Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul'un işgali sürerken İşgal Kuvvetleri komutanı İngiliz General Harrington adına düzenlenen "Harrington Kupası'nı Fenerbahçe Futbol Takımı'nın kazanmasının hikaye edildiği ve kulübün kurucularından Galip Bey'in başrolünde olduğu bir sinema filmi çevrildi geçenlerde.
Dünya sinema tarihine geçmiş futbol konulu film deyince öncelikle aklımıza Cehennemde İki Devre ve Zafere Kaçış filmleri gelir. Uzun zamandır Hollywood’da ve Avrupa sinemasında kitlelere hitap eden bir üretim olmadı futbol konusunda. Bizde de (Kemal Sunal’lı, Zeki-Metin’li Köyden İndim Şehire ve Salak Milyoner’i saymazsak) pek yeşil çim görmedik beyaz perdede yıllardır. Taa ki geçen hafta magazin servislerine düşen bir basın bültenine kadar da böyleydi bu durum.
Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul’un işgali sürerken İşgal Kuvvetleri komutanı İngiliz General Harrington adına düzenlenen “Harrington Kupası’nı Fenerbahçe Futbol Takımı’nın kazanmasının hikaye edildiği ve kulübün kurucularından Galip Bey’in başrolünde olduğu bir sinema filmi çevrildi geçenlerde. Adı Zaferin Rengi bu filmin. Önümüzdeki sene Şubat Ayı’ndan itibaren vizyona girecek, seyirciyle buluşacak bu ilginç film. Yeşilçam (Yeşilçam kalmadı artık gerçi ama eski alışkanlıkla Türk Sineması deyince Yeşilçam anladığımız için Yeşilçam’dan devam edelim), böyle sağlam bir hikayeyi niye konu edinmez dediğimiz örneklerden sadece birisiydi Harrington Kupası ve arka planda işgal yılları. Bakalım ortaya ne çıkacak biz de merakla bekliyoruz.
Girişte bahsettiğimiz Cehennemde İki Devre; ünlü Macar yönetmen Zoltan Fabri’nin 1962 yapımı siyah-beyaz Nazi işgali yıllarında Macar işçilerinin futbol takımı ile Nazi askerlerinin futbol takımı arasındaki “Ölüm Maçı”nı konu edinen kült filmi. 1942’deki gerçek maçın anısına yirmi yıl sonra çekilip vizyona girdiğinde acılar daha tazeydi ve yaralar henüz kabuk bağlamamıştı. O yılları yaşayanların canlı tanıklıklarıyla filme aktarılan birçok detay gerçekten insanın boğazının düğümlenmesine yol açıyordu. Maçın sonunda yenilen Nazilerin idam ettiği Macar futbolcuların ardından bolca gözyaşı dökülmüştü o yıllarda.
Daha sonra bundan yirmi yıl sonra 1981-1982’de bu sefer Hollywood bu kült filmin konusunu serbest adaptasyonla “apararak” Zafere Kaçış’ı çekti. Bu sefer kadro daha zengin, film renkli ve teknik imkanlar sınırsızdı. Pele’den Sylvester Stallone abimize, Bobby Moore’dan Michael Caine’e kadar en “baba” sinema ve futbol adamları bu film için kamera önüne geçti. Kamera arkasındaki yönetmen ise başka bir usta John Huston’du, düşünün kadroyu ve kaliteyi.
Film seyirci rekorları kırdı ve ilk filmden farklı bir sonla “mutlu” bitti. Seyirciler maç sonunda sahaya girerek Nazileri yenen futbolcuları kaçırıyor ve idam edilmelerini bir şekilde engellemiş oluyorlardı bu sefer ilk filmden farklı olarak.
Bizim Zaferin Rengi filmimize konu olan Harrington Kupası’ndan da birazcık bahsederek yazıyı toparlayalım. 29 Haziran 1923 tarihi bir Cuma gününe denk gelmekteydi ve Taksim Stadı’nda Fenerbahçe ile İngiliz İşgal Kuvvetleri Futbol Takımı arasında General Harrington’a veda kupası maçı oynanmıştı. Bu maçın ilk yarısını İngilizler 1-0 önde kapatmasına rağmen Fenerbahçe ikinci yarıda Zeki Rıza (Sporel)’in iki golüyle maçı kazanıyor ve Türk halkına o sıkıntılı günlerde büyük bir moral kaynağı oluyordu bu anlamlı galibiyet.
6 Ekim 1923’deki İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun müjdecisi olan bu galibiyeti ve arka planını inşallah bu sinema filminde izleyebiliriz ve gene inşallah gişe yapabilmek için araya sokuşturulan hikâyeler gerçeğin önüne geçmemiştir. İzleyelim görelim.