Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Çok yakında kara birliklerinin bölgeye girişini bekliyoruz' dedi. Peki; ABD ile varılan mutabakatta 'düşman' tanımı her iki ülkeyi de tatmin ediyor mu, sahada YPG ile olası bir karşılaşmada ABD'nin tavrı ne olacak? Bu durum Türkiye ve ABD'yi dolaylı olarak karşı karşıya getirir mi?
Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, ABD ile Türkiye’nin hali hazırda karşı karşıya olduğunu söyledi. “Sadece namluları birbirimize doğrultmuyoruz” diyen Ağar’a göre Türkiye ile ABD bölgede örtüşmüyor.
Abdullah Ağar, Türkiye ile ABD’nin karşı karşıya kalmasının neden olacağı kaos veya krizler göz önünde bulundurulduğu için iki ülkenin de bir şekilde ara formül üzerinden gitmeye çalıştığını ifade ediyor. “Gelinen noktanın bir oyalama, bir geciktirme, engelleme, bir yöneltme, uyutma sürecine dönüşme eylemi içerisinde olduğunu düşünüyorum” diyen Abdullah Ağar, Türkiye’nin nerede ve ne zaman bir etki ortaya koyacağını beklediğini söylüyor.
“YPG-PKK’YI MEŞRULAŞTIRAN BİR TUZAK ALANINA DÖNÜŞEBİLİR”
“YPG-PKK’nın ortaya koymuş oldukları güvenli bölge ile ilgili çıkışlara bakarsanız şu an tam anlamıyla oralarda giden bir şeyler var” diyen Ağar, “5 kilometrelik bir ortak Amerikan-Türk bölgesi, ondan sonra YPG-Amerikan bölgesi 9 kilometrelik. Bu projenin, YPG-PKK’yı meşrulaştıran veya kalıcı hale getiren bir tuzak alanına dönüşme potansiyeli son derece yüksek” diye uyarıyor.
Fırat’ın doğusu için, “Son derece tehlikeli, son derece kaygılı ve son derece hassas bir süreç” ifadelerini kullanıyor Abdullah Ağar.
Ağar’a göre, Türkiye bu süreçte ABD ile bir iş birliği alanı üretip, o iş birliği alanı üzerinden kendi tezini kabul ettirme eğilimi içerisinde. Ancak benzer bir fotoğraf ABD için de var. Türkiye ile iş birliği yapıp, o iş birliği üzerinden kendi tezini Türkiye’ye kabul ettirmek istiyor.
“ABD TÜRKİYE’NİN YPG-PKK’YA ASKERİ TEPKİ VERMEMESİNİ İSTİYOR”
Abdullah Ağar, ABD’nin tezini, “Türkiye’nin YPG-PKK’ya askeri olarak tepki vermemesi bir diğer tarafıyla YPG-PKK’nın meşruiyetinin dolaylı yollardan kabul edilmesi” ifadeleriyle tanımlıyor.
Türkiye’nin bunu kabul etmeyeceğini ve etmemesi gerektiğini vurgulayan Ağar, “ABD bu konuda bir zafiyeti ortaya koyarsanız kendi tezini kerhen de olsa Türkiye’ye kabul ettirmek ister” diyor.
“TUZAKLARLA DOLU BİR SÜREÇ”
“Hiçbir askeri yetkilinin, hiçbir asker ya da sivil bürokratın bu durumu YPG-PKK’yı kabul edeceği bir süreç olarak değerlendirdiğini ben zannetmiyorum. Ama ABD, karşı taraf bunu istiyor, bunun da farkındayım” diyen Ağar bir kez daha altını çiziyor: “Son derece tehlikeli, son derece hassas ve son derece tuzaklarla dolu bir süreç bu.”
“TÜRKİYE’DE AKIL TUTULMASI VAR”
Ağar’a göre, Türkiye’de bir akıl tutulması var. O da şu, Astana mutabakatına uygun hareket edilmemesi. “Uygun hareket etmedik ya da edemedik” diyen Abdullah Ağar, “Herkes rejimin haddini aşmasından bahsediyor ama bu cümleler aşırı duygusal cümleler” diyor.
“MESELE RUSYA’NIN REJİMİ TÜRKİYE ÜZERİNDE KULLANMA MESELESİ”
Meselenin Suriye rejimi olmadığını söyleyen Ağar gerekçelerini sıralıyor:
“Mesele Rusya’nın rejimi Türkiye üzerinde kullanması meselesi. Sonuçta rejim Rusya desteklemeseydi bizim gözlem noktamızı kuşatma altına alamazdı bu bir. İkincisi, üç aylık bir saldırı konsantrasyonu gerçekleştiremezdi. En son bayramdan sonra da bunların şiddetini arttırıp Han Şeyhun’u ele geçiremezdi bu da üç…”
Peki, İdlib’de Türkiye’nin üzerine düşen neydi?
Abdullah Ağar şöyle açıklıyor;
“Burada bizim üzerimize düşen neydi? İdlib mutabakatında, birincisi şudur: Silahtan arındırılmış bölge yapacaktık.
İkincisi de şuydu: M-4 ve M-5 kara yollarını güvenliğe alacaktık olmadı.
Üçüncüsü şuydu: Bölgedeki radikal eğilimli örgütler etkisizleştirilecekti, bunu da yapamadık.
Dördüncüsü de; bunlar siyasi sürece dahil edilecekti, bunu da yapamadık.
Peki şimdi Rusya’yı ya da Rusya’nın kullandığı Suriye’yi hangi gerekçe ile suçluyorsunuz? Böyle bir fotoğraf ortaya çıktı. Yani burada bizim İdlib mutabakatına dair ne yapacaktık sorusu… Yapamazdık zaten niye bu topa girelim, ben niye oradaki radikallerle kavga edeyim, bunu hep söyledim. Ama bunun altına imza atınca tabii iş değişti. İşin buralara gitmesini ben normal karşılıyorum.”
“YPG’NİN SINIRDAN AĞIR SİLAHLARI ÇEKMESİ YENİ DEĞİL”
Abdullah Ağar, Reuters ajansının YPG’nin ağır silahları çektiğine dair haberinin de yeni olmadığını söylüyor, “Bugüne ait bir bilgi değil, daha önce Kamışlı’ya çektiklerine dair bilgiler vardı. YPG-PKK bu coğrafyada illegal bir terör örgütüdür. ABD’nin onu koruyor olması himaye ediyor olması, onu legalleştirmez.”