Bu genel seçimler tamamen menfaat odaklı birlikteliklerle ilerleyen haysiyetin, onurun, gururun, milliyetçiliğin nedeyse yok olduğu bir seçim oluyor.
İnsanlar hiç bu kadar yeni bir nefes arayışına girmemişti. 12 Eylül’den bu yana nerdeyse tamamen susturulan Türk solu bu eğilimi değerlendirebilecek bir fırsat yakaladı ama bu fırsatı bozuk para gibi harcadı.
Bu genel seçimler tamamen menfaat odaklı birlikteliklerle ilerleyen haysiyetin, onurun, gururun, milliyetçiliğin nedeyse yok olduğu bir seçim oluyor. Geçmişte ana avrat olanlar menfaat uğruna nefretlerini unutup bir araya geldi. Atılan laflar, küfürler kavgalar unutuldu. Kavgada bile birbirine söylenmeyecek sözleri sarf edenler sözlerini unutup bir araya geldi. Asıl bir araya gelmesi gerekenler, asıl bir araya gelmeyi hak edenler ise bir araya gelemedi.
Türk solundan bahsediyorum. Tren gibi uzayıp giden meclis oy pusulasında “Sosyalist Güç Birliği İttifakı” altında üç tane sol parti yer alıyor. Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye Komünist Hareketi (TKH) ve Sol Parti. Bu üç parti bir sol ittifakında buluştu. Bir ara Devrim Hareketi (DH) vardı. Türk solunun en eski partilerinden biri olan Türkiye İşçi Partisi ise HDP’nin bir yeni versiyonu olan Yeşil Sol Partisi ile ittifak kurdu.
HDP, Yeşil Sol Parti imaj değiştirdi
HDP’yi anlıyorum. Partinin kapatılma davası devam ettiği için eşeği sağlam kazığa bağlamak istedi ve Yeşil Sol Parti adına seçimlere girdi. Az aklı olan herkes aynı şeyi yapardı. Gayet mantıklı, böylece HDP kapatılsa bile bir şey olmayacak. Bu stratejik kararla partiyi geçici bir süreliğine boşalttılar. Seçimleri Millet İttifakı kazanırsa bu kapatma davası ortadan kalkacak ve belki de Yeşil Sol Parti adına seçime girenler HDP olarak yollarına devam edecek. Hukuki ve teknik olarak mümkün mü? Bilmiyorum ama bakkalların veresiye defterine dönen hukuk için imkânsız değil.
Yeşil Sol Parti fikri bence tamamen bir imaj çalışması. HDP’yi yumuşatmak ve merkezde konumlandırmak için planlanan akıllıca bir proje. Yeşil çevre, sol gibi küresel kavramları merkezine alarak HDP kıyafet değiştirdi. Siyasi pazarlama adına akıllıca. Herkesi etkiler mi? Hayır ama (Z kuşağı hariç) 6 küsür milyonu olan HPD’nin oy transferini gerçekleştirir.
Yüzde yedi aşılabilirdi
Benim altını çizmek istediğim bir konu bu ittifakta yer alan İşçi Partisi. Samimi olarak söylemek istiyorum hiç yakıştıramadım onları o ittifaka. Tamamen barajı aşmak için girilmiş bir ittifak anlaşması. Bunu diğer partilerde yaptı ama sola hele adında “işçi” sözü geçen bir partiye ben yakıştıramadım. Bence İşçi Partisi o ittifak yerine Sosyalist Güç Birliği ittifakına girseydi ve toplumun karşısına güçlü ve iddialı bir sol ittifak vadiyle çıksalardı kalıbımı basarım o ittifak yüzde 7’lik barajı aşar meclise girerdi.
Türkiye’de 12 Eylül darbesinde susturulan ve adeta nefes dahi almasına izin verilmeyen, medyası ile sözde aydını ile hep köşeye itilen sol bir ittifakta buluşulsaydı çok ciddi bir başarı elde edilirdi. Toplum buna hazırdı gerek Millet İttifakından memnun olmayanlar gerek Cumhur İttifakından memnun olmayan gerekse sandık başına ilk kez gidecek olan 6 milyon gençten oy gelirdi. Çünkü “nasıl olsa oyum boşa gidecek” algısı azalacaktı. Çünkü toplum aradığı alternatif rengi düşünebilme ve değerlendirme olasılığını düşünecekti.
Eğer bir sol ittifakı kurulsaydı bu ittifak yüzde yediyi geçer ve tarih yazardı. Türkiye’nin üzerine başkanlık sistemi ve Amerikan sistemi ile çuval geçirmek isteyenler de şok olurdu. Bu benim içimde kaldı atı alan Üsküdar’ı geçmiş olsa da bunu tarihe not düşmek gerekiyor.
CHP’nin kalelerinden oy kapma yarışı
Neyse olan oldu. İşçi Partisi en azından kendi listesi ile seçimlere girerek biraz imajı kurtardı. Ancak çok büyük bir fırsat kaçtı. İşçi Partisinin reklam kampanyasını da izliyorum, strateji tamamen CHP’nin önde olduğu merkezlerde oy kapmak üzerine. Geçen hafta Şişli’de İşçi partili gençleri gördüm, broşür dağıtıyorlardı. “Şişli’den size oy çıkmaz gençler dedim” içimden, “bu diyarlardan Sadullahlara oy çıkar ama size çıkmaz” diye düşündüm kendi kendime. Çok yanlış bir hedef kitle stratejisi belirlemiş TİP kendine.
Bu konu ile bağlantılı iki tespitimi daha paylaşmak istiyorum. Millet İttifakı neden bir tane de olsa sol partiyi yanına almadı? Bu kadar mı değersiz sol onlar için?
Bakın beğenin beğenmeyin Cumhur İttifakı DSP’yi içine aldı. Sembolik bir buluşma olsa da, çok tepki alsa da merkez sağ bir sol partiye kapılarını açtı. Ama merkez sol olarak konumlanan bir oluşum sola hiç kapılarını açmadı. Bu ittifakta bir tane bile sol partinin olmaması çok acı.
Solun bir tek yumruk olarak kendi ittifakını kurarak seçimlere girmemesi daha büyük bir acı. Türk solu onun bunun eteğine yapışarak yürüme fikrinden vazgeçmeli. Değişen Türkiye sosyolojisinde yeri var ve olacak.
Ne diyeyim ben özgüven eksikliği diyeyim, siz kolaycılık deyin bir başkası strateji yoksunluğu desin.