İnternetin yükselişi sayesinde birçok sektördeki iş yapış modelleri değişmiş olsa da değişmeyen şeyler de var. Mesela fuarlar... Şirketler hem rakipleriyle aynı yerde bulunmak hem de potansiyel müşteri ve iş ortaklarına dokunmak amacıyla fuarlara hâlâ yatırım yapıyorlar. Ülkemizin en büyük teknoloji fuarı olan CeBIT bazı sıkıntılar yaşasa da dünyanın önemli şehirleri "fuarcılık" temasına sıkı sıkıya sarılmaya devam ediyor.

Tayvan'ın başkenti Taipei'de her yıl düzenlenen Computex fuarı da değişen koşullara rağmen önemini yitirmemeyi başarıyor. Çünkü Uzak Doğu'nun kaliteli teknoloji üretim merkezi Tayvan, yönetimsel olarak Computex ekosistemini destekliyor. Mesela asıl görevini "Tayvan'ın dış ticaretini geliştirmek" olarak tanımlayabileceğim kamu kurumu TAITRA (Taiwan External Trade Development Council), Türkiye'den bir gazeteci grubunu Taipei'de misafir edebiliyor. Grubun ülkeye, ülkenin milli havayolu şirketi konumundaki EVA Air ile uçmasını da sağlayabiliyor. Bu arada tabii ki EVA Air'in dünyanın en güvenli havayolu şirketlerinden biri olduğunu öğreniyoruz. Uçaklarındaki konforu yaşayıp, aslında Türk Hava Yolları'ndan pek de farklı olmadığını deneyimlemiş oluyoruz. Peki uçuş ekibinin ne kadar ilgili olduğunu fark ettik mi? Tabii ki fark ettik, ayrıca yemekler ve ikramlar da çok güzeldi.

İşin sırrı düşünce tarzı

Sanırım bu noktada TAITRA'nın fuar amacıyla davet ettiği (veya Tayvan'a gelmelerine ön ayak olduğu) gazetecilerin konforu için Michelin Yıldızlı restoranda akşam yemeği, aslında bir Türk olan ama kısa zamanda Tayvan'ın en sevilen komedyeni haline gelen Rıfat Karlova ile buluşma gibi küçük organizasyonlar yaptığını da belirtmem lazım. Kısaca söylemek gerekirse TAITRA, birbirini tanımayan iki halkın ticaret yapmasının mümkün olmadığını kavrayarak önceliği iki ülke arasındaki binlerce kilometrelik mesafeyi bir "merhaba" kadar kısaltmaya vermiş. Elde de başta Asus ve HTC gibi gayet kaliteli ürünleri olan teknoloji markaları, tüm dünyanın bildiği Computex gibi bir teknoloji fuarı olunca "Tayvan'ın dış ticaretini geliştirmek" için kollar sıvanmış.

Tabii burada atlanmaması gereken bir nokta da dünya teknoloji pazarında Tayvanlı şirketlerin yaptığı işe duyulan güven. 15 - 20 yıl önce daha çok Avrupalı ve Amerikalı markalar için üretim yapan Tayvanlı şirketler, artık tüm dünyada Uzak Doğu'daki kaliteli üretimin adresi olarak kabul ediliyorlar. Bu süreçte dünya çapında markalar da çıkarmayı başaran Tayvan, artık bir marka olarak kendini pazarlayabileceği görüşünde. Teknoloji sayesinde Tayvan'ın adını duyan dünyanın diğer ülkelerindeki insanlar (ve hatta Türkler) turizm amaçlı da bu ülkeye gelebilir, sağlık turizmi de yapabilir. Hatta genç beyinler, yeni fikirlerini Tayvan’da hayata geçirmenin yollarını arayabilir.

Yani aslına bakılacak olursak günümüzde (tıpkı futbol gibi), teknoloji de sadece teknoloji değil. Kendi başına bile başarılı olan bir teknoloji fuarının açabileceği diğer kapıları zorlamak da kimseye zarar vermiyor. En kötü ihtimalle bu fuar için dünyanın dört bir yanından kalkıp gelen ziyaretçiler ve katılımcılar sadece fuarı ziyaret etmiş oluyorlar. Eğer TAITRA gibi bir yapılanmaya sahipseniz çok daha fazlasını da hedefleyebiliyorsunuz. Zaten "ticareti geliştirme" fikri de tam olarak buradan çıkıyor.