yakan, asla aklımızdan çıkaramayacağımız şeyin; yılın ikinci yarısını hemen başlarında, dövizin, özelliklede doların şımarıkça yükselişi ve uzunca bir süre kontrolden çıkmış olması, peşinde sürüklediği birçok temel tüketim maddelerine yansıttığı zam sağanağında yaşamın dayanılmaz hale gelmesidir.
Şartlar oldukça zorlaşmış, yıllardır neredeyse tüm alanlarda dövize endeksli pek de kolay olmayan bir yaşam biçimine mahkum olduk. Çarşıda, pazarda hayat şartları iyice zorlaşmış, dar gelirli, günü kurtarma çabalarında bile yaşam direncinin iyice düştüğü bir ortamda geçinmenin yollarını aramaya başlamıştır.
2018 yılının belkide akılda kalan en önemli olayıdır bu iyice zorlaşan yaşam şartları. Türk Lirasını iyice zorlamaya başlayan dolardaki bu fahiş yükseliş, A’dan Z’ye tüm yaşam şartlarını iyice zorlaştırmıştır. Tüm tüketim maddelerine günlük yükseliş trendi gösteren bir dalgalanma, sarsıntı yaratmıştır. Temel tüketim maddelerine yansıması, dar gelirlinin üzerinde taşımakta zorlandığı yükü iyice ağırlaştırmış, yaşamını dayanılmaz hale getirmiştir.
Isınma ve aydınlanmada gerekli olan doğalgaz ve Eeektriğe gelen zamlar, bunlara bağlı olarak, etkileriyle hızla artan, bazılarının neredeyse yüzde ellileri aşan zam oranlarının yaşandığı bir yıldı 2018. Giderek kontrolden çıkan fiyat artışları, bir zamanlar fakirin karnını doyurmak için alabildiği ucuz sayılan yiyecek, içecek maddelerinini bile zam şampiyonu olarak önümüze çıkardığı, yaşamı iyice dar boğaza iten ve adından sıkça söz edilen ve edilecek bir yıl oldu 2018.
Dolar, yılın son yarısında iyice başımıza dert oldu yaptıklarıyla. Soğan, patates ve domatesi bile zam şampiyonu yaptı. Söylentilere göre; enflasyon rakamlarına yolunu şaşırtan soğan, patates ve domates gibi, mutfakların olmazsa olmazı, en çok kullanılan temel tüketim ve besin maddelerini bile yoldan çıkardı, neredeyse tane tane satın alınacak hale geldi. Bir zamanlar en ucuz karın doyurma yiyecek maddesi olan “soğan ekmeği” bile ulaşılamaz yaptı, o “ucuz karın doyurma”ya özlemleri arttırdı.
En büyük korku ve yaşatacağı etkileriyle akıllara durgunluk veren doğalga ve elektrik fiyatlarına yansıması ve şimdiden etkisini gösteren zamları. Ve bu şartlarda yeni yılın ilk çeyreğinde yoğun bir şekilde kendini hissetirecek olan “kış ayı”nın nasıl geçeceği endişeleri 2018’in, 2019’a bıraktığı en etkin karamsarlıktır.
Keşke “rüya olasa” diye hayal kurduğumuz bir kabus doğalgaz ve elektik faturaları. Yansımalarını unuttuk, kendilerini nasıl sırtlayıp götüreceğiz. 2018, şunun şurasında on gün sonra gidecek ve 2019’a merhaba diyeceğiz. Mutfaktaki yangın ve geçim sıkıntısı giderek daha da ağırlaşarak devam ediyor.
Bunları dert etmiyoruz artık ama, 2019 başındaki asıl kabus; doğalgaz ve elektrik faturalarını ceplerimize nasıl sığdırabileceğimiz.