Önce ilk kez Sivas'ta gördük 13-14 sene önceydi, Ömer Faruk Uzunoğlu isminde Sivas Şehir Stadı'nın sol yan tarafında top toplayıcılık görevi yapan evladımız Sivas-Trabzon maçının ilerleyen dakikalarında taça çıkan topu Trabzon defansı daha tam yerleşemeden Mehmet Yıldız'a hızlıca aktarmış ve Sivas'ın ikinci golünün asistini yapmıştı.
Önce ilk kez Sivas’ta gördük 13-14 sene önceydi, Ömer Faruk Uzunoğlu isminde Sivas Şehir Stadı’nın sol yan tarafında top toplayıcılık görevi yapan evladımız Sivas-Trabzon maçının ilerleyen dakikalarında taça çıkan topu Trabzon defansı daha tam yerleşemeden Mehmet Yıldız’a hızlıca aktarmış ve Sivas’ın ikinci golünün asistini yapmıştı. Çok önemsiz gibi görülen bir görevde bile bilinçli-şuurlu bir görevli fark yaratmış ve işini iyi yapan insanların kıymetini hepimize göstermişti.
Ondan bir on yıl kadar sonra bu sefer bir İngiliz gencin uyanıklığı Ada’da oynanan Tottenham-Olympiacos maçında Mourinho’nun ekibine beraberlik golünü kazandıran asiste sebep oldu. Saniyeler içinde topu kenardan hızlıca oyuna sokan genç Lucas Moura’nın attığı gole imzasını atmıştı.
Bunlar olumlu örnekler olduğu kadar olumsuz örnekler de yok değil özellikle deplasmanda oynanan maçlarda misafir takımlar aleyhine gelişen. Mesela yakın zamanda bir İrfan Can Kahveci ile top toplayıcı çocuk hikâyesi vardır ki ibretliktir. Attığı golden sonra topu formasının altına sokup hamile eşine selam göndermek isteyen Kahveci’ye Kayserili top toplayıcı genç topu vermeyerek tepki çekmişti. Geçtiğimiz hafta sonu Sivas’ta oynanan Sivas-BJK maçında da Beşiktaş ne zaman taça, auta çıkan topu hızlı kullanmaya kalksa muradına eremedi top toplayıcı çocuklar sayesinde. Demek ki Sivas’ta bununla ilgili özel bir hassasiyet söz konusu çocuklar muhtemelen tembihleniyorlar kendileri atacaksa ışık hızında, rakip kullanacaksa kağnı hızında topu oyuna dâhil etmek üzere.
Ortalık yangın yeri, Federasyon, MHK, Lale Orta, VAR, AVAR, Ali Koç, Fenerbahçe falan derken çarşı karma-karışık vaziyette biz tutmuşuz top toplayıcı çocukların hikâyesini anlatıyoruz size. Ligden çekilirim, yok çekilmem, o hakem, bu VAR falan yangın yerine dönen futbol dünyamızda aslında bizim de durumdan vazife çıkarıp balıklama o mevzulara atlamamız gerekirdi ama kazın ayağı öyle değil. Biraz sağduyu ile olaylara yaklaşınca bu olanların 14 Mayıs seçimleri ile ilgili olduğunu görebiliyorsunuz.
Bazı mahfiller sporun kitleleri maniple etmek ve algı ayarlarıyla oynamak için çok münasip bir aparat olduğunun ne zamandır farkında bizim güzel ve yalnız Ülkemizde.
Fenerbahçe söz konusu olduğunda ise bu manipülasyonun çarpan etkisi en az on katına çıkıyor. Eğer memlekette yangın çıkarmak istiyorsanız yapmanız gereken yegâne şey organize bir şekilde Fenerbahçe’nin üzerine oynamaktır. Şu anda kulübün idare şekli de aksiyoner olmaktan ziyade reaksiyoner bir vizyonla yönetildiği için 14 Mayıs seçimlerine doğru kitleyi iktidar karşıtı bir kulvara taşımak malum çevreler için çok zor olmasa gerektir.
Fenerbahçeli kitleyi ajite edip Kadıköy sokaklarını yangın yerine çeviren “odak” şimdi bir üst sürümü devreye alıp 14 Mayıs sandığına ipotek koymaya çalışırken bizim naçizane bu gördüğümüzü devletin, entelijansiyanın, Beştepe’nin görmüyor olması mümkün değildir. Hal böyleyken vaziyet almak için ne bekleniyor bunu bilmiyoruz. Ya tapeler şu anda deşifre ediliyor ya da işin ucu hassas yerlere ulaştığı için “teenni ile” hareket ediliyor olmalı. (Mesela bazı başkentlere)
Neyse konuyu dağıtmayalım, top toplayıcılara bir çeki düzen verilmeli, ev sahibi kulübün alt yapı öğrencilerinden ziyade daha profesyonel ve TFF’ye bağlı, spor akademisi öğrencilerinden oluşan bir kadro kurarak ev sahibi-misafir ayrımı yapmadan herkese eşit mesafede insanlar görevlendirilmelidir.
Kuraklığın yıkıcı etkilerine düçar olmamak için Rabbimizden Rahmetini bol vermesini niyaz ediyoruz.