Suriye bitmeyen krizler sürecinde savaş şartlarında devam ederken terör yapısı PKK/YPG -DSG adı altında legalleştirilmeye çalışıyor.

Örgüt ABD mandası altında da facto bir yapı olarak kalıcı olmak derdinde. Amerika ile bitmeyen görüşmeler, sonuçlanmayan krizler devam ediyor. Bugün ne Rusya ne ABD ne de AB Suriye'de çatışmaların sonlanmasını istemiyor. Bitmeyen derinleşen bir savaş. Bugün Rusya limanları kontrol ederken ABD petrol, doğal gaz ve su kaynaklarını terör yapısı PKK/YPG -DSG ile kontrol altına almış durumda.

COĞRAFYAYA UZAK KALDIK

2011’de Suriye’de başlayan iç savaşla birlikte Halep’i, Rakka'yı öğrendik, oysa Halep, Gaziantep’in kardeşiydi. Daha sonra Bayırbucak’tan Humus’a, Lazkiye’ye, burnumuzun dibinde Çobanbey'e kadar Türkmenlerin yaşadığını ve sayılarının 3 milyonun üzerinde olduğunu öğrendik. Ülkemizde “Orada Türkmenler var” sesleri yükseldi. Türkiye Suriye’deki savaşa hazırlıksız yakalandı ve tarihsel bağları olan soydaş ve dindaşlarını sınırında buldu. 100 yıllık ayrılık acılar ile tren hattının iki yakasında bir insanlık dramına dönüştü. Irak ve Suriye’deki Türkmenler Türkiye ile Ortadoğu arasında köprü vazifesi görüyor. Tarihte hac yollarının güvenliğini Türkmenler tarafından sağlandı.

YENİ SURİYE KURULABİLECEK Mİ?

Suriye'de yeni anayasanın ortaya ne zaman çıkacağını kimse bilmiyor. ABD sıcak bakıyor. Esad meşru kabul ediliyor. Türkiye PKK’yı kesinlikle reddediyor. ABD, Rusya ve İran, “Kürt kimliği” bahanesiyle PKK’yı kabul ettirmek istiyor. ABD de benzer projeyi Irak’ta uygulattı. 36 paralel ile uçuşa yasak bir tampon bölge kurdu. Burada bölgesel bir yapı ortaya çıkardı. 2005’te Irak anayasasıyla yeni bir Irak tanımı yapıldı. Irak anayasasında (141, 142. Madde) Arap, Kürt ve Türkmenler aslî unsur olarak geçti. Aslî unsur denildiği anda, kendi dilinde eğitim, resmî kurumlarda kendi diliyle yazışma ve siyasette de temsilci bulundurma hakkı tanınıyor. Bunun aynının Suriye’de de PKK ile yaparak terör örgütünü legalleştirmeye çalışıyor. Suriye'nin mazlum halklarının mücadelesi Ankara üzerinden yürüyor.

SURİYELİLERİN EVE DÖNÜŞÜ

Suriye’ye dışardan gelen silahlı yapılar ve emperyal güçler var oldukça bu savaş bitmez. Mesela Nusra, “ben küresel cihaddan vazgeçtim, Suriye cihadına döndüm ve İdlip benim” diyor. Ülke bir terör laborantına döndü. Bu tür gruplardan her birinin hedefi var. Bugün dünyada 47 noktada çatışma var. Ama sınırında 7 yıldır savaşı yaşayan tek ülke TÜRKİYE. ABD-Türkiye anlaştığı takdirde, 32 km’lik güvenli bölgede yeni konutlar planlanıyor. Parası dışardan olmak üzere TOKİ’ye yaptırılması düşünülüyor. Türkiye bunun için beklediği desteği dünya kamuoyundan alamadı.

İDLİP EL BOMBASI
Suriye'de İdlip, istisnai bir durum. Böyle bir “model” yok. Soçi’deki görüşmelerde İran ve Rusya, İdlip mutabakatı için geçici dedi. Türkiye HTŞ ile ilgili Rusya’nın taleplerini gideremezse rejim ve Rusya saldırılarına devam edecek. Rusya, Çeçenistan’da olduğu gibi, “sıfır problem” kafasıyla sivil ölümlerle sonuçlanan saldırılar yapıyor. Nusra ciddi sorun. Suriye’yle ilgili takvim barış adına iyiye gitmiyor.

İRAN SURİYE’DEN ÇEKİLMEZ

ABD, Irak ve Afganistan üzerinden İran’ı kıskaca aldı. İran da kendi Şii ekseninde Suriye’den Yemen’e kadar milis güçlerle kurduğu etki alanında direniyor. ABD Araplara diyor ki, “ben olmazsam İran sizi yer.” Esad üzerinden İran’ın Suriye’de varlığı Hizbullah ve Hazaralarla sürer. İç savaşın ilk yıllarında Şam’ın askerlerine veremediği parayı İran göndermişti. Bugün bir “Kudüs Gücü” subayı, Tahran’da bindiği aracıyla hiçbir yerde durdurulmadan Irak’taki Haşdi Şabi bölgesinden geçip, Suriye’de rejimin ve milis bölgesinden Golan tepelerine, Lübnan’a kadar gidebiliyor. Ruhani sessiz fakat bölgeden en son çekilecek ülke İran’dır.

Suriye'de yedek terör örgütü olarak DEAŞ çöllük alanda bekletiliyor. PKK yeni ABD mandası olarak sözde kuzey hattında Türkiye'ye karşı konuşlandırıldı. FK ve ZD Harekatlarını icra eden TSK Münbiç'ten başlayarak Irak sınırına kadar 35 km derinlikte bir kara harekatı mı yapacak yoksa ABD ile anlaşabilecek mi? Suriye küçük kıyametin habercisi?