SAYIN SAVCIM

Alican DEĞER 27 Tem 2016

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
"Ben öncelikle vatanını, milletini hayatından çok seven 30 yıllık bir Silahlı Kuvvetler Mensubuyum. Öyle sanıldığı gibi darbeci falan değilim.

“Ben öncelikle vatanını, milletini hayatından çok seven 30 yıllık bir Silahlı Kuvvetler Mensubuyum. Öyle sanıldığı gibi darbeci falan değilim. Askeri okuldan üstün başarı ile mezun oldum, bütün rütbelerimi takdirnamelerle aldım. Yaşananlar baştan sona bir yanlış anlama. Öncelikle, ben burada karşınızda ifade verir halde olmamalıydım. Belki geliş gerekçemi, şüpheliden, tanıka çevirmelisiniz. Ama madem geldim ve siz ısrar ediyorsunuz, sorun soracağınızı bildiğim herşeyi anlatayım. Belki vatana bir hayrım olur.

Evet, öncelikle kalkışma gecesi Genel Kurmay Karargahı’nda ne arıyordum? Savcı bey; ben asker değil miyim? Evet öyleyim. Benim Genel Kurmay’a gitmem de ne gariplik olabilir? Orası benim için bir baba evi gibidir. Ben ara sıra özellikle hafta sonları akşamları zaten gizlice binaya girer içerideki havayı ciğerlerime doldururum. Bu benim vatan sevgimi pekiştirir. İrademi çelikleştirir. İşte 15 Temmuz da öyle bir akşamdı. Tam ben derin derin nefes alırken bu darbeci hainler kapıdan içeri girdi. Benden emir aldıklarını mı söylüyorlar? Estağfurullah. Emir değil. Belki ricam olmuştur bir iki tane. Ama tümüyle tesadüf. Aralarında askerlikten tanıdığım bir iki kişi vardı. Beni görünce selam verdiler tabii. Aslında emir aldı diye anlatılanlar, benim onlara “Yapmayın, etmeyin” dediklerimdir. Ama beni dinlemedi hainler.

Genel Kurmay Başkanı rehin alınırken mi? Evet yine tesadüfen oradayım. Fırsat bu fırsat diye makam odasını yakından görmek istemiştim. Bu hainler beni öne ittiler. Bir anda kendimi Komutanımın önünde buldum. Aslında ben böyle birşey olmasını istememiştim. Evet, “Bildiri metnini imzalayın” demiş olabilirim. Ama tümüyle bu sözler komutanımın zarar görme ihtimalini ortadan kaldırmak içindi. O da beni dinlemedi. Zaten sorun da oradan çıktı. Boğazını mı sıkmışım? Haaa, evet yaptım. Ama sorun niye yaptım. Çünkü komutanımın boğazına zeytin çekindeği kaçmıştı. Aslında ben onun hayatını kurtardım. Evet, sonrasında eli bağlı komutanımla birlikte helikoptere bindim. Bu da doğrudur. Ama bu tamamiyle onun elleri bağlı olduğu için sarsıntıdan bir yerlere çarpmasını önlemek içindi. Onu sıkı sıkı tuttum. Allah için hiç bir yere çarpmasına, yaralanmasına, berelenmesine izin vermedim.

Sonrası bildiğiniz gibi Akıncılar Üssü’ne gittik. Burada da hainler vardı. Ama maalesef bunlar da beni dinlemedi. Zaten o gece kimse beni dinlemiyordu. Bu aslında biraz gururumu kırdı. Ama konu vatan millet olunca gururun bir önemi yok. Uçakların havalanışı sırasında Komuta Merkezi’nde olduğum da doğrudur. Ama bu da tümüyle bir kazayı önlemek içindir. Bu kadar uçak, helikopter inip kalkacak. Allah muhafaza ya çarpışırlarsa. “Halka ateş açın” emri mi? Haşaa. Ben öyle birşey dememişimdir. Dememiş olmam lazım. Dediğimi zannetmiyorum.

Telsiz kayıtları mı var? Tümüyle yalan. Ben aslında bomba yüklü olarak ortalıkta dolaşmayın. İnişiniz çok tehlikeli olur.  Onları müsait bir yere bırakın demişimdir. Nitekim o gece benim dinledikleri tek tavsiyem de bu oldu. Bu kadar lafımı dinlemeyenlerin bunu dinleyeceği tuttu. Gördüğünüz gibi sayın savcım. Aslında ben suçsuz yere buradayım. Aslında benim dışarıda, bu hainlerle mücadele ediyor olmam lazım. Lütfen hakkımda “Kovuşturmaya gerek yoktur” kararı verin de görevimin başına döneyim. Döneyim ki, vatan millet düşmanlarına gereken dersi vereyim.

Boşverin Fuat Avni’yi

Ne diye Fuat Avni’nin peşine bu kadar düşülüyor ki? Ne yapıyor yani? Başlarda bir iki isabetli “Uçuşu” oldu. Ama salladığı anlaşılan bilgiler, doğru olduğu düşünülen bilgilerin belki 30 katı. Otursam ben bile daha iyisini yazarım. Belli ki anonim bir hesap. Bazıları bilgi aktarıyor, o hesaptan bunlar açıklanıyor. Bilgilerin doğru, yanlışlığına da bakılmıyor. Sıkıştığı yerde de olsa olsa metodu ile abuk subuk şeyler söyleniyor. Yersen.

Dediğim gibi aslında bir önemi yok. Bu hesabı yöneten ekip de farkında olmadan yapmak istedikleri propagandanın tam tersine sonuçlar doğuracak mesajlar atıyor. Tez, paralel örgütün her yere sızdığı değil mi? Evet. Peki, Fuat Avni neyi söylüyor? Aslında Başbakanlık’ta veya Cumhurbaşkanlığı’nda bulunduğunu. Muhtemelen de bir danışman olduğunu. Yani tezi doğruluyor. Kaldı ki bu da yalan. Anlaşılan birileri Fuat Avni’yi gurur meselesi yapmış. İlla yakalayacak. Basında sürekli haberler. Yakalandı, yakalanacak. 20 kişiyi yakalasan 21’inci bu hesabı yönetir. O yüzden hiç uğraşmayın derim. Haa, bir şekilde takılırsa tabii ki gözaltına alırsın. Ama özellikle peşinden koşmanın bir anlamı yok. Muhtemelen ana yönetici zaten yurtdışında.

Yapılacak en iyi şey, yazdıklarının aslında yalan ve iftira olduğunu ortaya koymak. Bunun dışında mücadele yöntemi pek etkili olmaz. Zaten anlamı da yok. Bunca derdimiz varken. Ülke kanlı bir çatışmanın eşiğinden dönmüşken, derdimiz Fuat Avni takma isimli bir Twiter hesabı mı yani?