ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton geçenlerde İsrail'i ziyaret ederken kelimenin tam anlamıyla saçmaladı.
“Suriye’de silah verdikleri PYD/YPG terör örgütünü “Kürtler” olarak tanımladı. Bu dediği ile en başta milyonlarca Kürt kökenli insanı rencide etti. Sayın Bolton’un da aslında çok iyi bildiği bazı gerçekler var. PKK ve PYD/YPG terör örgütlerinin Kürtler ile tek ilişkisi “Kürt” kelimesini istismar etmek. Marksist/Leninist teröristlerin bugüne kadar Kürtlere verdiği zarar ise çok büyük.
Sadece John Bolton değil Avrupa’da da birçok politikacı bazen aynı şekilde “kafa karıştırmaktalar”.
Dünya kamuoyu ve en başta Avrupa kamuoyu sürekli kandırılmakta. Onlara sürekli “PYD/YPG’nin” DEAŞ’a karşı savaştığı yalanı anlatılmakta. Oysa bu gerçek değil.
ABD’nin Suriye’de DEAŞ terör örgütüne karşı savaşması için PYD/YPG terör örgütüne verdiği silahlar ne oldu, biliyor musunuz? Siz okurlarımızı kısaca bilgilendirelim:
ABD’nin PYD/YPG terör örgütüne verdiği silahların ufak bir kısmı hasar gördüğü için hurdaya çıktı. Bu silahların çok sayıda bir kısmı ise DEAŞ terör örgütüne satıldı. Hem de parasız kalan PYD/YPG mensubu teröristler tarafından. DEAŞ ile savaşmaları kendilerine teslim edilen silahları para karşılığında DEAŞ mensubu teröristlere sattılar. Eğer PYD/YPG terör örgütü bazı Amerikalı ya da Avrupalı politikacıların iddia ettiği gibi DEAŞ terör örgütüne karşı savaşacak olsaydı düşmana silah verir miydi?
ABD’nin PYD/YPG’ye hediye ettiği ve büyük kısmı DEAŞ terör örgütüne satılan bu silahlar nerede biliyor musunuz? Her yerde!
PYD/YPG terör örgütü DEAŞ terör örgütü ile anlaşarak ve DEAŞ ile savaşmadan işgal ettiği topraklardan DEAŞ mensubu teröristlerin silahlarıyla gitmesine izin verdi. Onlar da Suriye ve Irak içinde birçok köşeye dağıldılar. Hatta belki de şimdi bazıları Avrupa’da. Eğer yarın DEAŞ tarafından Avrupa’da bir terör eylemi olduğunda ellerinde ABD’nin PYD/YPG’ye hediye ettiği silahlar yakalanırsa hiç şaşırmayın.
Çünkü biz Türkiye’de yaşadık bu durumu. ABD tarafından PYD/YPG’ye hediye edilen silahların bir kısmı da PKK’ya teslim edildi. Türkiye’de Türk güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirilen PKK terör örgütü mensubu teröristlerin ellerinde bu silahlar vardı. Sayın Bolton da çok iyi bilmekte bu gerçeği.
Kısacası DEAŞ’a karşı savaşan tek bir güç var Suriye’de. O da Türkiye! Türkiye bulunduğu coğrafyada tüm terör örgütlerine karşı savaşan tek ülke. DEAŞ, PKK, PYD/YPG ve diğerlerinin hepsinin “korkulu rüyası” oldu Türkiye.
Bölgede yaşamakta olan tüm insanlar, yani sadece Kürtler değil, Araplar ve Türkmenler de Türkiye’nin terörle mücadelesini yürekten desteklemekteler. Çünkü PKK, onun Suriye’deki uzantısı PYD/YPG ve DEAŞ yıllardır en başta Kürtlere ve ardından Türkmenlere ve de Araplara zulüm ettiler.
Türkiye’de yaşamakta olan Kürtler, PKK terör örgütünün ne derece kanlı ve insanlık düşmanı bir terör örgütü olduğunu çok iyi bilmekteler.
Suriye’de yaşamakta olan Kürtler PKK’nın emrindeki PYD/YPG terör örgütünün canilerden oluşan bir kanlı terör çetesi olduğunu maalesef bazı bölgelerde hala yaşamaktalar.
Suriye’de Türk Ordusu’nun Özgür Suriye Ordusu ile birlikte PYD/YPG işgalinden kurtardığı bölgelerde yaşamakta olan Kürtler her gün “Türkiye’ye teşekkür ediyor” ve teröristlere silah ve destek verdiği için ABD’yi suçluyorlar.
PKK ve PYD/YPG terör örgütleri üstelik sadece bu coğrafyada Kürtlere büyük zararlar vermiyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde Kürt esnaflar ve iş adamları PKK’ya haraç vermekten bıktılar. Kürt aileler PKK terör örgütünün çocuklarının beynini yıkayıp terörist yapması nedeniyle çok acı çekiyorlar. Eğer Avrupalı dostlarımız Kürtleri gerçekten korumak istiyorsa iş adamlarından haraç alan ve zorla çocukları Ortadoğu’ya kaçıran PKK terör örgütünden korusunlar.
Kürtler kim onların dostu ve kim onların düşmanı çok iyi bilmekteler. Onun için kimse Kürtleri istismar ederek PKK terör örgütüne destek vermesini açıklamaya kalkmamalı. Kürtlere yapılan en büyük kötülüklerden biri de budur.