Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde değişiklik yapılmış ve etüt merkezleri ve dershanelerin, özel okullara dönüştürülmesi programı kapsamında 2015 yılında geçici olarak temel liseler açılmıştı.
Özel öğretim kursları ve mevzuata uygun olmayan temel liseler 2019-2020 öğretim yılı itibari ile kapatılıyor. Yani bu eğitim, öğretim yılında temel liseler tarih oluyor.
Örgün eğitim çağındaki öğrencilere okullarda, mezun öğrencilere ise halk eğitim merkezlerinde destekleme kursları verilecek.
Temel liselerdeki 215 bin öğrencinin ise diğer liselere nakledileceği vurgulandı.
Ancak ortadaki bir sorun velileri kara kara düşündürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girmesi ve sistemin değişmesiyle çocuklar evinin en yakınındaki liseye gidebiliyor. Buraya kadar her şey normal ama 11. ve 12. sınıflar halen eski sisteme tabi olduklarından dolayı öğrencinin puanının başvurduğu okulun o yıl giren en son öğrencisinin puanına ya eşit ya da fazla olması gerekiyor. Yani ortada mevzuattan kaynaklanan bir problem var.
Ekonomik durumu iyi olan aileler çocuklarını özel okula gönderebilecek. Ya imkanı olmayanlar ne yapacak?
Bu sıkıntıyı yaşayan bir anne olarak çocuğum 11. sınıfta olduğu için evimin yakınındaki bir okula gönderemiyorum ve ne yapacağımı da bilmiyorum.
Benim durumumda olan birçok aile bulunuyor.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a sesleniyor ve soruyorum;
Çocuklarımız evinin yakınındaki okula gidemeyecek mi?
Eğitimine nasıl ve nerede devam edecek?
Beklentimiz ise bu sorun ile ilgili bir an önce açıklama yapılması ve çözüm bulunması!
ADINI ANMAYINCA PKK’NIN VAHŞETİ GİZLENMİYOR
Tunceli'nin Ovacık İlçesi Bilgeç köyü Çakılyayla mezrasına gezintiye çıkmıştı 8 yaşındaki Ayaz ile 4 yaşındaki Nupelda Güloğlu…
PKK’lı teröristlerin araziye yerleştirdiği EYP'nin üzerine basan iki kardeş yaşamını yitirdi.
Hain terör bir ailenin daha ocağına ateş düşürdü.
Bazı HDP’liler ise yaşamını yitiren yavrular sıradan bir ölümle aramızdan ayrılmış gibi PKK’nın neden olduğu bu vahşetin üstünü örtercesine bir tutum takındı.
HDP, PKK’nın siyasi uzantısı denilince kızanların bu tablo karşısında söyleyebilecekleri tek kelime yok!
Aslına bakarsanız terör ile ilişkisi bu kadar aşikar olan bir partinin yasal zeminde siyaset yapmaya da hakkı olmamalı!
Ya PKK’yı bir terör örgütü olarak görüp kınayacaklar, (bu da imkansız gözüken bir durum) ya da mecliste bulunmayacaklar.
Bu HDP’nin hakkı diyebilirsiniz…
O zaman ben de size sorarım;
Yaşamak Ayaz ile Nupelda’nın hakkı değil miydi?
Sırtını PKK ve YPG’ye yaslamış bir partinin bu terör örgütünün akıttığı kanlarda hiç mi sorumluluğu yok?
Bizler şehitlerimiz için gözyaşı dökerken terörist cenazesine gidilmesini normal mi karşılayalım?
Son bir hadise olarak Türk diplomatımızın şehit edildiği Erbil saldırısında HDP’nin yakalanan faillerden Mazlum Dağ'ın HDP Milletvekili Dersim Dağ'ın ağabeyi olmasıyla ilgili bir açıklamada ve bu saldırıya ilişkin yine bir kınamada bulunmamasını da mı hoş görelim?