Bizim kocaman bir coğrafi bölgemizi yerle bir eden deprem felaketi yaşadık.
Bizim kocaman bir coğrafi bölgemizi yerle bir eden deprem felaketi yaşadık.
11 ilimiz yıkıldı.
Binlerce ölüm var.
Bu afet, bu feci bir felaket.
Dünya üzerinde bugüne kadar yaşanan felaketlerin 5.sırasına yerleşmiş.
4.sıraya çıkma durumu varmış, neye göre bilmiyorum ama, ölüm sayısı artarsa ona göre olabilir diye düşündüm.
Öylesine ders aldık ki.
Herkes, hepimiz, ne olduğunu anlamaya çalışıp, acı, keder, endişe içinde kıvranırken, debelenip durduk.
On binlerce yuva dağıldı.
On binlerce kişi öldü.
On binlerce kişi enkaz altında kaldı.
On binlerce kişi evsiz kaldı.
On binlerce kişi sokakta kaldı.
Ve aslında hepimiz, herkes bütün ülke insanımız, hep beraber enkaz altında kaldık.
Gözümüzle neler gördük.
Hisseden, merhameti olan insanlar için orada ne yaşanırsa bizim yüreklerde yaşandı.
Baba, yıkıntılar içindeki kızının elini tutarken,
Oğlu, babası kucağında cenazesini mezarlığa taşırken,
İnsanlar şok içinde, sanki anlayamadığı olana bitene razı olmuş, enkazın başında, sanki evinde gibi yatağını yapıp yatarken,
Bebeğinin elinde annesinin bir tutam saçı kalmışken,
Elleri ile enkazın taşını toprağını kazan, çocuklarını arayan analar,
İçinde onlarca yuva, böylesi görülmemiş bir şekilde üst üste yıkılmışken,
Koca koca yeni apartmanlar sırt üstü devrilmişken,
Orada küçücük bir kız çocuğu nasıl kaldığı bilinmez, arada kalan salıncakta sallanırken,
Yer gök gökyüzü "sesimi duyan var mı" sesi ile inlerken,
Enkazdan çıkarılan, yeniden hayata dönen insanların, göz bebeklerine baka baka "Allahuekber" sesleri bulutları titretirken.
Toprak ağladı.
Gökyüzü ağladı.
Bulutlar ağladı.
Tabiat ağladı.
Umarım!
Herkes kendinden dışarı bakma bencilliğinden uzaklaştı.
Umarım!
Herkes beyninde iyi bir budama yaptı.
Umarım!
Kendinden iyi insan yaratma çabasına girdi.
Umarım!
Geçmişi severiz.
Umarım!
Birbirimizi severiz.
Umarım!
Umarım!