İnsanların geçmişteki hizmetlerini unutanlardan değiliz.
İnsanların geçmişteki hizmetlerini unutanlardan değiliz. Selçuk İnan’ın bu ülkenin en önemli futbolcularından biri olduğunu elbette biliyoruz. Top onun ayağına yakışıyor. Pasları adeta adrese teslim ediyor. Aklını kullanıp topu koşturuyor ve serbest atışları ya gol oluyor ya da tehlike üretiyor…
Selçuk bir zamanlar böyle idi… Bizim de Galatasaraylı taraftarların da başlarında taç idi… Ama son Antalyaspor maçında yedek iken takımın kenardaki itici gücü olarak bakılan Selçuk oyuna girdikten sonra sarı-kırmızılı takımı inişe geçirdi. Selçuk’un eline ve ayağına sarıldığı Galatasaray aşağı doğru çekilince ne kadar Tudor düşmanı varsa tekrar ortaya çıktı. Bu defa Selçuk’u oynattığı için Tudor eleştirileri hak etmedi diyemeyiz ama rahat kazanacağı bir maçta berabere kalmak Cimbom’a yakışmadı. Diyeceksiniz ki tek adam takımı bu kadar mı etkiler? Aslında öyle değil ama bir adamın düşüşü rakip için motivasyon olup çıkıyor. Karşınızda Eto’o gibi bir usta varsa da faturayı kesiyor.
Eskiden yani biz su içerken testiden dar alanda paslaşan ve fazla mücadele etmeyen futbolculara adres olarak Dinarsu’daki halı saha turnuvası maçları tavsiye edilirdi. Dinarsu bu konuda öncü olmuştu daha sonra ülkemizin her yerinde halı sahalar türedi ve kırpılmış yıldızlar oralarda boy gösterip kalitelerini gösterme imkanı buldular.
Selçuk İnan bir süre kafasını dinlemeli ve bu koşan mücadele eden ve galibiyet arayan takıma nasıl daha fazla yararlı olacağına çözümler bulmalıdır. Bulamıyorsa Dinarsu hala orada duruyor demek ona hakaret manası taşımaz. Orada ne büyük yıldızlar oynamıştı. Rıdvan Dilmen bile Fenerbahçe’ye Dinarsu üzerinden transfer olmuştu…
Aykut Kocaman’a sahip çıkmanın
en uygunsuz söylemini işittik!
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım kulübün bağrından çıkardığı tepeden tırnağa kalite olan isimlerden Aykut Kocaman hocamıza futbol takımını teslim etti. Bununla kalmayarak desteğini her fırsatta dile getirdi. Ne varki her zaman gönüllerde olan güzel düşünceler sahaya yansımıyor. Şimdilik Fenerbahçe’de de gelecek çok da parlak görünmüyor.
Ama bu arada Aykut Kocaman hocamıza destek için ortaya atılan cümle cehaletin dik alası olup çıktı. “Cehennem donana kadar Aykut Kocaman görevde kalacak” demek cehennemin sadece ateş olduğunu düşünenlerin (Allahu Teala hepimizi muhafaza buyursun) ifadeleri olarak yansıdı. Oysa soğuk cehennem diye de bir azap yeri var. O da Allahu Teala muhafaza eylesin açık bir gerçek…
Fenerbahçe’nin yöneticiler “Biz görevde kaldığımız sürece” diyemezler miydi? Bu sözleri yeterli sayılmaz mıydı ki fazla okumadıkları, bilmedikleri bir azabı örnek gösterdiler.
Sarı-Kanaryalar şampiyon olur ya da olamazlar bu durum Aykut Kocaman hocamızın kalitesine ve kişiliğine zerre kadar fayda vermez veya eksiltmez. Tabii ki kariyer ayrı bir kavramdır ve bunun günlük ya da sezonluk başarılara ihtiyacı vardır.
Şükürler olsun ki, Aykut Kocaman hocamızdan böyle haddini aşacak ifade ve sözler duymuyoruz…
Beşiktaş sanki taş gibi
Porto kuşa dönmüş!
Bir kere Şenol Güneş hocamız ve öğrencilerini yürekten tebrik edelim. Porto eskiden sahasında bir canavar iken şimdi adeta kanatsız bir kuşa dönmüş. Beşiktaşlı futbolcular rakibin bu durumunu çok iyi değerlendirerek ülkemizi sevince boğan bir sonuca imza attı. Ortaya çıkan 3-1’lık skorun tamamında Beşiktaşlı futbolcuların payı var Portoluların tek golünü de Tosic attı.
Beşiktaş’ın kalecisi Fabri’den ilerinin son adamı Cenk Tosun’a kadar her Kartal’ın görevini yapması sonucu Porto sahasında ummadığı bir yenilgi ile perişan oldu. Beşiktaş inşallah grubundan elini kolunu sallayarak rahat bir şekilde çıkacak ve ülkemiz spor tarihine yeni bir altın sayfa kazandıracaktır. Porto galibiyetiyle Beşiktaş’ın üzerindeki Avrupa korkusu umuda dönmüştür. Şenol Güneş nasıl beceriyor ve nasıl yapıyorsa daha büyük başarılar için hepimize ümit aşılamaktadır.
UEFA’nın maçın adamı olarak seçtiği Cenk Tosun’u inşallah güzel teklifler ve iyi bir gelecek bekliyor, tebrik ediyoruz…
PFDK’nın yanlış kararı
yeni sıkıntılara gebe
Fenerbahçe ile Medipol Başakşehir’in oynadıkları maçta kaleci Volkan Babacan’a atılan şişe sebebiyle Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Fenerbahçe’nin sahasını bir maçlığına kapatmak yerine şişenin atıldığı üst bloktakilere ceza verdi. Daha önce sahanın neresinde olursa olsun ev sahibi takımı cezalandırma yolunu seçen PFDK bu defa başka bir yöntem seçti. Belki doğrusu budur ve böyle yapılması uygundur ama daha öncekiler farklı oldukları için yeni sıkıntılara gebe olduğunu tahmin etmek güç değil.
Hangi ceza türünün daha doğru olduğunu tartışacak durumda değiliz ama bugüne kadar yapılanları görünce yeni bir sıkıntı olacağı endişesini taşıyoruz.
En doğrusu maçı adam gibi izlemek. Sahada oynayanlara tribünden müdahalede bulunmamak… Yenemediğin rakibinin elini öpmek varken yüzüne bir şey atmak magandalık değil de nedir ki?