Churchill, refahın ve etkili hitabetin simgesiydi.

Churchill, refahın ve etkili hitabetin simgesiydi.

Varlığı; savaş yönetiminde tecrübeli olmanın önemini kanıtlar nitelikteydi.

Tıpkı Atatürk’ün (Osmanlı sonrası sembol olması) gibi, o da Büyük Britanya’nın dünya hakimiyetinin sonlandığını bildiren adam olmasına rağmen İngiltere’nin sembolüydü.

Soylu bir ailede dünyaya geldi, geliri sınırlı olmasına rağmen ‘zengin bir yaşam’ sürdü.

Geçenlerde Oxford Üniversitesi'nden bir profesör, Churchill'in uzun bir süre, varlıklı Yahudilerin yardımıyla yaşadığını söyledi.

David Fromkin, ‘Barışa Son Veren Barış’ kitabında, İsrail’in kuruluşunda sanıldığının aksine Balfour değil Churchill’in birincil rol oynadığını yazmıştı.

Tarihi değiştirenler: Barışın ilk kurbanı

Tarihi değiştirenler: Mahatma Gandi

Fotoğraflarda iri yapılı görülse de, oldukça kısa boyluydu.

Saçları kızıl, gözleri maviydi, seksen yaşında olmasına rağmen çocuksu bir yüzü vardı.

Bir kadın kendisine benzeyen bir bebek doğurduğunu söylediğinde, "Tabi, bütün bebekler bana benzer" diye yanıt verecekti.

Eğitim hayatının başından beri kötü bir öğrenciydi, ama yazmayı ve okumayı severdi.

Spordan, klasik metinlerden ve Latinceden nefret ederdi. Ancak Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi’ne girdiğinde disiplin kazandı.

Savaş sanatlarına meftundu, mezun olduğunda Daily Graphic Gazetesi'nin muhabiri olarak Küba’ya gitti. Orada puro içme alışkanlığı kazandı.

Daha sonra Hindistan ve Sudan’ı ziyaret etti, Güney Afrika'ya giderek, İngilizler ile Boerler arasındaki yaşanan savaşa katıldı, esir düştü ve ardından firar etti.

Dahi bir politikacıydı, dinleyicilerine dalgın bir adam izlenimi verir; ancak cümlelerini ustalıkla bağlardı.

Başkalarının düşünceleriyle kitleleri coşturmuş olsa da, bir mütefekkir olarak kendi düşüncelerini kaleme almamayı tercih etti.

Churchill, Birinci Dünya Savaşı’ndaki başarılarıyla İngiliz İmparatorluğu’nda öne çıkmıştı; ancak savaşın yüküyle ilgili bazı meseleler ve başarısızlıklardan sorumlu tutulduğu için daha sonra Harbiye Bakanı görevinden istifa edecekti.

İkinci Dünya Savaşı’nda ise ülkenin en önemli şahsiyeti haline geldi.

Denilir ki; hava kuvvetlerinin savaştaki önemini ilk fark eden kişiydi, piyadeleri zırhlı araçlarla değiştirme fikri de ona aitti.

İkinci Dünya Savaşı başladıktan aylar sonra Başbakan olarak iktidara döndü ve 10 Mayıs 1940 tarihinde şu ünlü ifadeleri kullandığı konuşmayı yaptı:

İngiliz halkına; kan, meşakkat, gözyaşı ve ter haricinde vadedebileceğim hiçbir şeyim yok.

Savaş sona erdikten sonra Churchill, “Savaşın Alacakaranlık Dönemi”, “Savaştan Savaşa”, “Tek Başımıza Mücadele”, “Fırtına Öncesi”, “Zafer ve Trajedi” gibi eserlerin yazımına katkıda bulundu.

Bu sayede en sevdiği şeyi elde etti; 2 milyon dolar.

GÜNÜN SÖZÜ: TARİH BİR ZAMAN DEVİNİMİDİR.