Enerji talebinin küresel olarak petrol, gaz ve kömürden yeşil hidrojene doğru kayması, küresel ve bölgesel enerji piyasalarını ve ilgili jeopolitik hususları değiştirecektir.
Yeşil hidrojen ve türevleri, fosil yakıtların yerini alacak enerji geçişinde temel araçlardan biri olarak kabul ediliyor. Amonyak, çelik üretimi, denizcilik, havacılık gibi “karbondan arındırılması zor” bazı endüstriyel süreçlerin karbondan arındırılmasına yardımcı oluyor.
Enerji talebinin küresel olarak petrol, gaz ve kömürden yeşil hidrojene doğru kayması, küresel ve bölgesel enerji piyasalarını ve ilgili jeopolitik hususları değiştirecektir. Büyük fosil yakıt tedarikçilerinin yerini “hidrojen süper güçleri” alabileceğinden, büyük enerji üreticileri olan ülkeler arasındaki güç dengesi değişebilir.
Ticaret politikaları, yeşil hidrojen pazarlarının gelişmesi için önemli bir rol oynayabilir. Hükümetler, uygun düzenlemelerle yatırımı, AR-GE’yi teşvik ederken, aynı zamanda hem yerel hem de uluslararası paydaşlar için adil bir ortam yaratabilir.
Hidrojen için küresel bir pazar geliştirmenin önemli bir parçası olan sertifikasyon, özellikle hidrojende “yeni bir ticaretin” geliştirilmesi için önemli bir unsurdur. Güçlü sertifikasyon sistemlerinin geliştirilmesi ve kabul edilmesi, aynı zamanda hidrojen üretimi değer zincirinin karbon ayak izi hakkında da bilgi sağlayabilir.
Uluslararası ticaret ayrıca sınırlar arasında uzmanlık, bilgi ve teknoloji alışverişini kolaylaştırarak yeşil hidrojen pazarlarının gelişmesini teşvik ediyor. Araştırma ortaklıkları ve teknoloji transferi anlaşmaları gibi işbirlikçi girişimler, ülkelerin kendi güçlü yanlarından yararlanmalarına ve yeşil hidrojen çözümlerinin dağıtımını hızlandırmalarına olanak tanıyor.
Ticaret politikaları aynı zamanda standartları uyumlu hale getirmek, en iyi uygulamaları paylaşmak ve ortak sertifikasyon programları oluşturmak için hükümetleri, sektör paydaşlarını ve araştırmacıları bir araya getirerek uluslararası iş birliğini de teşvik edebilir. Ticaret politikaları, düzenleyici çerçeveleri uyumlu hale getirerek ve şeffaflığı sağlayarak piyasa güvenini artırabilir, sınır ötesi yatırımları kolaylaştırabilir ve yeşil hidrojen gelişimine yönelik uzun vadeli taahhütleri teşvik edebilir.
2023 Kasım verisine göre; 34 ülkede, 139.599 milyon avro toplam yatırım ile 85 hidrojen vadisi projesi bulunmaktadır. McKinsey’in raporuna göre, dünya çapında 320 milyar $ tutarında 1000’den fazla büyük ölçekli proje var. Bunlardan 795’inin 2030 yılında devreye alınması hedefleniyor. 2030 yılına kadar toplam 38 Mt/yıl temiz hidrojen üretiminin Avrupa ve Kuzey Amerika ile birlikte toplam hacmin yaklaşık yüzde 60'ını oluşturacağı duyuruldu.
Brüksel’de 20 Kasım’da başlayan Avrupa Hidrojen Haftası 2023 etkinliğinde, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 3 milyar avro bütçeli Avrupa Hidrojen Bankası’nın 2024 bahar aylarında 2,2 milyar avroluk ikinci açık artırmasını gerçekleştireceğini açıkladı. Banka, Avrupa’nın ilk büyük hidrojen projelerinden bazılarına destek sağlayarak, ticari alım piyasasının yaratılmasına hizmet edecek.
AB’nin, REPowerEU paketi kapsamında açıkladığı 10 milyon ton hidrojen üretimi ve 10 milyon ton hidrojen ithalatı için dünyanın farklı coğrafyalarından ülkelerle üretim, AR-GE ve alım anlaşmaları yapmakta. Süreçten, ülkemizin sağlayacağı faydalar, elbette var; Türkiye’nin rüzgar ve güneş santralleri için sahip olduğu yüksek potansiyeli, AB’nin açık talebi ve ülke ekonomisine katkısı.
Sanayi devriminden bu yana karbon salımı ve kaynak talanı ile dünyaya büyük zarar verdik. Sonra tamir etmek ve korumak için bir araya geldik. Yeşil dönüşüm bunun en önemli süreçlerinden biri. Enerji, yeşil dönüşümün öncü süreci. Yeşil hidrojen de temiz enerjinin yıldız ürünü.