SEVGİLİNİN DOĞUM GÜNÜ

Avni ÖZGÜREL 08 Nis 2016

Avni ÖZGÜREL
Tüm Yazıları
İslam inancının iki kutbu var: Kur'an ve Peygamber. Hz. Muhammed 1445 sene önce bugünlerde doğdu. Ve ömrü bir insanın hayatta başına gelebilecek olumlu/ olumsuz ne varsa hepsini yaşayarak geçti.. Günümüz dünyasında belki de hakkında en fazla konuşulan, tebliğ ettiği din kadar hayatına dair her şeyin merak edildiği insan Hz. Muhammed.

İslam inancının iki kutbu var: Kur’an ve Peygamber. Hz. Muhammed 1445 sene önce bugünlerde doğdu. Ve ömrü bir insanın hayatta başına gelebilecek olumlu/ olumsuz ne varsa hepsini yaşayarak geçti.. Günümüz dünyasında belki de hakkında en fazla konuşulan, tebliğ ettiği din kadar hayatına dair her şeyin merak edildiği insan Hz. Muhammed.. Ancak şurası da gerçek ki, ne kadar tanınıyorsa bir o kadar da bilinmezin gerisinde!… Zira asırlarca dilden dile gezen ve bu süreçte değişen o kadar çok masalsı anlatım var ki nakledilenlerin içinden gerçeği çıkarmak çok kolay değil… Allah’ın Kur’an’da ‘ Sevdiğim’ diye hitabettiği ‘ Kültürümüze yerleşmiş kabulle ‘ alemlerin kendisi  için yaratıldığına inandığımız  ‘insan’  o..  Ve hayat hikayesi peygamber olarak seçilmişliğin ötesinde bir süslemeye ihtiyaç hissettirmeyecek parlaklıkta. Ancak buna rağmen kendisine duyulan sevginin İslam öncesi inançların hurafe potasına dökülmesi yüzünden hakikati efsanesiyle iç içe geçmiş durumda.. İslam ve Hz. Muhammed günümüz Türkiye’sinde ne yazık ki bu efsanelerin çevrelediği atmosferde yetişmiş, menşe olarak çoğu kırsal bölgelerden gelen insanların ilgi odağı…  Kent insanı,  aydın ya da sanatkar katında dine ilginin ‘saygı’yla sınırlı olması, İslam konusunda olduğu kadar Hz. Muhammed konusunda da yeni bir algıya zemin olacak ilham kaynağı düşüncenin önündeki engel.. Bu durum İslam’a ve Hz. Muhammed’in hayatına olumsuz  bakan çevrelerin eleştirilerine itibar etmenin, çoğunluğu Müslüman bir toplumda ‘medenilik/ modernlik ’ sayılmasının yol açtığı talihsizlik..  Yazının girişinde onun hayatta bir insanın başına gelebilecek olumlu ve olumsuz ne varsa hepsini yaşadığını söyledim.. Bu hükümde en ufak bir abartı yoktur..
Hz. Muhammed babasını hiç görmedi… Abdullah vefat ettiğinde Amine altı aylık hamileydi… Annesini kaybettiğinde ise sadece yedi yaşındaydı peygamberimiz… Hayat hikayesinin yansıdığı geleneksel metinlerde dedesi ve amcaları tarafından ilahi misyonunun farkına varılıp adeta bir şevket halkası içinde büyütüldüğünün anlatılması ona duyulan sevginin ailesini de içine alması arzusunun izini taşır.…  Yoksuldur Hz. Muhammed… Evi, hizmetlisi, sürüsü, birikimi yoktur.. Kendisi gençlik döneminde çobanlık yaptığını ‘ Mekkelilerin koyunlarını birkaç Kırat -Dinar’ın yirmide biri Kuruş seviyesinde para- karşılığı otlattığını anlatır… Bu nedenle istediği halde evlenemez… Ta ki daha önce iki evlilik yapmış, önceki eşlerinden iki oğlu olan Hz. Hatice kendisiyle evlenmek isteyene kadar… Sonrasında yaşadıklarını uzun uzadıya anlatmayıp sayayım… Hz. Hatice’yle evliliğinin sevgiye dayalı huzurlu bir beraberlik olduğuna şüphe yok.. Nitekim Hz. Muhammed hayatının sonuna kadar her vesileyle Hz. Hatice’ye olan muhabbetini dile getirmekten geri durmadı.   

Bu güzel evlilikte evlat acısını da yaşadı Hz. Muhammed.… İkisi erkek dördü kız altı çocuğu oldu bu evlilikte. Oğulları Kasım ve Abdullah küçük yaşta öldüler.  Kızları içinde ise sadece Hz. Ali’nin eşi Hz. Fatma babası vefat ettiğinde hayattaydı. Hz. Muhammed peygamberlikle şereflendirildi ama  bundan dolayı yakın çevresinden başlayarak Mekke’de geniş bir kesimin cahiliye toplumundaki bağnaz öfkenin hedefi haline geldi. Gördüğü tepki kısa sürede alay, hakaret, sataşma boyutunu aştı saldırılara maruz kaldı.. Neticede doğup büyüdüğü şehri, kendisine inananların maruz kaldığı eziyetler dolayısıyla terk etti.…  Gittiği Medine’de büyük ilgi ve hüsnü kabul gördü ama aynı zamanda yeni dinin uyandırdığı öfke orada da peşini bırakmadı; bir süre sonra savaşmak zorunda kaldı. Yendiği oldu; yenildiği de…. Önüne büyük ganimetlerin getirildiği görece zenginleştiği dönemler oldu, nesi var nesi yoksa elinden çıkardığı açlık sınırında yaşadığı dönemler de… Öyle ki vefat ettiğinde zırhı rehincideydi… Derin üzüntü duyduğu olaylar yaşadı. Eşine iftira edildi, barış anlaşması yaptığı için eleştirildi..  Bugünlerde O’nu merak etmenizi, O’nu okumanızı diliyorum… Okurken de ölçünüzün O’nun muhteşem mihengini yansıtan ‘ Size benden bir hadis nakledildiğinde içinizde sıcaklık hasıl oluyorsa bilin ki o hadise sizin kadar yakınım… Şayet içinizde bir soğukluk hasıl oluyorsa o hadise sizin kadar uzağım’ sözü olmasını dilerim...