GELECEK

Osman ATAMAN 19 May 2016

Osman ATAMAN
Tüm Yazıları
Bugün malum 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.

Bugün malum 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.

Bugün, maalesef her yerde inanılmaz bir ‘gençlere‘ ve ‘gençliğe‘ övgü popülizmi yarışı var. Ben bu popülizme karşı olduğum gibi, gençliğin ‘muhteşem‘, geleceğin de – onlar sayesinde  - süper parlak olacağına inanmayanlardanım. 1923’te kurulmuş olan Cumhuriyet’in, o yıldan bugüne, dünyada olup da Türkiye’ye yansıyan küresel sorun ve olumsuz durumlar; 1929 ekonomik buhranı, 2. Dünya Savaşı, 1974 petrol krizi gibi haricinde kendi iç sorunlarımız; Şeyh Sait isyanı, Dersim kalkışması, varlık vergisi, 1947 hilesi, 6-7 Eylül olayları, 1960 ihtilali, 1968 olayları, 1971 muhtırası, 1980 ihtilali, 1993 dönemi kargaşası, 5 Nisan kararları, 28 Şubat süreci vd nedeniyle ‘kesintisiz‘  5 yıl huzurlu, barış ve ekonomik dolu istikrar ile geçmediği ortadadır.

Bu değerlendirmeyi 2002 sonrasında siyaseten tek parti iktidarı/istikrarı varmış gibi yapsak dahi; Mart 2003 tezkere oylaması, Recep Tayyip Erdoğan’ın yasağının kaldırılması ve Başbakanlığa gelmesi, 2007 Nisan e-muhtırası, mitingler, Ak Parti’nin kapatma davası, Ergenekon, Balyoz davaları, Kozmik oda girişleri, 2008 ekonomik krizi (ve teğet geçişi), Cumhurbaşkanı seçimindeki ‘oylama‘ blokajı, Abdüllatif Şener’den muhalefet üretme arayışı, Barış Süreci ve İmralı’nın ‘rol‘ kazanması, Irak ve hükümetleriyle ters düşme, İsrail ile Mavi Marmara krizi, Suriye iç savaşından etkilenir olmak, Fethullahçı yapı ve 17 Aralık darbe girişimi ile karşılaşmak gibi olayları da unutmamak gerekir. Tabi sayarken unuttuklarımız da ayrı…

Bu coğrafya doğası gereği zordur. Üzerinde tarih boyu yaşayan bütün ulusları ‘yutmuştur‘. En uzun süredir bu toprakların hakimi şeklinde kalmayı başarmış olan biz Türkler dahi, her gün yeni sorun ve krizlerle muhatap oluyoruz. Bunların arka planında ‘planlayıcıları‘ olsa dahi sonuçta faturayı biz ödemek zorunda kalıyoruz.

Bütün bunları neden hatırlatmak istedim ?

1990 ve sonrası doğumlular yani ‘gençler‘ bu dünyadan habersizler. Şu internet ve ‘Google‘ çağında dahi okumadıkları, anlamaya çalışmadıkları için bütün davranışları ‘tarih bilincinden‘ ve ‘hazmetmiş‘ olmaktan ‘şükretmekten‘ uzak.

Bütün otoyolların, metroların, 5 yıldızlı otellerin, spor salonlarının, televizyonların, alışveriş merkezlerinin, markalı ürünlerin hep ve daima bulunduğunu, eğlencenin dünyanın tek ve asıl nedeni  olduğunu zannediyorlar. Hiç dedelerinin ‘rahat‘ yüzü görmediğini; ekmeği karne ile alabildiğini, sokak lambası altında ders çalışabildiğini, şekersiz çocukluk geçirdiğini bilmiyorlar. Babalarının, annelerinin üniversite sınavlarında boğuştuğunu, konforsuz ortamlarda büyüdüğünü bilmiyorlar. Hiç ellerinde buldukları günlük kolaylıkların ve imkanların ne denli zorlu dönemler ve uğraşlarla elde edildiğini duymak dahi istemiyorlar.

Bugün, herkesin ne muhteşem olduklarını haykırarak sahte övgü yarışı yapacakları bu gençler maalesef genelinde bir de ‘terbiye‘ ve ‘ahlak‘ konusunda da çok fakirler. Çağın bütün ‘pis‘ illetlerine bulaşmış ve davranışlarında bunu artık ‘içselleştirmiş‘ haldeler. 2023 hedeflerinde Türkiye Cumhuriyeti için konulan hedeflerin hepsine eksiksiz ulaşılsa dahi, geçtiğimiz günlerde bir konuşması sırasında Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘başaramadık‘ dediği ‘eğitim‘ konusundaki dert yanması çok yerindedir.

Türkiye’nin PKK meselesi bile çözülebilir. Sonuçta iç ve dış destekçileri ile ‘hesaplaşılır‘ ve geçici – kalıcı bir şekilde çözülür. Ancak FETÖ sızdı diyerek yüzbinlerce kişilik bir organizasyonu devletten arındırmayla boğuşurken, düşünsenize niteliksiz, çapsız, vicdansız ve ahlaksız bir nesliniz olmuş ve bu devlet bir gün bunların ellerine geçmiş. Hani tam da o sırada THY dünyanın en büyüğü olmuş ve Türkiye kendi yerli otomobilini yapmış iken..

Bu nasıl bir acı olur bir düşünün isterseniz !