​OYUNCU ÜRÜNLERİ NEDEN PAHALI?

Ersin AKMAN 13 Tem 2017

Ersin AKMAN
Tüm Yazıları
Kim ne derse desin Türkiye "fiyat duyarlı" bir ülke.

Kim ne derse desin Türkiye “fiyat duyarlı” bir ülke. Her yeni teknolojik cihaz insanların gündemine ilk önce fiyatıyla giriyor. O nedenle de internet yorumları incelendiğinde birçok yeni cep telefonunun fiyatı nedeniyle eleştirildiğini görüyoruz. Açıkça söylemek gerekirse bu sayfada haberini okuduğunuz Turkcell T80 gibi operatör telefonları da, Vestel gibi ülkemizin gururu olması gereken bir markanın telefonları da öncelikle fiyat konusunda eleştiriliyor.

Ancak cep telefonlarını acımasızca eleştiren “teknoloji guruları” iş oyuncu donanımlarına geldiğinde fiyatları ya görmezden gelmeyi ya da makul bulmayı tercih ediyorlar. 10 TL’den başlayan ve 20 bin TL’ye kadar çıkan oyuncu laptop’ları, bin lira etiketle satılan kulaklıklar, bin lira civarında fiyatlarla alıcı bulan fareler veya klavyeler “pahalı olmakla” eleştirilmiyor. 

Oysa ki oyunculara özel üretilen donanımlar, normal bilgisayar kullanıcıları için üretilenlerden neredeyse iki katı daha pahalıya satılıyor. Vergi yükü tüm ürün gruplarında aynı, satış noktalarındaki kârlılık oranı da benzerken neden böyle bir çifte standart olduğunu hiç düşündünüz mü? 

Bana soracak olursanız ürünlerin fiyatı konusunda yorum yapanlar, ürünlerin hangi ihtiyaca yönelik üretildiğini göz ardı ediyorlar. Yoksa bin 300 liradan satılacağı açıklanan Turkcell T80’in de, revize edilen fiyatıyla 4 bin liraya satılan Samsung Galaxy S8’in de pahalı bulunmasının bence başka bir anlamı olamaz. Bu cihazlar pahalı bulunurken oyunculara özel üretilen ekipmanların fiyatlarının normal karşılanmasının bence hiçbir mantıklı gerekçesi olamaz.

En iyiyi kullanması gerektiğine inandırılan oyuncuların yüksek fiyatlı donanımları alabilecek durumda olduğu varsayılırken, hayatlarında ilk kez akıllı telefon kullanacak olanları hedefleyen T80, pahalı olarak isimlendirilebiliyor.

Kim, hangi cihazı kullanacak?

Aslına bakarsanız cep telefonu operatörleri, kendi markalarını taşıyan telefonları sadece henüz 4.5G kullanmayan, cep telefonundan internete bağlanmayan abonelerine ekstra hizmetler ve uygun ödeme sunabilmek için satıyorlar. Yani kimsenin iPhone’unu bırakıp Turkcell veya Türk Telekom markalı cihazları satın alacağını düşünmüyorlar. Ama faturasına küçük bir eklemeyle insanların akıllı telefon kullanabilir duruma geleceğini düşünüyorlar.

Bu nedenle de hedef kitle “klavye çokbilmişleri” değil de daha çok yaşlı amcalar, teyzeler oluyor. Ve inanın bana tüm operatör telefonları bu açıdan bakınca üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getiriyorlar.

Bu nedenle bir teknolojik cihazın iyi veya kötü, ucuz veya pahalı olduğuna karar vermeden önce kimin için üretildiğini ve hangi şartlarda satışa sunulduğunu iyice anlamak gerekiyor. Cep telefonlarında kredi kartına taksit yasaklandıktan sonra Turkcell’in kendi finansman şirketi ile ödeme konusunda sunduğu çözümlerin maliyetini de anlamak gerekiyor.

Zaten operatör telefonlarının ulaştığı satış rakamları gösteriyor ki tüketiciler klavye başında esip gürlemeyi seven “teknoloji gurularına” kulak kabartmayı değil de kendi bütçelerine göre ödeme planı sunabilen şirketlere daha çok güveniyorlar.

Evet belki bin 300 liraya T80’den daha iyi donanımlara sahip bir telefon almak mümkün olabiliyor ama ödeme koşullarını belirlemek, arıza durumunda Turkcell gibi büyük bir şirketin garantisi kapsamında tamir güvencesi almak, Türk insanına daha mantıklı geliyor. 

Sanırım internette her şeyi kötülemeye alışkın kitlenin gözden kaçırdığı nokta da bu.