Eşimin yaşadığı kalp probleminden sonra evimizdeki tüm kül tablolarını ortadan kaldırdık. Hiç değilse kendi yaşam alanımızda sigara dumanına maruz kalmak istemiyorduk. Otomobilimizde de öyle....

Eşimin yaşadığı kalp probleminden sonra evimizdeki tüm kül tablolarını ortadan kaldırdık. Hiç değilse kendi yaşam alanımızda sigara dumanına maruz kalmak istemiyorduk. Otomobilimizde de öyle.... Misafirlerimiz sigarayı ancak balkonda içebiliyordu. Otomobilimizde de sigara yasağı vardı. İşte bu yüzden arkadaşlarımız içinde bize gelmek yerine dışarda buluşmayı teklif eden, yarım saat bile sigara içmeden duramayacağı için arabamıza binmek istemeyenler oldu. İşte bu yüzden eşim ve ben kapalı alanlarda sigara içilmesinin yasaklanmasına en çok sevinenlerdendik. Sigara dumanına maruz kalmadan, zehirli dumanını solumadan gittiğimiz restoranlarda yemek yiyebileceğimizi, stadyumlarda maç seyredebileceğimiz için mutluyduk. Zannediyorduk ki, yasa çıkar çıkmaz tüm işletmeler bu kurallara hemen uyacak, dumansız hava sahası Türkiye’nin semalarını kaplayacak. Ancak yasal hakkımız olan sigarasız ortamlar için mücadele etmek zorunda kaldığımız da acı bir gerçek!

KAPALI MEKANLARDA SİGARA YASAK AMA...

Neler mi gördük? Rezervasyon yaptırmak için aradığınız mekanda “Efendim, sigara içilen katımızda mı yer ayıralım yoksa diğerinde mi?” diye soran garsonlar... Saat 24.00 sonrasında ‘denetim olmaz’ diyerek müşterilerinin sigaralarını, purolarını yakmasına izin veren işletmeler... Kapalı mekan sınıflandırmasını kafasına göre yorumlayıp sigara dumanından geçilmeyen kafeler... Müşterilerine sigara içirtip ortalık dumandan nefes alınamaz hale gelince otomatik tentesini açıp kış vakti müşterilerini tir tir titretenler... Neymiş? Müşteriler sigara içmek istiyormuş. Anlayacağınız tamamen duygusal sebepler. Tabii, bunun yanında yasaya uyan işletmeler de böyle açıkgözlerin yaptığı kanun delici uygulamalar yüzünden sigara içmek isteyen müşterileriyle ister istemez sorun yaşıyorlar. Sigara içmeye özgürlük, hak olarak bakanları, yasayı hiçe sayanları anlamam mümkün değil. Üstelik ‘istediği zaman, istediği her ortamda sigara içmeye özgürlüğü’ savunanların arasında eğitimli, entellektüel pek çok tanıdığım da var.

SİGARA İÇMEYENLERİN SAĞLIKLI YAŞAMA HAKKI

Söyler misiniz, pasif içici konumundakileri kanserden kalp krizine kadar pek çok hastalık riskiyle başbaşa bırakmanın nesi özgürlük? Olsa olsa, sigara içmeyenlerin sağlıklı yaşama haklarından bahsedilebilir. Yapılan araştırmalar pasif sigara dumanını soluyanların normal bir sigara içicisine oranla; dört kat fazla karbonmonoksit gazı, 50 kat fazla amonyak ve benzeri bir sürü zehirli maddeyi kat be kat fazla aldığını gösteriyor. Ülkemizdeki çocukların yüzde 55’i pasif içiciliğe maalesef aileleri tarafından maruz bırakılıyor. Günde 10 adet sigara içilen bir evdeki çocuğun, hiç içilmeyen bir evdeki çocuğa göre solunum yolu rahatsızlığı yaşama riski iki kat fazla. Eşi evde sigara içen kişilerde akciğer kanseri gelişme riski daha yüksek. Sigara kullanmayan hamilelerin ev ortamında istemeden soludukları duman plesanta aracılığıyla bebeğe geçerek düşük ağırlıklı doğumlara zemin hazırlayabiliyor.

Medicalpark Göztepe Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi Prof. Dr. Yalçın Karakoca “Sigara içen ya da dumanına maruz kalan kadınların bebekleri dudak damak yarığıyla dünyaya gelebilir. Bir diğer sorun da sigaranın içindeki zararlı maddeler nedeniyle bebeğin akciğerlerinin yeterince gelişmemesidir. Sigara, bebeğin anne karnında ölmesine neden olabilir. İşte bu yüzden anne adaylarının gebelik döneminde sigara içmemeleri yetmez, sigaralı ortamlardan da uzak durmaları gerekir” diyor. Sigaradan arınmış kapalı mekanlardaki yasal hakkımız için ne acıdır ki zaman zaman mücadele etmemiz gerekiyor. Tabii, her şeyden önce denetimlerin sıkılaştırılması da... Eşim ve ben sigara içilmesine göz yuman mekanları artık hemen terk ediyoruz. Madem sigara tiryakileri işletmelere baskı yapıyormuş. Biz de her seferinde ‘sigara içilmesine izin verdikleri için mekanlarında oturmayacağımızı’ söylüyoruz.

Sigara içmeyenler ya da sigara kullanmasına karşın kapalı mekanlardaki yasağı destekleyenler olarak; lütfen bu tür işletmelere gitmeyin ki, çocuklarımızın, torunlarımızın nefes alınabilecek ortamlarda yaşatılmasına katkıda bulunalım.

ELEKTRONİK SİGARADAN UZAK DURUN!

Bugün söz sigaradan açılmışken devam edelim. 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü nedeniyle pek çok mail aldım. Bunlardan biri de “Dikkat! Düşman Yüz Değiştiriyor” başlıklı maildi. Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu tarafından gönderilen mailde elektronik sigaranın da tütün endüstrisinin ürünü olduğuna dikkati çekilerek “Gençlerde e-sigara kullanımındaki artışın çok süratli ve endişe verici olduğu, yakın gelecekte e-sigara satışlarının klasik sigara satışlarını geride bırakabileceği öne sürülüyordu. E-sigaranın, sigarayı taklit eden, kullanıcısının nikotin çekmesini sağlayan bir cihaz olduğunu belirten uzmanlar özetle “E-sigaranın internette satışının yaygın olması, zamanının çoğunu bilgisayar başında geçiren gençlerin e-sigaraya ulaşmasına neden oluyor. Unutmayın, elektronik sigara, sigarayı bıraktırmaz. E-sigara da, kullanan kişilerde bağımlığa ve solunum sistem fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilmektedir. Diğer yandan tıpkı sigara da olduğu gibi, elektronik sigaraya bağlı pasif içicilik de söz konusudur” diyorlar.