Çocukken cumhuriyetimizin yüzüncü yılını düşünmek çok uzak bir tarih gibi gelirdi.
2000’li yılların ilk çeyreğinde genç cumhuriyetimiz yüz yılı geride bıraktı bile. Bundan 101 yıl önce 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. 1925 yılından itibaren ise bayram olarak kutlanmaya başlandı.
Medeniyetlerin beşiği olmuş topraklarımızın bulunduğu coğrafya oldukça zor çetrefilli ve karmaşık günlerden geçiyor. Bir yanımız Avrupa’ya komşu olsa da diğer yanımız Ortadoğu’nun hemen üstünde. Olan bitene kayıtsız kalamıyoruz.
Tarih boyunca nice medeniyetler görmüş koca bir imparatorluğun hükmünde altı asrı aşkın süre geçmiş. Nihayet tabir yerindeyse kurt kapanından kurtulur misali emperyal devletlerin kıskacından milletin azmi ve kararlılığıyla kurtulmuş bir vatan bizimki. Bu mücadelenin baş kahramanı ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk yine milletin bağrından koparak gelen bir askeri deha olarak adını tarihe altın harflerle yazdırmış bir lider. Öyle ki Kurtuluş mücadelesi bugün bile başka milletlere ilham olmaya devam ederken Atatürk’ün eşsiz liderliği örnek gösterilir.
Ortadoğu’nun içinde bulunduğu karmaşa bize aslında Kurtuluş Savaşı ardından kurulan cumhuriyetin neler kazandırdığını açıkça gösteriyor. Bugün geldiğimiz noktada demokrasiyi iyileştirmek adına halen yapılması gerekenler var. Ancak yüz yılın birikimi yadsınamaz. Şimdi etrafımızda olanlara bakınca kazanımımız olan cumhuriyeti ileri götürmek için çaba sarf etmek daha da önemli.
Ankara'da yaşanan terör saldırısı bize işimizin hiçbir zaman kolay olmadığını bir kez daha hatırlattı. Yine kayıplar yine yitip giden hayatlar yine yarım kalan hikayeler... Acı içimizi yakarken bile biz bunu biliyoruz demedik mi hep bir ağızdan.
Terörü lanetlerken kardeşliğimizi dinamitlemek isteyenlere şaşırdık mı peki! Milletimizin başı sağ olsun bir kez daha... Diğer yandan siyaset sahnesinin son günlerdeki sıcaklığı olan biteni anlamak adına önümüzdeki günlerin pek çok yeni gelişmeye açık olduğunu gösteriyor.
Bir taraftan İsrail’in saldırgan tutumuyla genişleyen savaş Ortadoğu’yu ateş çemberine çevirirken barışı seslendirmek her zamankinden daha elzem. Barış bugünlerde uzak bir rüya gibi görünebilir fakat yine de barış demeli barışı herkes için istemeye devam etmeli. Ancak savaşı bilenin barışı anlayabileceği söylenir. Böyle bakınca Gazi’nin Yurtta Sulh Dünyada Sulh sözünün önemine bir kez daha vakıf olduğumuz günlerden geçiyoruz.
Cumhuriyetimizin hikayesinin ve mücadelemizin daha uzun yıllar örnek olması dileğiyle...