Türkiye'nin 2016'da Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye'ye girmesi ve bölgeyi DEAŞ'tan temizlemesi, iç savaş yaşayan bu ülkede barış tohumlarını ekilmesi sürecini başlattı ve Rusya'yı ipten kurtardı…
O ana kadar katil Esed, Rusya’yı kitlelere zulüm aracı olarak kullanmış ve Vladimir Putin ciddi bir şekilde Suriye’de batağa saplanmış kalmıştı. Türkiye ise Putin’e can simidi oldu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’ya bir çıkış yolu sundu, Astana barış süreci ateşkeslere, çatışmasızlık bölgelerinin kurulmasına yol açtı. Rusya bir anda Türkiye ve İran’la barış sürecinin güçlü aktörü haline geldi. Bu süreç Türkiye, İran ve Rusya’nın katılımları ile toplanan Soçi zirvesinde daha da güçlendi… Şimdi sıra bu ülkelerin Ankara’da çarşamba günü (yarın) yapacağı zirveye geldi…
Bütün bunlara karşılık Putin de Türk savaş uçaklarına Suriye hava sahasını açarak Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında başarılı olmasını ve bölgeyi teröristlerden temizlemesini sağladı.
Putin bugün Ankara’ya geliyor ve artık rutin haline gelen Türkiye-Rusya zirvesi toplanıyor. Daha sonra Putin ve Erdoğan Mersin’e geçip Akkuyu Nükleer Santrali’nin temelini atacaklar.
Şimdi Rusya-Türkiye arasında esen bahar rüzgârlarına Batı’da şüpheyle bakanlar var… Putin yeni dünya düzeninde Rusya’yı ayağa kaldırdı ve dünya çapında bir güç haline getirdi… Bundan rahatsız olan Batı, Putin’i hedef yaptı… Buna karşılık Erdoğan, Türkiye’yi bölgenin yükselen yıldızı haline getirdi ve milli ve yerli politikaların öngördüğü “Türkiye’nin çıkarları önce gelir” fikriyle bir dış politika yürüttü. Bu geçmişte Türkiye’yi piyon gibi gören Batılı ülkelerin işine gelmedi. Onun için Erdoğan’ı alaşağı etmek için her türlü gayret, her türlü fitne yapıldı. Başaramadılar.
Kimse paniklemesin. Türkiye Batı'ya arkasını dönmüyor. Amerika nasıl kuzey komşusu Kanada ile sıcak ilişkiler içindeyse Türkiye de Rusya ile aynı ilişkiler içinde. Coğrafya ve strateji bunu gerektiriyor.
Türkiye NATO ülkesi ve öyle de kalmaya niyetli. Ama bu Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmesi ve sürdürmesi için mani değil. Müttefiklerimiz bir “geçmiş olsun” lafını bile bizden sakınırken ve bazıları darbecilere arka çıkarken 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünde Rusya’nın nasıl bize yardım teklifinde bulunduğunu da unutmamak gerekiyor…
Rusya ile soğuk savaşın en sert geçtiği zamanlarda bile iyi ilişkilerimiz vardı. NATO ve Batılılar bunu unuttu mu? Batılı ülkeler sanayii alt yapımızın geliştirilmesine sıcak bakmazken Sovyetler Birliği’nin bizde İskenderun Çelik, Seydişehir Alüminyum ve Aliağa Rafinelerini “fındık fıstık karşılığı” yaptıklarını unutanlara bunları hatırlatmak lazım…