Eveeet, ülkemizin hemen hemen her yerinde bir araya gelenlerin, bir yerlerde memleket meselelerini konuşanların birbirlerine sordukları ve yanıtını aradıkları tek soru bu.
Eveeet, ülkemizin hemen hemen her yerinde bir araya gelenlerin, bir yerlerde memleket meselelerini konuşanların birbirlerine sordukları ve yanıtını aradıkları tek soru bu.
Neler oluyor bize?
Yıllardır büyük çoğunlukla iktidara gelen bir parti tarafından yönetiliyoruz. Siyasi yelpazenin neresinde olursa olsun, ülke yönetiminde istikrarın ve refahın sağlanması ve tabii ki de özgürlüklerin, her alanda istikrarın sağlanması için olması gerekenleri yapabilen bir yönetim biçiminden beklentilerimiz var. Ülke sorunlarının ortadan kaldırılması konusunda da beklentilerimiz var. Ve biri tek başına iktidar olabilecek çoğunluğa sahip iktidar partisi başta olmak üzere dört partiden oluşan Büyük Millet Meclisimiz var. Ülke yönetiminden, meclisi oluşturan siyasi partilerimizden beklentilerimizin olması çok doğal.
Ülkemiz stratejik olarak öyle önemli bir bölgede, her alanda iç huzuru sağlamak olmazsa olmazlarımızdan. Tarihin derinliklerinden gelen, bölgeye hükmetmiş bir devlet kültürünün temelini oluşturduğu genç cumhuriyetiz, Atatürk ilke ve inkılaplarını kendimize ilke edinmiş, laik demokratik, dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir ülkeyiz de.
Ekonomik olarak, siyasal olarak, askeri güç dengesinin sağlanması, yönetim biçimleri ve modern sosyal yaşamı iyi uygulamaya çaba gösteren demokrasi ile yönetilen bir devlet olarak, çevremizdeki, kıtalardaki ve neredeyse tüm dünyadaki olaylardan, gelişmelerden doğrudan etkilenebiliyoruz.
Dünyada olan ekonomik sarsıntılardan en hızlı şekilde etkilenen bir ülke olmamız nedeniyle ekonomimizin böylesine kırılgan olması da çok doğal
Bu arada ülke içinde olan siyasal gelişmeler, değişen yönetimler, tüm bunlara bağlı olarak gelişen ekonomik biçimler, her dönemde yenilenen, siyasal değişime paralel olarak yenden biçimlenen sosyal yaşam ve tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen bu değişkenliğe ayak uydurmaya çalışan toplumumuz.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda kısa sürede Avrupa’da demokrasi ile yönetilen, Avrupa’ya kısa sürede adapte olabilen ve bir çok dünya ülkesine örnek olabilen demokrasi aşığı bir ülke olduğumuzu da unutmayalım.
Bu güzel cumhuriyeti yaşatmaya çalışırken yaşadığımız, bir çok olumsuzluğun içinden başarıyla çıkabilmişiz.
Bölgemizin stratejik konumu nedeniyle dünya siyasal, ekonomik, askeri konumu içinde kendimize düşen görevi Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün bize, en vazgeçilmez tavsiyesi olarak bıraktığı “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” düşüncesi çerçevesinde yerine getirmişiz. Bu konuda da gelişmekte olan bir çok ülkeye örnek olabilmişiz.
Tüm bunları yapabilen bir ülke olarak son yıllarda yaşadıklarımıza rağmen hala güçlü bir toplum olarak ayakta durabiliyorsak, son yıllarda yaşadığımız tüm olumsuzluklardan da en kısa sürede kurtulabilmeliyiz. Bunu yapabilecek özgüvenimiz var. Yeter ki; geleneksel birlikteliğimizden uzaklaşmayalım. Toplumsal birliktelik bizim en büyük gücümüzdür.
Son yıllarda yaşadıklarımızın ülke üzerinde bıraktığı olumsuzlukları ortada kaldırabilmek için yapmamız gereken bu.
Bizim bizden başka dostumuz yok.
Son yılların yarattığı olumsuzluklar, ekonomimizdeki dalgalanmalar, yabancı paraların milli paramız üzerindeki baskısı ve neredeyse onlara bağımlı olan bir ekonomik düzen ve sosyal yaşamı ekonomik darboğaza sokan geçim sıkıntısı.
Kendini darda hisseden, giderek dayanılmaz hale gelen ekonomik şartların, geçim sıkıntısının nedeninin ne olduğunu toplum olarak iyi biliyoruz. Ancak bu yükü kaldırabilmek için yapılması gerekenlerin, başvurulan çözümlerin, bu dalgalı ekonomik düzen içinde iyice bunalan dar gelirliyi rahatlatacak çözümler olması gerektiğini de unutmamak lazım.
Bozulan ekonomik düzenin tüm yükünü geçim sıkıntısından iyice daralan dar gelirlinin üzerine yüklemeyecek daha farklı çözümler üretebilmeliyiz.
Tüm bu yükün ağırlığında çok zor durumda olanlar, işte hep bu soruyu soruyorlar. “Neler oluyor bize!”
Çok kısa bir süre sonra, yeni zamların olduğu bir yıla gireceğiz. Kafalarda soru çok. 2018’de işimiz çok zor!