Yapılan pazarlıklar, yapılan mahalle baskıları ve ahlaksız muhabbetler sayesinde tarihe geçen bir seçim olacak.
14 Mayıs’ta yapılacak seçimler hem Türkiye hem de dünya tarihinin siyasi etik ve siyasi ahlak yönü en çok tartışılan seçimi olacak. Yapılan pazarlıklar, yapılan mahalle baskıları ve ahlaksız muhabbetler sayesinde tarihe geçen bir seçim olacak.
Haçlı ordusu gibi saldırı
Yaklaşık bir aydır Muharrem İnce’ye sosyal medyada yapılan mahalle baskısını izliyor ve hem şaşırıyor hem de yavaş yavaş gıcık olmaya başlıyorum. Yüzde altmış civarı oyla cumhurbaşkanlığını seçimlerini kazanma olasılığı ve iddiası olan muhalefetin İnce’nin seçimlere katılmasını engellemek için adeta haçlı ordusu gibi saldırıyor.
Astrolojik haritası güçlenecek
Muharrem İnce’yi 2018 yılından beri çok ciddi takip ediyorum. O dönem seçimlerde favoriydi. Çok çalıştı, partisinden daha çok oy aldı. Bir fırtına estirdi. Yirmi yıldır astroloji ile ilgilenen biri olarak bir arkadaşımla İnce’nin haritasına bakmıştık. Sonrasında o dönem çalıştığım yerde bilgisayarı açmıştık, konu yine İnce’ydi. Hiç unutmuyorum haritasındaki Satürn baskısını görmüştüm ve “Bu adam bu seçimi kazanırsa astroloji iflas eder” demiştim. Hiç unutmam o gün arkadaşlarım neredeyse üstüme saldıracaktı. “İnce 2023’ten sonra bu etkilerden kurtulacak” demiştim. O dönem haklı çıktım.
Yerinden dibinde yeniden doğdu
İnce sonrasında partisi ve partisini destekleyen medya tarafından rezil edilmişti. Ona yapılan haksızlıklar 14 Mayıs’a kadar muhalefetin prensi olan 15 Mayıs’tan sonra iktidarın prensi olmaya hazırlanan İsmail Küçükkaya’ya yolladığı dostça bir mesajın deşifre edilmesi sonucunda başlayan “Adam kazandı” ifadesi ile başlamadı. Evveliyatı da var ama ben oradan başlayayım. İlk önce İsmail’in İnce ile olan özel mesajlaşmasını kamu ile paylaşmasının etik yönünü o günde kabul etmedim bugün de kabul etmem. O gece İnce “Adam kazandı” diyerek kötü bir şey mi yaptı? Ne yapsaydı karşı çıkıp milleti sokağa mı çağırsaydı? Şov mu yapsaydı? Bunun için linç edildi adeta yerin dibine sokuldu.
Adamı önce partisinden gönderdiler, gönderirken rezil rüsva ettiler. CHP’nin en değerli emekçisini hiçe saydılar. Adamı bitirmek istediler. Ama o gitti tüm imkansızlıklara rağmen parti kurdu, imkansızlıklar içinde külüstür bir otobüsle yola çıktı, ekibiyle beraber yollarda gün geldi tost yedi gün geldi aç kaldı. Deprem bölgesinde komandolar gibi kimsenin girmediği yerlere gitti. Özetle: ADAM ÇALIŞTI!
Antidemokratik bir demokrasi arayışı
Şimdi bakıyorum İnce’ye seçimlere girmemesi için baskı uygulanıyor. Medyada ambargo uyguluyorlar. Şarkıcısından türkücüsüne herkes İnce’yi harcama kampanyasına girmiş. Neymiş oyları bölecekmiş. Bunun adı korkudur. Ama haksız bir korkudur. Öyle bir hava var ki İnce’nin sadece muhalefetten oy alacağı zannediliyor. Ama hiç de öyle değil. İnce AK Parti’nin merkezinden de oy alma potansiyeline sahip biri göreceksiniz alacak da.
Bu nasıl bir çifte standarttır, bu nasıl bir bakış açısıdır. Bu ülkede dileyen herkes cumhurbaşkanı adayı olabilir. Ben 100 bin imzayı iki kişinin toplayabilmesine de üzüldüm. Tek adam iktidarına tek adamla mı karşı çıkacaksınız? Ben en az altı cumhurbaşkanı adayının olmasını isterdim, demokrasiyi aday sayısı ile sağlamak gerekir.
Demokraside kimse kimseye ‘Aday Olma’ diyemez
Şimdi dönelim İnce meselesine. Bu adama yapılan çok büyük bir haksızlıktır. Bu mafyamatik bir tavırdır. Bu antidemokratik bir eylemdir. Bu demokrasiyi savunanların ayıbıdır. Değil İnce’ye hiç kimseye “aday olma” denemez. Ne iktidar ne de muhalefet hiç kimse böyle bir talepte bulunamaz. Trolleri, “yandaş” veya “muhalif yandaş” medyaları bu adaylara saldırtamaz. Bu ahlaksızlıktır, bu Türk demokrasisine saygısızlıktır.
Şu an İnce’nin önü kesiliyor. Bu çok net bir şekilde yapılıyor. İnce’ye iki kez haksızlık yapılıyor. Birincisi demokrasi adına haksızlık. İnce’ye partisinin yaptıklarının ardından bunu istemesi ayrı bir haksızlıktır.
Neymiş efendim İnce’ye Eğitim Bakanlığı verilecekmiş, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı verilecekmiş. Bu ne abi? Sen bebeğe biberon mu veriyorsun? Çocuk mu kandırıyorsun? Eğer İnce bu trol saldırılardan ve mahalle baskısından korkar adaylıktan çekilirse ve ona kişisel olarak inananlara, onun Memleket Partisi’ne inananlara ihanet ederse buranın altını çizerek söylüyorum: “Tüm siyasi iddiasını kaybetmiş” olur. Bir daha ona kimse inanmaz.
Şimdi burayı iyi okuyun
Medya İnce’ye boykot uyguluyor. İnsanlar İnce’yi seviyor ama onun Türk siyasetindeki önemini anlayamayanların da sayısı çok fazla. Adamın medyada önü kesiliyor. Onun için bazı konular hakkında bilgi vermek istiyorum.
1. İnceye’ye sosyal medyada yapılan linç paralı trollerin saldırılarıdır. Hiçbirini ciddiye almayın.
2. Medyada İnce’ye çok ciddi bir ambargo var. Özellikle TV kanallarının patronları şu 15 Mayıs’ta olası değişme ihtimali olan iktidardan ihaleler kapmak için ağızları sulanmış bir biçimde siyaseti dizayn etmeye çalışıyorlar. TV kanallarına hep şüphe ile yaklaşın.
3. Bir arkadaşım bana Muharrem İnce’nin partisinin adı neydi oy vermek istiyorum diye sordu geçen gün. “Ya kafa mı buluyorsun?” dedim. Ama konuştuktan sonra anladım ki gerçekten de genç kesimde de orta yaşta da bir bilgi eksikliği var. Yaratılmak istenen algı karmaşasının etkileri kendisini gösteriyor. İnce’nin partisinin adı MEMLEKET PARTİSİ’DİR.
4. Memleket Partisi’nin meclis seçimlerinde yüzde 3 alması çok önemlidir. Eğer İnce’nin partisi yüzde üç oy alabilirse hazineden yani devletten ekonomik destek alacak. Bu hazine yardımı gelecekte bu partinin kendisini ikame etmesi ve içinde bulunduğu haksız rekabet koşullarından çıkması adına çok önemlidir. Bu nedenle mecliste oyun Memleket Partisi verilmesi hiçbir şekilde boş oy değildir.
5. Eğer yüzde 7 alabilirse de Memleket Partisi hiçbir ittifaka gebe olmadan tek başına meclise girme şansını bulacak ve tarih yazacaktır.
2023’ten sona yeni bir lider çıkacak
Erdoğan “bana son bir şans verin sonra aday olmayacağım” diyor. Kılıçdaroğlu “son kez diyor” ve “2028 seçimlerinde torunlarıma bakacağım” diyor. Bahçeli keza öyle. Bir sonraki seçimlerde Meral Hanım 70 yaşında olacak.
Yani demek istediğim 2028 yılından sonra Türkiye yeni bir lider seçecek. Bu kişi ya Muharrem İnce olacak ya da Ekrem İmamoğlu.
İnce 58 yaşında genç bir lider. Eğer Memleket Partisi’ne ihanet etmez ve tüm seçimlerde iddiasını korursa bu onu zirveye taşır.
Bana arkadaşlarım “oğlum bak İnce’nin adını ağzına alma CHP başa gelirse işsiz kalırsın” diyerek bana takılıyor.
Bana yandaş muamelesi yapanlara diyorum ki, ben AK Parti’nin TRT’sinden İnce’nin CHP’den kovulduğu gibi kovuldum, hem de üç kez! Helallik istedim vermediler. İki kez de CHP’nin TRT’sinden kovulayım dert değil.
Nasıl ki Turgay Ciner’in Habertürk’ünden Fatih Altaylı Mansur Yavaş’a “inşallah bir sonraki buluşmamızda sizi cumhurbaşkanı yardımcısı olarak ağırlarım” dediyse ben de oligopol medyadan uzak bir bağımsız emekçi yazar olarak İnce’ye “bu seçimlerin gerçek mağduru sensin, inşallah bir sonraki yazımda senin başarını yazarım” diyorum.