KYB (Kürdistan Yurt Severler Birliği) ve Bafel Talabani ayrışması iyice gün yüzüne çıktı. Peki bundan sonra ne olur diye sorarsanız, KYB'nin içinden daha yüksek sesle yükselecek rahatsızlıklar ve belki de istifalar olur derim…
Kimseler farkında değilken KYB içindekilerin Bafel Talabani’den rahatsız olduklarını yaklaşık bir yıl öncesinden yazıp dile getirmeye başlamıştım. Bu rahatsızlığı ve iç çatışmayı ilk dile getiren kişi olarak şu başlığın altına da her seferinde özellikle vurgu yaptım; Türkiye hiçbir şekilde KYB’ye karşı değil.
Türkiye, Bafel Talabani’nin PKK terör örgütü başta olmak üzere bölgeyi teröre ve kaosa teslim etmeye çalışan tüm oluşumlarla birlikte hareket etmesine karşı! Süleymaniye ve Kerkük üzerinden kurgulanan planlarla bölgenin huzurunu ve Kürtleri hedef alan Bafel Talabani her fırsatta sergilediği tutarsız hareket ve konuşmalar ile KYB’lilerin de sabrını taşırmaya başladı.
Şimdilerde yeni yeni kamuoyuna yansıyan Bafel Talabani karşıtı KYB’lilerin yaptığı açıklamalar Kürtlerin şapkayı önüne koyup yeniden düşünmesini gerektiriyor. Tarih boyunca büyük acılar ve hüsranlar eşliğinde bir o yana bir bu yana çekilen Kürtler şimdi de Bafel Talabani tarafından kaosa sürükleniyor! Kürtlerin geçmişte defalarca acılar eşliğinde ortada bırakılması, Barzani Ailesinin sergilediği kararlı mücadeleler sonucunda elde ettiği Irak Kürt Bölgesel Yönetimi zaferiyle bir umuda dönüşse de, Kürtleri bir maşa olarak görenler pusuda beklemeye devam etti/ediyor.
Bafel Talabani Kürtleri çağıran keklik misali tüm çığırtkanlığı ile hareket etmeye devam etse de Ankara ve Erbil bu duruma geçit vermemekte kararlı. Erbil ve Ankara’nın yürüttüğü terörle mücadele politikaları KYB içindeki duyarlı isimlere de güç verecektir elbette. Celal Talabani’ye ve Kürtlere ihanet etmekle suçlanan Bafel Talabani nereye kadar bu çığırtkanlığa devam edecek bekleyip göreceğiz zira yazımın başında dediğim gibi “KYB den istifa edecek duyarlı Kürtlerin” haberlerini almamız yakındır diye düşünüyorum.
Ekim ayında yapılması planlanan seçimlerde; bir yanda İran-PKK-Kandil-Sincar-kaos merkezli hareket eden KYB var, diğer tarafta da hizmet-istihdam-üretim-gelişim- huzur-gençler odaklı çalışan KDP var Kürtlerin önünde. KYB’de parti içi çatışma devam ederken devrimci lider olarak nitelendirdiğim Başbakan Masrour Barzani de “birlikte güçlü olalım” mottosuyla aldığı her kararla bölgenin maddi manevi kalkınmasını hedefliyor. Eşitlik ve adalet duygularıyla hareket ederek bölgeyi yüzyıllardır aşina olunan “güç odaklı” yönetim anlayışından çıkarıp “vatandaş ve hizmet odaklı” anlayışa taşıyor.
Başbakan Barzani’nin işi elbette ki hiç kolay değil çünkü alışılmışı değiştirmek zordur Ortadoğu’da fakat benim kendisinde gördüğüm kararlılık, devrimlerinin çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğini ortaya koyuyor… Ve önemli bir not: KYB Kerkük’ü içten içe kaşımaya devam ederken her an Kerkük’ten gelecek şiddet haberlerine hazır olmalı diyorum…