Yeni nesil tarafından Kıraç'ın şarkısı olarak bilinen aslında Ferdi TAYFUR'a ait olan bir şarkıdır. 1980'li yıllarda (galiba 1983'de Bahar ÖZTAN'la filmini de yapmıştı Ferdi Baba!) çokça söylenir ve dinlenirdi.
Rusya 2018 Dünya Kupası’nı izlediğimiz her gün “Yıldızlar da Kayar” şarkısının muhtelif dillerdeki terennümlerini dinliyoruz.
Bu dünya kupasında; birçok yıldız ülkenin, birçok yıldız futbolcunun ve futbol fenomeninin futbol semâsından kayarak yerlerini yeni yıldızlara terk ettiğini gözlemekteyiz profesyonel futbolseverler, amatör astronomlar olarak.
Turnuva başlarken Gary LINEKEER’ın tespiti gereği futbolseverlerin ağırlıklı favorisi Almanya idi. Futbol 22 kişi ile oynanıyor ve hep Almanlar kazanıyordu nasılsa. Geçen turnuvanın finalisti Arjantin belki bu turnuvada Messi önderliğinde şeytanın bacağını kırar ümidiyle gönüller biraz Güney Amerika’ya kaymaktaydı. İspanya her turnuvanın doğal favorilerindendi zaten. Bu sene de yıldızlar topluluğu-La Liga karması gibi bir kadro ile boy göstereceklerdi Rusya steplerinde. Turnuvanın gayr-ı resmi açılış maçında İspanya ile 3-3 berabere kalarak bize mutluluklar vadeden Portekiz’i unuttuk sanmayın. Cristiano RONALDO’nun son turnuvasında en azından yarı final belki final bekliyorduk Portekiz’den ama o da olmadı.
Son 16 turu ile birlikte heyecan ve sürprizler bir kat daha arttı. Rus Ruleti adı pek yakıştı turnuvanın adından mülhem. Yazının yazıldığı dakika itibariyle öyle bir noktaya geldik ki; Kolombiya, Hırvatistan, İngiltere, Rusya, İsveç ve İsviçre’den bir tanesi bu sene Dünya Kupası Finali oynayacak. Gruplar kurulurken ana tablonun sağından ve solundan ilerleyecek takımları görünce insan “Güler misin ağlar mısın?” diyor istemeden.
Rusya 120 dakika boyunca 191 pas yaptığı maçta, 1006 (bin altı) pas yapan İspanya’yı eliyor. Hırvatistan-Danimarka maçında kaleciler 120 dakikanın sonunda seri penaltılarda tam beş penaltı kurtararak tarihe geçiyor. Taktik disiplinin teknik ve yeteneğe baskın geldiği bir turnuva izliyoruz aynı zamanda. Hocaların soyunma odasında taktik tahtasında gösterdiklerini harfiyyen yerine getiren takımlar, ne kadar “takoz” da olsalar mesafe aldılar şu ana kadar. Bir de; kontratak oyunu konusunda Meksika “master’s degree” sahibi ama başka bir benzerini henüz göremedik.
Ballon D’or’un bu seneki sahibi Muhammed SALAH sakat geldiği turnuvada beklentilerin çok altında kaldı. Ballon D’or’un gediklilerinden Messi ise Şeref Tribününde oturan kâbusu Maradona’nın gölgesinde ezildi gitti. Ronaldo’ya da çok üzüldük, bıktırıcı markajdan kurtulabildiği anlarda bir şeyler yapmaya çalıştı ama olmadı. Bir de Mesut’a üzüldük memleket olarak. Alman forması giyse de biliyoruz ki; buz gibi bir Türk evlâdı kendisi. Maç içinde verdiği tepkiler ve ettiği küfürler bile genetik kodlarından geliyor.
Neyse bunlar artık turnuvanın geçmişinde kaldı. Rakitiç&Modriç var elimizde, Golovin var şu dakika. Cavani var eski göz ağrılarımızdan. Bunlara bakalım kimler ilave olacak bugün-yarın oynanacak maçlarda?
Hepimize iyi bir hafta ve güzel bir Temmuz diliyorum.