Türkiye, 24 Haziran 2018 tarihindeki seçimlerin ardından yeni sisteme geçişiyle birlikte hızlı değişimini gerçekleştirmeye devam ediyor.
15 Temmuz 2016 tarihinde gündeme gelen darbe teşebbüsünün ardından bu darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ terör örgütü ve diğer terör örgütleri ile topyekun mücadeleyi başarıyla sürdürebilmek için hayata geçirilen OHAL uygulaması iki yıl sonra dün saat 01.00’den itibaren sona ermiş durumda.
Avrupa’da bir çok AB üyesi ülkenin terör saldırısına uğradığında başvurduğu ve Fransa’da hala sürmekte olan OHAL uygulaması Türkiye için de bir zorunluluk olarak gündeme gelmişti. OHAL sayesinde en başta FETÖ terör örgütü olmak üzere PKK ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle de mücadelede büyük ve başarılı adımlar atıldı. Vatandaşların büyük desteği ile süresi bittiğinde tekrardan uzatılan OHAL, seçim öncesinde Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın da dile getirmiş olduğu gibi artık uzatılmadı.
Türkiye’de yaklaşık 2 yıldır uygulanan olağanüstü halin uzatılmayacak olması nedeniyle mevcut terör örgütleriyle olağan dönemde hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde etkin mücadele edilebilmesi ve son darbe teşebbüsüne benzer bir müdahale girişiminin yeniden yaşanmaması amacıyla, anayasal güvence altındaki temel hak ve özgürlükler korunmak suretiyle soruşturma ve kovuşturmalar ile disiplin soruşturmaları bakımından gerekli olan hükümleri ve ihtiyaç duyulan idari tedbirleri düzenlemek amacıyla bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair bir kanun ile gerekli önlemler alınmakta.
Teröre karşı mücadelede hiç bir ülkenin hele Türkiye gibi hem içinde hem de komşusu olan ülkelerde var olan terör örgütleri nedeniyle mücadeleyi durdurma ya da ara verme lüksü yok.
Türkiye’nin son iki yıldır teröre karşı verdiği topyekun mücadele sayesinde hem Türkiye’de hem Suriye ve Irak’ta ve de aynı zamanda Avrupa’da terör saldırıları büyük ölçüde azalmış durumda. Bu durumun devamını sağlamak ve terörün kökünü kurutabilmek için AB üyesi ülkeler ve Türkiye arasında sıkı bir işbirliği şart.
Bazı AB üyesi ülkeler ve maalesef Avrupa Parlamentosu, Fransa ve Belçika gibi terör nedeniyle çok acılar yaşamak zorunda kalan AB üyesi ülkelerin de OHAL uygulamasını görmezden gelerek bu konuda Türkiye’yi haksız yere eleştirdiler. Hatta sadece eleştirmekle kalmayıp OHAL’i bahane ederek çok sayıda FETÖ terör örgütü mensubu teröristin ülkelerinde yani AB sınırları içinde barınmasına göz yumdular.
Bugünde itibaren artık ne AB ne de Avrupa Parlamentosu “Türkiye’de OHAL var” cümlesinin arkasına saklanma şansına sahip olamayacak.
Türkiye bu konuda üzerine düşeni yaptı ve OHAL’i uzatmadı!
Bakalım AB ve Avrupa Parlamentosu da üzerlerine düşeni yapacaklar mı?
Sadece DEAŞ’a karşı iş birliği yapmakla terör denilen insanlık düşmanı “canavarla” başa çıkmak mümkün olmuyor. Hatta DEAŞ’tan çok daha tehlikeli olan FETÖ ve PKK terör örgütleri ile etkin mücadele edilmeden DEAŞ’ı bile tamamen yok etmek mümkün değil. Son iki yıl içinde FETÖ, PKK ve onun Suriye’deki uzantısı PYD/YPG bir çok kez DEAŞ ile iş birliği yaparak bir çok DEAŞ mensubu teröristin kaçmasını mümkün kıldılar.
Bu durumun sürmesine son vermenin yolu ise AB üyesi ülkelerin ve bazı AB üyesi İsviçre gibi ülkelerin FETÖ ve PKK terör örgütleri ile olan “flörtlerine son vermeleri” gerekmekte.
Eğer AB üyesi bazı ülkeler özellikle FETÖ terör örgütünün gerçek yüzünü bilmelerine rağmen ona verdikleri dolaylı desteği sürdürmeye devam ederlerse gün gelir sadece Türkiye’de yeniden OHAL’ e ihtiyaç duyulmaz tüm AB, OHAL koşulları altında yaşamak zorunda kalır.
AB, artık bu gerçeğin farkına varmalı ve gerekeni yapmalı!