Suriye'de Esed rejimi Türk askeri birliklerini bir kez daha hedef aldı.
Rejim güçlerinin saldırılarını değerlendiren Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, Türkiye’nin çok uyanık olması gerektiğini belirterek “Rejim güçlerinin bu saldırılarının Rusya’nın bilgisi olmadan olması mümkün değil. Türkiye ile ABD arasında iletişimin arttığı dönemlerde bu saldırılar ivme kazanıyor. Bölgede TSK’nın hareketi kısıtlanmak ve Türkiye baskılanmak isteniyor” dedi.
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, son dönem yaşanan saldırıların ne anlama geldiğini değerlendirdi. İşte Ağar’ın dikkat çeken tespitleri...
Bu beşinci saldırı oldu
“Yaşanan son saldırı, TSK’ya ait gözlem noklarına yönelik düzenlenen beşinci saldırıdır. Bunun üçü basına yansımıştı. Saldırıların İdlib bölgesinde TSK’ya ait unsurların hareket kabiliyetini etkilemeyi, yani sınırlamayı amaçladığını söylememiz gerekir. Gözlem noktaları her iki ateşin ortasında kalan riskli alanlardır. Bölgede de 9-10 ve biraz da 11 No’lu gözlem noktaları, hem muhalif hem de rejim güçlerinin iki ateşi arasındadır.
Saldırının amacı provokasyon
İdlib meselesinde Rusya’nın açıkçası çok kurnaz davrandığını söylemek gerekir ve rejim güçlerinin Rusya’nın bilgisi ya da desteği olmadan gözlem noktalarına ateş açması mümkün değil. Saldırının amacı provokasyon yaratmaktır. Burada Rusya ile İran arasında da bir egemenlik kavgası vardır. Rusya, Astana sürecinin ardından İdlib’de terör örgütlerinin ıslah edilmemesi, M4 ve M5 karayollarının açılmaması ve hava üssüne yönelik saldırıları argümanları olarak elinde sımsıkı tutuyor.
Türkiye-ABD yakınlaşması
Ancak Türkiye ile ABD arasında iletişimin hafif ısındığı dönemlerde bu saldırılar ivme kazanıyor. Başka bir ifadeyle, İdlib’de bir provokasyon yaratıyor. Bakın Suriye’deki çatışma gerçekten çok derin ve herkes tarafından kullanılmak istenen bir ortam söz konusu. Rejim, kendi başına bunları yapamaz. Rejimin hava gücü Rusya desteğiyle güçlendi. Uçakları ve varil bombaları var ancak ciddi bir kara gücü yok.
Terör örgütü bölgede gizleniyor
Bakın Irak’ta, mezhep savaşı çıkardılar ve Şii-Sünni savaşının kazananı ülkenin kuzeyindeki Barzani’nin peşmergesi oldu. Burada (Suriye) ise önce Sünniler ile Nusayriler çatıştı; sonra çatışmaya Şiiler dahil oldu ve şu an ülkenin kuzeyinde terör örgütü PKK/YPG sessizce kendini unutturuyor.
Kesinlikle çok uyanık olmalı
Türkiye’nin kesinlikle çok uyanık ve İran ile birlikte çok sağduyulu davranması gerekiyor. Suriye’de hem mezhep hem de meşrep savaşı yaşanıyor. Bölgede istikrarsızlık daha da derinleştiriliyor. Gerek Irak gerekse Suriye’de bütün emperyalist devletlerin bir planı var. Suud, BAE ve Mısır bölgedeki farklı gruplara zaten destek veriyor. İsrail kendisini göstermeden çok güzel tezgâhlar kuruyor ve Ortadoğu, İsrail’in ihtirasları çerçevesinde dizayn edilmeye çalışılıyor.
İdlib kaynayan kazan
Ortadouğu’da, herkes birbirine dolanıyor ama her şart ve koşulda İsrail kazanan oluyor. Müslümanlar, Şii-Sünni adı altında savaşırken kazanan Hıristiyanlar ve Yahudiler oluyor. Suriye’deki Sünni terör örgütlerinin hepsi İdlib’e gönderildi ve burası kaynayan bir kazan haline getirildi.
Siyasi süreci
desteklemesi gerekiyor
Türkiye’nin İran ile birlikte mezhep ayrışmasına asla gitmeden Suriye’de siyasi süreci desteklemesi gerekiyor. Ülkede siyasi sürecin başlaması, savaşın bitmesi ve insanların talep ettikleri hakları alması konusunda ciddi ve büyük adımların atılması gerekiyor.