"Küresel ısınmayla birlikte buzulların erimeye başlaması sonucu hem yeni deniz yollarının açılması hem de yeni enerji kaynaklarının bulunmasıyla Arktik Bölgesi, jeostratejik ve jeopolitik rekabetin odak noktası olmuştur."
Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’daki mücadeleler bütün dünyanın gündemini meşgul ederken, dünyanın diğer bölgelerinde yaşanan kritik gelişmeler gözden kaçmaktadır. Bu bölgelerden birisi de Kuzey Kutup Bölgesi’nde bulunan Arktik Bölgesi’dir. Arktik Bölgesi’ni n gezegenin sıcaklığını kontrol etmede önemli bir rolü bulunmaktadır. Çünkü deniz buzunun Güneş ışığının yüzde 80’ini uzaya geri yansıttığı tahmin edilmektedir. Bu buz kütlesinin erimesi sonucu ekolojik dengegeri dönd ürülemeyecek bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır. Buzulların erimesi sadece çevreyi değil, siyaseti, ekonomiyi ve ticaret yollarını da etkilemektedir.
Küresel ısınmayla birlikte buzulların erimeye başlaması sonucu hem yeni deniz yollarının açılması hem de yeni enerji kaynaklarının bulunmasıyla Arktik Bölgesi, jeostratejik ve jeopolitik rekabetin odak noktası olmuştur. Bu rekabet alanı, sadece Arktik Bölgesi’nde bulunan Rusya Federasyonu, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Norveç, Kanada, İsveç, Finlandiya, İzlanda devletleri arasında değil; Çin, Japonya, Güney Kore, Hindistan ve bazı Avrupa Birliği üyesi devletler gibi bölgenin dışında kalan aktörlerin de katılımıyla genişlemiştir.
Geleceğin Ortadoğu’su: Arktik
Bilimsel araştırmalar Arktik Bölgesi’nde bulunan enerji kaynaklarının dünyadaki enerji ihtiyacını karşılamada yeterli olacağını göstermektedir.
Buzulların erimesiyle altın, elmas, kömür gibi madenlerin de ortaya çıkacağı öngörülmektedir. Fakat buzulların altındaki kaynakların ne oranda olduğu bilinmemektedir.
ABD Jeopolitik Araştırmaları Kurumu’nun verilerine göre bölgede 47,3 trilyon metreküp doğal gaz, 44 milyar varil sıvı doğal gaz ve 90 milyar varil petrol vardır.(1) Bu rakamlar dünya genelinde kanıtlanmış doğal gaz rezervlerin dörtte birine ve kanıtlanmış petrol rezervlerinin yüzde 6’sına denk gelmektedir.
Buradaki en önemli sorun enerji kaynaklarının yüzde 80’den fazlasının açık denizlerde olmasıdır. Özellikle bölgenin hukuki statüsünün belirsiz olması bölgedeki devletler ara sında sık sık gerilime sebep olmaktadır.
Kuzey Deniz Yolu
Dünya ticaretinin yüzde 90’ının deniz yolları üzerinden yapıldığı göz önüne alındığında, Kuzey Deniz Yolu, küresel ticaretin seyrini değiştirecek bir rotadır.
Avrupa ve Asya arasında yeni deniz yollarının ortaya çıkması bölgeyi jeopolitik açıdan önemli kılan bir diğer unsurdur.
16. yüzyılda buzullardan dolayı sadece 3 ay kullanılan ticaret yolu 2018 itibariyle 8 ay boyunca kullanılacak hale getirilmiştir.
Arktik Okyanusu üzerinden ilk defa 2014 yılında, Kanada’dan Çin’e sefer gerçekleşmiş ve Panama Kanalı’ndan geçilerek 41 gün sürecek olan sefer, 26 günde tamamlanmıştır. Bu rota Asya, Avrupa ve Amerika kıtaları arasında diğer deniz yollarına kıyasla yakıt ve zaman tasarrufu sağlamaktadır.
Arktik Rota ABD, Rusya, Çin arasında yeni bir rekabet başlatmıştır. Türkiye de yeni kurulacak düzende bölgede varlığını komşusu Rusya ile hissettirmelidir. Ortakların b ölgeye yönelik projelerine ortak olurken bu durumun Türkiye’ye ekonomik ve politik etkileri derinlemesine incelenmelidir.
Türkiye 2015 yılında Arktik Konseyi’ne gözlemci üyelik başvurusu yapmasına rağmen hâlâ bir cevap alamamıştır. Arktik Bölgesi’nde en uzun kıyıya sahip olan ülke, Rusya’dır. Türkiye’nin bölgede olması için bu konuya ilişkin Rusya ile görüşmelerin arttırılması ve projelere destek vermeyi önermesi yerinde olacaktır.
Arktik Bölgesi’ne yönelik sadece kamu kurumları değil sivil toplum kuruluşlarının, düşünce kuruluşlarının, deniz ve madencilik şirketlerinin de bu bölgeye ilgi duyması süreci hızlandırmada önemli etki sağlayacaktır.
1) United States Geological Su rvey https://www.usgs.gov/