Tokyo sokaklarında "pürdikkat gazete okuyan" Japonların oluşturduğu kareler, ajansların koleksiyon serileri olarak dünyaya servis edildi.

Eski Japonya Başbakanı Abe Şinzo'nun uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirmesi, Japonya ve dünyada şok etkisi yarattı.

Cuma günü yaşanan trajik olayın Japon NHK televizyonu görüntüleriyle dünyaya duyurulmasının ardından, Kyodo News, Yomiuri Shimbun ve diğer Japon gazeteleri ile uluslararası haber ajansları detayları paylaştı.

Fotoğraflar da, ardı ardına servise kondu.

Muhtemelen hiç görmeyeceğiniz bazı fotoğraflar var ki, paylaşılmazsa olmazdı.

Yomiuri Shimbun gazetesi olaydan kısa süre sonra yıldırım baskı yaptı. Farklı yaş gruplarından Japon vatandaşları da hemen soluğu gazete satıcılarında aldı.

Tokyo sokaklarında “pürdikkat gazete okuyan” Japonların oluşturduğu kareler, ajansların koleksiyon serileri olarak dünyaya servis edildi.

TÜRKİYE'DEN BAKINCA

Fotoğraflara Türkiye'den bakınca tahmin edersiniz ki, etkilenmemek mümkün değildi.

Sosyal medya "aldatmacası"nın tavan yaptığı ülkemizde artık görmeye hasret kaldığımız görüntülerdi, ne de olsa..

Yıllar yılı 'Konuşan Türkiye'yi dilinden düşürmeyenlerin, slogan dahi olsa bir türlü 'Okuyan Türkiye'ye geçememelerinin sonucu olmalı.

Dünya Sağlık Örgütü'nün “Enformasyondemi” (bilgi pandemisi) konusunda uyarıları dahi bir kulaktan girip diğerinden çıktı. Hatta, sahte haberlerin bir virüs gibi müthiş bir hızla yayıldığı konusundaki bilgilendirmeler de.

SOSYAL MEDYA

Konunun uzmanları, sık sık Türkiye ve dünyada sosyal medya kullanımının şaşırtıcı ve ürkütücü boyutlara ulaştığına dikkati çekerken, sosyal medya raporlarında Türkiye'nin geldiği noktayı hayretle karşılamaları sebepsiz değil.

Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde ilk sıraları paylaşan Japonya, Güney Kore gibi ülkeler 1 saatin altında kullanım süreleriyle sonlardayken, Türkiye, günde 3 saate yakın bir süre ile üst sıralardaki yerini korumaya devam ediyor.

Mobil abone sayısının 84,6 milyona ulaştığı ülkemizde, sosyal medya kullanıcı sayısı 68,9 milyonu bulmuş durumda.

Bir başka gelişmiş dünya ülkesi Almanya'da ise sosyal medya kullanıcı sayısı genel halkın yüzde 45’i, 38 milyon kişi.

Almanya'da cep telefonu cihazı sayısının 110,7 milyon, mobil internet kullanıcısı sayısının da 65,35 milyon olduğunun altını çizmemizde de yarar var.

DÜNYADA DURUM

Sosyal medyadaki bu durum gazete tirajlarında ise hayli farklı.

Özellikle Japonya'da gazete okuma oranını sayfadaki fotoğraflar anlatmıyorsa, dünyada en çok satan ilk 20 gazeteden 9'unun, 125,8 milyon nüfuslu Japonya'ya ait olduğunu hatırlatmam gerek.

Yaklaşık günlük toplam tiraj 45 milyon.

Çin, Hindistan, Japonya ve ABD’nin ardından dünyanın en büyük beşinci gazete pazarı olan Almanya'da da durum farklı sayılmaz..

Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın "deutschland.de" sitesi verilerine göre; aralarında Bild (1,32 milyon - 2/2020), Süddeutsche Zeitung (306 bin 553 - 3/2020) ve Frankfurter Allgemeine Zeitung'un (199 bin 899 (3/2020) bulunduğu, ulusal günlük gazetelerin toplam tirajı 16,8 milyon.

Ayrıca; 12 milyon Alman vatandaşı gazeteleri her gün dijital olarak okurken, her gün satın aldıkları e-gazete sayısı 800 bin.

Almanya'da düzenli olarak gazete okuyan kişi sayısının 59,7 milyon olduğunu da vurgulamalıyım. Ayrıca her bir Alman vatandaşı günde 36 dakikasını gazete okumaya ayırıyor.

Haftalık gazete Die Zeit'ın satış rakamı dahi, 558 bin 253. AWA araştırmasına göre toplam okur erişimi 2 milyon 290 bin.

DERGİLER

Dergilerde de durum hemen hemen benzer..

İkonlardan The Economist'in küresel tirajı 900 binin üzerinde. Bu satışın 500 bini ABD'de iken, Britanya'daki tirajı 126 bin seviyesinde. Britanya hariç Avrupa satış rakamı 130 binin üzerinde.

Fransız L'Express dergisi 173 bin, rakibi L'Point 279 binlerde.

ABD gazetelerinden The Wall Street Journal 1 milyon 11 bin 200, USA Today 535 bin 34, The New York Times 483 bin 255 ve The Washington Post 229 bin 475 tiraja sahip. Bu rakamlar hafta sonları 2 hatta üçe katlıyor.

VELHASILI

Sözün özü, geçmişin o çok parlak günleri olmasa da, dünyada özellikle gazeteler çok da bizdeki parlatma yalanların aksine içler acısı günler yaşamıyor.

Montesquieu’nun modern devletin bileşenlerinde sınıflandırdığı üç temel unsur olan yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olarak nitelendirilen medyanın, halkın bilgi ve haber almasında kamusal bir görevi yerine getirmekte olduğunun bilincindeler..

Belki bir şeyin daha:

Avrupa Dışişleri Servisi nezdindeki Stratejik İletişim Direktörü Lutz Güllner'in tespitinde olduğu gibi, "Bir bilgi ne kadar dramatikse ve ne kadar kışkırtıcı ambalajlanmışsa o derece ilgi çekici oluyor."