FİRARİ BİR GECE…

Sezai ŞENGÖNÜL
Artık, artçı hüzünler sızar 'fay kırığı' yüz hatlarından/Bahtın yolu 'küçük kıyamet'e saptı sapalı...

 Beş asırlık bir gece, ansızın devrildi üstümüze/Toz, duman, toprak, beton üstümüze/Yürüdü bir hışımla/7.7, 7.6/Üstümüze, üstümüze.

Getirdi ocakların altını üstüne, canlar üstü üstüne...

 Kırıldı içimizdeki diri diri faylar/Kaçıştı bir bir dakikalar, saatler, günler, aylar/Düştü ömrün başına, tel tel beton aklar.

 Kapandı, harap oldu hatıralara giden tüm yollar...

Medceziri yaşarken nefesler, kimisinin gözleri aralı/Kimisinin ki de ebediyen kapalı.

İçlerinde çile çiçekleri açmış kırmızı kırmızı, karalı karalı/Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Osmaniye, Malatya, Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Kilis, Adana...

Yaralı, yaralı...

Artık, artçı hüzünler sızar 'fay kırığı' yüz hatlarından/Bahtın yolu 'küçük kıyamet'e saptı sapalı/Kardelenleri bir seher vakti, sıcacık soğuğu yaktı yakalı/Kurt, kuş, börtü böceği zifiri korkular sardı saralı. 

Taş, toprak yürüyüp, tüten ocaklarımıza vardı varalı...

500 yıllık firari bir gece ile gündüz/Toros, Erciyes, Amanos, Bey dağlarında/Kar üstünde, üstü açık uyuyan ayazla/Çalmadan kapıları, paldır küldür içerilere daldı dalalı.

Çiseleyen yağmur damlaları, kirpiklerde asılı kaldı kalalı...

Dağlandık biz, dağlandık/7.7, 7.6 şiddetinde/Bir gün içinde.

Başımızdan aklımızı 'küçük kıyamet' aldı alalı...

@2023 S.Şengönül 

'Beşik' gibi sallanan şu 'yalan dünya' içinde/Vefa da, cefa da/Bu gün oralarda, yarın nerelerde/Hangi gündüzlerde, hangi gecelerde? Hangi çaresiz sözcüklerle, hecelerle.

Hepsi bir bir heybesinin içinde/Bu coğrafyanın genetik mirası içinde.

Gerisi boş, vefa dolu dolu, vefa hoş! Emanetlerine, hatıralarına, kalanlara. Bu memleketin evlatlarına. Helali hoş...

Üç günlük dünya içinde...