Otomobil sektörü, ihracat sıralamasında 11 yıl boyunca şampiyonluğu bırakmayan sektör.
Otomobil sektörü, ihracat sıralamasında 11 yıl boyunca şampiyonluğu bırakmayan sektör.
2016 yılında yüzde 13 artışla 23,9 milyar dolarlık ihracata imza attı.
Otomotiv sektörünün ihracatta en büyük ülke pazarı, yüzde 15 artış ve 323 milyon dolar ile Almanya, yüzde 28 artış ve 249 milyon dolar ile Birleşik Krallık, yüzde 60 artış ve 233 milyon dolar ile Fransa oldu. Ve toplamda ihracattan aldığı pay ise yüzde 20’lerdedir.
Otomotiv sektörü 2016 yılı itibarıyla 4 trilyon dolar ile dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 5’ini oluşturmuş ve dünyanın en büyük 4. ekonomisine tekabül etmektedir.
OSD verilerine göre, 2016 yılı i barıyla Türkiye araç parkı 16 milyon adedi geçmiş. TÜİK verilerine göre ise, trafiğe kayıtlı araç sayısı 20 milyon 98 bin 994'tür.Son 30 yılda araç parkının tarihsel yıllık büyüme hızı %7,8 düzeyinde gerçekleşmiştir.
1000 kişiye düşen araç sahiplik oranı, otomobilin Türkiye’ye girdiği tarihten bu yana, hızlı bir gelişim göstermekle birlikte hala gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde yer almaktadır.
2014 yılı rakamlarıyla dünyada ortalama her bin kişiye 180 araç düşerken bu rakam Türkiye’de 189, Batı Avrupa’da 569 ve ABD’de ise 808 seviyesindedir.
Buradan anlaşıldığı üzere;
Araç parkının yüksek büyüme hızı ile kişi başına düşen otomobil sayısı dikkate alındığında, Türkiye’de araç talebinin henüz doyum noktasına ulaşmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Türkiye otomotiv pazarı uzun vadede yüksek oranda büyüme potansiyeli vaat etse de döviz kuru, enflasyon ve taşıt kredilerine uygulanan faiz oranları gibi, petrol fiyatları ve özel tüketim vergisi (ÖTV) gibi makroekonomik değişkenlerdeki oynaklık ve vergi oranlarındaki artışlar pazar büyüme oranlarının yıldan yıla küçültecektir.
Sanayileşmiş ülkelerin ortak özelliklerinden biri ve ülke ihracatında en önemli kalemlerinden biri olan otomotiv sektörü en göze çarpan sektörlerden olsa gerek.
Ki,
OVP dahilinde 2018 yılında uygulamaya girecek olan MTV yüzde 40’lık zammın neden yapıldığı sorusunun karşılığı ilk aklıma gelen nedenlerin başında geliyor.
Türkiye’de SES, sosyo ekonomi statüsüne sahip, A(%4)-B(%9)-C1(%22) ses grupların olmazsa olmazı olan araç sahipliği grubuna yapılan MTV vergisi bana kalırsa alım gücüne sahip üst gruba maddi olarak dokunulmayacağı düşünülerek, gelir kalemlerinde en büyük hedef kitle tespit edilerek alınmış bir karardır.
Ancak, 1996 yılında AB gümrük vergisi anlaşmasından sonra parlayan sektörlerin başında olan otomotiv sektörün en başta da belirttiğim gibi şampiyonlar liginde olan ve ihracatta en büyük paya sahip bu sektörün bu vergi oranıyla ayağına sıkmaktan başka ve 2019 seçimlerine giderken seçmenine darbe vurmaktan başka bir şey olmayacaktır.
Bildiğiniz üzere bir hafta evvel Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek Orta Vadeli Program (OVP) 2020 kalkınma ve mali planı hedefleri açıkladı. 2020 yılı sonunda işsizliğin yüzde 9.6, enflasyonun yüzde 5, büyümenin yüzde 5,5, yıl sonu kişi başı milli gelirin 13 bin 24 dolara ve cari açığın milli gelire oranının da GSYH yüzde 3.9'a gerileyeceğini tahmin ettiklerini söyledi.
Dün bu yazımı kaleme almışken son dakika haberi ile işte beklenen haber dedim ve... Başbakan açıklama yaparak motor hacmine göre belirleneceğini belirtti.
Umarım yeni bir düzenleme ile piyasaların fiyatlandırdığı yüzde 7 ile yüzde 15 arası artışlar tekrar konuşulur hale gelir.