HAVVANUR bebek, MİCHELLE bebek, ÖYKÜ bebek, AYAZ bebek, KAYA bebek, MİVE bebek, MELEK bebek, KEREM bebek, ROUA bebek, HALİME bebek öldü.

Bu bebeklerin isimleri ve ırkları farklı olsa da hepsinin ortak noktası doğum yerlerinin darphane gibi çalışan hastaneler olması...

Hayata gözlerini yeni açmış bebekler üzerinden soygunculuk yapmak ve sermesti tavırla bir canı hayattan koparmak cinayetten öte insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Suçun şahsiliği ilkesi görmezden gelinerek suçlunun bağlantılarının siyasette aranması da; hedef şaşırtmacadan başka bir şey değildir.

***

İstanbul’da yeni doğan bebeklerin ölümlerine neden oldukları iddiasıyla 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı. Savcılık İddianamesinde geçen görüşme kayıtlarına bakıldığında ‘Hipokrat yeminli psikopatların’ vicdansızlıkları kan dondurur nitelikte;

“Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” yav .... öldürcem de öldürsem de bi dert biliyorsun yani” şeklindeki konuşmalar, tedavi yöntemlerinin usulüne uygun yapılmaması, örgüt faaliyetine hizmet edecek şekilde yapılması, mevcut sistemin finansal çıkar üzerine oturtulması, sağlık sitemi üzerine çöreklenmiş çete faaliyetlerini gözler önüne seriyor.

YENİ DOĞAN ÇETESİ adı altında önümüze düşen haberler buzdağının yalnızca görünen yüzü...  Hemen hemen her kurumda bu tür olayların olduğunu söylemek herhalde kehanet olmaz. Bir dönem bıçak parası adı altında insanların soyulduğu sistemle mücadele eden devlet hala bu alanda başarılı olabilmiş değil; soygunculuk isim değiştirerek, hoca parası ve malzeme parası adı altında maalesef halen halkın mağduriyetine sebep olmakta...

ÖZEL HASTANELER para ile dönen bir çark... Ne kadar hasta o kadar para... Ne kadar uzun süre tedavi o kadar para demek! Özel hastaneler maalesef hastaya hasta gözüyle değil; müşteri olarak baktığı için hasta daha muayene koltuğuna oturmadan önce ayakta soyguna maruz kalıyor. Özel hastanelerde hastaya değil adeta paraya bakılıyor.

Suçu kazı altından insan çıkar! Toplumsal yaşamın hazin gerçeğidir bu. Suça; inancı, siyaseti partizanlığı, karıştırmak gelişmiş toplumlara yakışmayacak bir davranış biçimi olmakla birlikte, suçun şahsilik ilkesini de baltalamaya sebep... Arsızlığın, namussuzluğun, cinayetin siyasete mal edilmesiyle suçun şahsilik ilkesine gölge düşürülmemeli... Katilin hangi partiye ait olduğunu sorgulamak cinayetten çok daha tehlikeli... Siyaset yaparken ahlaklı olunmalı ve bir katil ile aynı oranda suçlu ilan edilen siyasetin de eşit oranda kirletildiği unutulmamalı...

***

AHLAKİ EROZYON sebebiyle çürük elmalar ortaya çıkacak! Bu çürük elmaların her sektörde olduğu gibi sağlık sektöründe de tahribatlar açması gayet tabi... Türkiye pandemi döneminde sağlık sistemi ayakta kalan neredeyse tek ülke... Buna rağmen özel sektör, bu güçlü sistemi çökertmek için bebeklerin katline zemin hazırlıyor ve insan hayatları ticari ranta maruz bırakılıyorsa devlet eliyle denetleme ve teftişlerin artırılması şart!

Her doktorun, her hemşirenin, her bir personelin başına bir müfettiş atanamayacağı aşikar... Sağlık sektöründe üremiş urlar sektörden bir an önce temizlenmeli, gerekirse bu özel kurumlar kamulaştırılmalı... Umutla çalınan kapıların ardında çalınan umutlara dair tüm şüpheler ortadan kaldırılmalı... Yaşam içerisinde önüne geçilemeyen illegal vakaların, insan yaşamına son verebilecek cüretkarlığa sahip olmasının önüne geçmek adına atılacak her adım kutsaldır. Habis zihniyetlere görevi kötüye kullanmalarının bedeli en ağır şekilde ödetilmeli ve sağlık sektörü üzerinden kirli eller operasyonu çekenlerin ne ulusal ne de uluslararası alanda Türkiye'nin vicdan aynasını kirletmesine müsaade edilmemelidir.

Sağlık sektörü, Hipokrat yeminine sadık kalmayan ve bu yeminde geçen ifadeleri dili ile dişi arasında geveleyip atan psikopatların tekeline bırakılmayacak kadar elzemdir. “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” diyen M.Kemal’in güvenine ihanettir! Bu kıymeti kirleten psikopatlar eliyle yaşayamadan öldürülen, zıbın bile giyemeden kefen giyen o bebeklerin hakkı için; katiller en ağır cezaya çarptırılmalı, doktor gömlekleri ve unvanları üzerlerinden sökülüp atılmalı ki ibreti alem olsun! Şimdilik tek tesellimiz dokuz hastanenin ruhsatlarının iptal edilmiş olması...

SON SÖZ; HAVVANUR bebek öldü! MICHELLE bebek öldü! İnsanlık öldü... Biz öldük!