Sabah saatlerinde gündeme düşen "Antalya'da tüm zamanların Rus turist rekoru kırıldı" haberi hiç şüphesiz herkes gibi beni de mutlu etti.
Sabah saatlerinde gündeme düşen “Antalya'da tüm zamanların Rus turist rekoru kırıldı” haberi hiç şüphesiz herkes gibi beni de mutlu etti.
Açıklamanın sahibi Antalya Valisi Münir Karaloğlu’ydu. Karaoğlu, 30 Eylül itibarıyla kente gelen Rus turist sayısının 3 milyon 376 bin olduğunu belirterek, "Bu da bütün zamanların rekoru." ifadesini kullandı.
Yüzümüzü güldüren haberler almaya hasret kaldığımız günlerde gelen bu açıklama güldürdü güldürmesine ama..
“Ama” aynı toplantıda yer alan Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov’un sözlerine..
Antalya’nın Türkiye’nin turizm başkenti olduğunu vurgulayan Yerhov’un, "Domates başkenti" de diyerek yaptığı esprinin rahatlattığı ortam, bir meslektaşımızın, "Türkiye’nin Rusya’ya domates ihracatının önü açılacak mı?" sorusuna verdiği yanıtla buz kesmiş anlaşılan..
Büyükelçi’nin, "Domates yasağı konulmasıyla Rusya’daki domates üretimi sağlamlaştırıldı. Bu yasağı kaldırarak kendi üreticilerimize zarar vermek istemiyoruz. Yakın zamanda hükümetler arası komisyonun toplantısı olacak. Bu toplantı kapsamında ya da ilerleyen tarihlerde kararlar okunacaktır. Ama gelecekte sorunlar çözülecektir." yanıtı doğal olarak gülen yüzleri astırmaya yetmiş.
Anlayacağınız domates sorununun çözümü bir başka baharda..
***
Nasıl olacak sayın başkan?
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı AA muhabirine önemli açıklamalarda bulundu dün..
Başkan’ın verdiği röportajdaki şüphesiz en önemli detay, iç turizmin en kıymetli pazar olduğunu ifade ediyor olması. Yağcı, "Çünkü siz bir turizm ülkesi olmak istiyorsanız önce kendi vatandaşınızın kendi ülkesi içinde seyahat etmesi gerekiyor. Kendi vatandaşınız seyahat etmiyorsa yabancı turistin gelip sizin ülkenizde seyahat etmesini bekleyemezsiniz." diyor.
Son derece yerinde ve doğru bir tespit.
Başkan ekliyor, "Konaklama fiyatları Türklere daha fazla" şeklindeki söylemler yanlış. Peki doğru ne? Cevabı Yağcı’dan geliyor: Rezervasyonunu zamanında yaptıranlar uygun fiyatlardan tatil yapabilir..
Başkan konuşmasında turizmde pazar çeşitliliğine de değiniyor. Diyor ki, “Avrupa ülkelerinin Türkiye turizminin bu noktaya gelmesinde çok önemli rolü oldu. Bu pazarın kaybedilmemesi gerek.” Nasıl? Cevabını bize bırakıyor başkan..
Ve ekliyor: Biz 50 milyon yabancı turist hedefini konuşurken Rusya ve Avrupa’nın ardından üçüncü bir kaynak pazar yaratma konusunda çalışma yapmamız gerekiyor. Çin ve Hindistan gibi hiç gelişmemiş pazarlarımız var. Buralarda çalışmalar yapıp bir trafik yaratmamız lazım. Tabii bunların oluşması 1-2 yılda olabilecek bir şey değil. Her bir pazar için hedef koyup o hedefe göre çalışmak lazım çünkü bazen bir pazarın olgunlaşması 5-10 senenizi alabilir. Turizmde 50-60 milyon yabancı turisti konuşacaksak bizim her ülkeden turisti Türkiye’ye çekmemiz lazım.
Başkanın asıl hedefimiz dediği noktaya değinmemek olmaz.. “Önümüzdeki 5 yıl içinde kişi başı yabancı turist gelirinde 900 doları yakalamak..”
Güzel sözler ve temenniler.. Gönülden destekliyoruz..
Tek bir soru: Nasıl olacak sayın başkan?