Para kazanmak uğruna minicik yavruların hayatıyla oynamak için cani olmak gerekir.

Ama sağlığınızı, en sevdiğiniz insanları hatta bebeğinizi emanet ettiğiniz sağlık çalışanlarının bunu yapabileceği aklınıza gelir mi? Belki bir filmde izleseniz etkilenir de bu kadarı da filmlerde olur dersiniz. Ama gerçekte öyle mi?

Skandala adı karışan hastanelerde doğum yapmış herkesin aklına ya benim başıma gelseydi sorusu geliyor şu günlerde. Bebeklerini yoğun bakımda kaybetmiş her anne baba şüphe içinde. Acaba bizim kaybımızda da bir ihmal söz konusu muydu diye.

Nihayet bazı ailelerin kendi bebeklerinin başına gelenleri anlatmasıyla ortaya dökülenler olayın acı yüzünü gözler önüne serdi. Bakın yenidoğan acilden bahsediyoruz. Kaldı ki kaç yaşında olduğuna bakmaksızın insan hayatı kutsaldır ayrı. Ancak aylar süren bir sabrın doğumla birlikte taçlanmasıdır bebek sevinci. Siz bu sevinci sırf para karşılığı insanların kursağında bırakıp evlatlarının ölüm haberini veriyorsunuz. Nasıl bir acımasızlıktır... İnsanlıktan çıkmış olmak gerek!

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç olayın aslında 2023 yılı Mart ayında gelen bir Cimer ihbarıyla ortaya çıktığını anlattı. Soruşturma başlayınca suç duyurusuyla olayın derinleştiğini halen ise teknik takibin devam ettiğini açıkladı. Gidişata ve ailelerin şikayetlerine bakılırsa süreç uzayabilir. Soruşturmanın başka illere sıçrama ihtimalinden de söz ediliyor.

Detaylara girip burada sinirlerinizi bir kez daha bozmak istemiyorum. Farklı medya organlarında her gün yeni bir ayrıntıya denk gelip hayrete düşmemek elde değil zira. Hele soruşturmayı yürüten bir savcının olayla ilgili olarak tehdit edildiği görüntülere bakılacak olursa bu gözü karalık için ne demeli bilemedim. 

Ancak asıl önemli olan bundan sonra alınacak önlemler. Denetim mekanizmasının daha iyi çalıştırılması. Aksi halde güvensizlik başka sorunları da beraberinde getirir.

Sağlık kurumlarında zaman zaman yaşanan şiddet olaylarına farklı cepheler açmamak hayati önemde. Özellikle yurt dışından gelip ülkemizde tedavi olarak doktorlarımız ve kurumlar nezdinde pek çok olumlu geri bildirim sunan yabancıların son yıllarda ilk tercihi olan ülkemiz adına yaşananlar utanç verici. Bir an önce olaya adı karışanların cezalandırılmaları yaşama şansı bulamamış bebekleri geri getirmese de mağdur ailelerin adalet arayışına cevap olur. 

Bir taraftan sağlık çalışanlarına şiddeti kınıyor çıkan her olayda önlem alınması gereğinden söz ediyoruz. Diğer yandan ise insan hayatı üzerine Hipokrat yemini ederek görev yapan bazı doktor ve sağlık çalışanlarının minicik yavruların hayatıyla oynamasına akıl sır erdiremiyoruz.

Bir şeyler ters giderken susan ses çıkarmayan kim varsa en az olayın failleri kadar suçludur bence. Bu da ayrıca ahlaki bir sorundur. İnsanlar hata yapar. Fakat vicdanen hepimizin sorumluluğu olduğunu unutmamak gerekir. Yetkililere görevlerini hatırlatmak da vatandaşlık görevimizdir. 

Soruşturma kapsamında etkin pişmanlıktan faydalanmak üzere ifadeleri alınan hemşirelerin anlattıkları belki mevzunun bir kısmının aydınlanması açısından önemli. Ancak halen bildiği olup da susan varsa bebekleri ölen her ailenin ahı üzerlerinedir. İçimi ferahlatan tek husus adı geçen hastanelerden bebeklerin nakil işlemlerinin yapılmasıdır.

Bebekleri özel hastanelerin yenidoğan servislerine sevk ederek haksız kazanç sağlayan kim varsa bir an önce ceza aldıklarını görmek kamuoyunu rahatlatacaktır.