Şimdi bugünkü cümlelerime geçmeden 4 Aralık 2019 tarihli "Go home İran mı game of İran mı?" ve 14 Şubat 2020 tarihli "Allavi hükümeti parlamento desteğine uygun mu?" başlıklı köşe yazılarımı okumanızı tavsiye ediyorum...
Kimine göre kahraman kimine göre katildi ve ABD tarafından öldürüldü! 3 Ocak’ta ölüm yıldönümüydü. Kim mi? Kasım Süleymani...
Şimdi bugünkü cümlelerime geçmeden 4 Aralık 2019 tarihli “Go home İran mı game of İran mı?” ve 14 Şubat 2020 tarihli “Allavi hükümeti parlamento desteğine uygun mu?” başlıklı köşe yazılarımı okumanızı tavsiye ediyorum...
“Go home İran mı game of İran mı?” başlıklı köşe yazımda aslında Süleymani’nin ve sonrasındaki diğer isimlerin etkisiz hale getirileceğinin sinyallerini vermiştim! Ki kısa süre sonra Süleymani ve ekibi öldürüldü sonrası da geldi...
O yazımda özetle şunu demiştim; “İran, Irak’ın her kademesinde çok güçlendi ve yarattığı güçler kendi himayesinden çıkmaya, baş kaldırmaya başladı! İran’da güç vererek yarattığı çok başlılığı ortadan kaldırmak ve mevcut söz geçiremediği Şii dengeleri yerinden edip yenilerini getirmek için sokak olaylarına ve farklı olaylara zemin hazırlayacak!”
İran siyaseti tarihi boyunca güven vermekten, net ve etik tavırlar sergilemekten hep uzak durdu! İran, sağ gösterip soldan vurmayı ve türlü oyunlarla coğrafyayı germeyi tercih etti.
İran’ın son yıllarda güçlü bir şekilde oyunlarını sergilediği sahne de Irak oldu. Irak’ta etkisi altına almadığı tek bir makam ve kurum kalmamıştı neredeyse. Ve istediklerini elde etmek için de tetiklediği sokak olaylarıyla birlikte farklı yöntemlerle baskı kuruyordu Irak’ta. Hatta bizzat şunu bile duydum sayısız isimden; “İran güzel kadınları Irak’ta etkili isimleri kontrol altına almak için görevlendiriyor!”
Daha nicesiyle Irak’ın derinlerine yerleşen İran, dediğim gibi kendi içindeki kurtlardan isyan bayrağını görmeye başlayınca “yaşayıp hain olacaklarına ölsünler de kahraman olsunlar” mantığını mı güdüyor dememek imkansız!
Evet benim 2018 ve 2019’da sayısız köşe yazımda yer verdiğim Irak okumalarıma dair cümleler; Irak’taki sokak olaylarının, Süleymani ve ekibinin öldürülmesinin, sonrasında da etkili birkaç ismin öldürülmesinin, Şii Şii çekişmesinin işaretleriydi aslında... Ve öngörülerimde ne kadar haklı olduğumu gördük görmeye devam ediyoruz...
Sahayı doğru koklayıp okursanız yıllar sonra yaşanacak gelişmeleri görmek mümkün elbette...
Evet Süleymani’den sonra büyük intikam yeminleri eden İran’dan ‘animasyon intikam’ dışında henüz bir saldırı göremedi ABD!
Bundan sonra ne mi olur? Sık sık dile getirdiğim gibi kaoslar yüzyılına girdi dünya ve Ortadoğu kaoslarla birlikte çatışmalara ve savaşlara da doyacak gibi görünüyor...
Bu süreçte de İran kaosların odağında olacak büyük ihtimalle!
Ve bu yöndeki en etkili öngörüm de şu; İsrail ve İran üzerinden başlayacak gerginlik bölgeyi girdap gibi içine çekecek durumları tetikleyebilir... Kim bilir, belki de “İran’ın haydi hazırım komutuyla İsrail’in İran’a fırlatacağı füzeler ile İran’da Irak’a saldırabilir! PKK’yı da yanına çeken İran bu vesileyle Irak’ta bir türlü elde edemediği hakimiyeti savaşlar ve çalışmalar üzerinden elde etmeyi planlayacak!”
Söz konusu İran olunca entrikaya dair tüm hayal gücüm zirve yapıyor ve “evet her şey olabilir” diyorum!
Bölgede her konuda etkili ülke olan Türkiye’nin tavrı çok önemli planların bozulmasında ve belki de yeni yol haritalarımın çizilmesinde. Bu sebepten Türkiye güçlü ve etkili askeri gücüyle birlikte dinamik bir kadro ile bölge üzerinde etkili sivil siyasete de ağırlık vermeli...