"Yeni sivil anayasa önceliğimiz… Aile kurumunu sapkın akımlardan koruyacak bir anayasa…
“Yeni sivil anayasa önceliğimiz… Aile kurumunu sapkın akımlardan koruyacak bir anayasa… Başörtüsü özgürlüğünü garanti altına alacak bir anayasa… Ufkunu, evlatlarımızın önümüzdeki bir asırlık beklentilerinden alan Türkiye Yüzyılı’nın müjdesini paylaşıyoruz… Sadece Türkiye’ye değil dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış, refah götürecek bir devriminin adı olacak Türkiye Yüzyılı… Öyle bir eşikteyiz ki atacağımız adımlarla ya ligin ön sıralarındaki yerimizi alacağız ya da tekrar geriye düşme riskimiz var… Türkiye Yüzyılı kimlik siyaseti yerine birlik siyasetini, kutuplaştırma yerine bütünleştirmeyi hedeflemektedir…”
Ve daha nice yapılmış-yapılacak hizmetleri başlıklar halinde aktarıyordu “Türkiye’nin Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan… Ve en güzeli de neydi biliyor musunuz; AK Partililer tribünlerde, vatandaş da tam da “Cumhurbaşkanının” önünde dinliyordu…
23 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştirdiği Diyarbakır buluşmasını kaleme aldığım köşe yazımda şöyle demiştim; “Cumhurbaşkanı Erdoğan benim şehrime ve bana geldi fakat AK Partili tüm eski-yeni vekillerden, tüm belediye-teşkilat başkanlarından, bürokratlardan, Ankara-İstanbul yazarlarından bize sıra gelmedi diyen vatandaşlar bu sitemlerini aktarmamı üstüne basarak rica etti…”
Evet vatandaş ülkesinin Cumhurbaşkanına ulaşamamış sesini duyuramamıştı o gün ve o köşe yazımdan bir hafta gerçekleşen “Türkiye Yüzyılı” buluşmasında yazımda yer verdiğim eleştirinin gerekli özenle dikkate alındığını göstermişti…
Evet sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya adını yazdırmaya kararlı “Türkiye Yüzyılı”… Ki bunu son yıllarda fazlasıyla görüyoruz… Türkiye tarihinde başarılı diplomasi çıtası hiç bu kadar üst seviyeye taşınmamış… Türkiye “Cevherlerini Keşfetmeyi ve İşlemeyi” öğrenmeye başladı… artık…. İddia ediyorum dünya üzerinde bu kadar zengin kültür, tarih, doğa, yeraltı-yerüstü, iklim, bereket yelpazesine sahip bir başka ülke yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatandaşlarına aktardığı gelişim maddeleri oldukça umutkârdı, beklenendi, olması gerekenlerdi, hatta geç kalınmış olanlarda vardı… Zira; “içinde canlı barındıran her oluşum, zamanın ihtiyaçlarını karşılamak üzere değişim döngüsünü gerçekleştiremezse yok olmaya mahkûmdur…”
Özellikle belirtmek istiyorum,2023 sadece rutin bir seçim yılı olmayacak… 2023 içte ve dışta eski taşların sökülüp yeni taşların oturmaya başladığı bir milad yılı olacak… Dünya, coğrafya, Türkiye öyle hızlı bir bantta ilerlemek zorunda kalacak ki, en ufak hatası olan anında “kaybedecek”! Ve bu kez gerçekten hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Okumalarıma dayanarak şunu da notlara düşmek istiyorum; 2023’te cennet ve cehennem misali iki kapı var insanlığın önünde. Ve insan, adalet, eşitlik, sevgi, saygı rehberliğinde yürümeyeni en derin uçurumlardan yuvarlayacak 2023…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aktardığı maddeler arasında bir tanesi var ki, güncel dünya insanının en temel ihtiyacı olan kimliklere takılmayan eşit haklarda vatandaşlığı önemseyen, demokratik, sivil bir anayasa… Yıllardır dilimden ve yazılarımdan eksik etmediğim “sen, ben, o diye ayrıştığımızda değil, aidiyet duygularıyla buluştuğumuz noktada güçlü ve huzurluyuz” özetim çoğumuzun yüreğindeki travmalardan sızan cümlelerdi aslında… “Birimiz değil hepimiz iyi ki varız, birimiz değil hepimiz yaşayalım, birimizin değil hepimizin bu vatan…”
Aslında beklenen, özlenen, olması gereken “Türkiye Yüzyılı’na ve 2023 Miladı’na” dair anlatacak-yazacak kitaplar dolusu cümlem var… Var çünkü ne dünya eskisi gibi ne de insanlık bu sebepten sahanın nabzını güncel ve objektif bir şekilde almak gerekiyor… Değişti, dönüştü ve yeni bir format kazandı insan… Ve elimizdeki kabarık listeye rağmen güzel olan şu; “yeter ki sözle değil samimiyetle, inançla, azimle isteyelim işte o zaman her şeyin aslında ne kadar kolay rayına oturduğunu göreceğiz…
Son olarak küçük bir not daha düşmek istiyorum yapılması gerekenlerimiz arasına; tıpkı acil sivil anayasa ihtiyacımız gibi partideki genel başkanlık görevi ile değil, sivil duruşu ile öne çıkan Cumhurbaşkanına da ihtiyacı var Türkiye’nin…
Türkiye Başkanlık Sistemi’nin de güncellenmesi gereken noktaları üzerinde çalışılması gerekiyor…