Tek taraflı sözleşmesinin feshedilmesi yani bizim medyanın çok sevdiği ifadeyle kovulması Fatih Terim'e tazminat hakkı doğurur.
Şimdi şu kadar insan 50 milyon Türk insanı Fatih Terim’i istemiyor demek çözüm değil. Bana sorsanız Fatih Terim’i sevmeyenlerin sayısı 80 milyon içinde 60 milyondan az değil. Kimine “Üstten bakan” kimine göre “Gülüşü sahte” kimine göre de “Artık ailesine dönmesi” gibi sudan selden bahaneler var. Her Galatasaraylı bile Fatih Terim’i çok sevmez. Ona kendisini sevenler yeter de artar bile… Futbol Federasyonu Başkanı sayın Yıldırım Demirören’i de sevmeyenler hiç de az değildir. Ama çok başarılı hep doğruları yapıyor. Gel de karşısında dur. Afrin olayında da sınıra kadar gidip orada kahraman Mehmetçiklerimize destek olması da aleyhinde olanları bitirir. Tabii askerimizi kim oralarda istemiyorsa onların düşmanlığı devam edecektir. Onların kıymeti harbiyesi yok. Biz de onlara düşmanız…
Şimdi olayı sade vatandaşa basitçe şöyle anlatalım:
Fatih Terim’le sözleşme yapan Futbol Federasyonu anlaşmanın tek taraflı olarak feshedilmesi durumunda tazminat maddesini kabul etmiş durumda. Böyle olduğuna göre, sebepler ne olursa olsun ister mekan bassın ister başka şey yapsın kovduysan parasını ödeyeceksin.
Fatih Terim’in mekan basması yanlış… Böyle bir şeyi bugün olsa yapmazdı. Ama bu yanlışı bile sözleşmesinin gereğinin yapılmasına engel değil.
Sayın Yıldırım Demirören’in sayın Terim’e istediği tazminatı vermesi ne Federasyonu zora sokar ne de koskoca Demirören ailesini fakirleştirir.
UEFA Galatasaray’ın değil Türkiye’nin canını yakıyor
İsviçre’deki Avrupa Futbol Birliği merkezinin UEFA yöneticileri durup dururken birden Galatasaray konusunu mikrodalga fırında ısıtmaya koydu. Sayın Başkan Mustafa Cengiz, İsviçre’deki bu konuda savunma yapmaya çalışıyor. Daha önceki Başkan sayın Dursun Özbek, UEFA ile anlaştıklarını ve koydukları kriterlere uyduklarını ifade edip bu konuda hata yapmadıklarını bildirdi. Yeni yönetimin de böyle bir konuda hata yapacağını beklemiyoruz. Galatasaray’ın değil de ülkemizin canını yakmak isteyen UEFA buna rağmen kötü bir sonuç çıkarması bizim için maalesef sürpriz olmayacaktır.
Galatasaray’ın başarılı olması nedense UEFA’da bazı kişilerin işlerine gelmiyor. Tıpkı Türkiye’nin Afrin’e doğru ilerleyişinden rahatsız olup bahaneler üreten Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerika gibi onların emir erleri UEFA da tetikte bekliyor.
Gomis başta olmak üzere Galatasaray’ın bütün yıldızlarının başarılı performansları pek çok Avrupa kulübünün dikkatini çekmektedir. Bu ilgi Galatasaray’ı hedef yapmıştır ve ortaya çıkacak olumsuz sonuçların ana merkezi budur.
Tam bu konular meydanda iken Cenk Ergün’ün görevine son verilmesini anlamakta güçlük çektiğimi söylemeden geçemeyeceğim. O kadar çok büyük işlerin altında imzası olan Cenk Ergün’ü bu kadar kolay harcamasını kabullenemiyorum. Bilmediğimiz sebepleri olabilir diyelim ama yine de böyle bir markayı kaybetmeseydik diye bir kere daha düşünmeyi fazla görmeyelim.
Negredo’yu az oynatmak Şenol hocama yakışmıyor
Beşiktaş’ın hem golcü hem de asist olarak ilk sırasında görünen isimlerden Alvaro Negredo konusunda Şenol Güneş hocamıza eleştirim olacak. Böylesine yüksek grafiği olan bir futbolcuyu kenarda yanında oturtmak Şenol Güneş hocamız gibi kapasite arzulayan bir teknik adama yakışmamaktadır.
Pepe ve Quaresma’nın yokluğunda takımda banko ilk 11’de olması beklenen Alvaro Negredo’nun bu futbolcular oynuyor olsalar bile doğrudan takımda yer almasını beklerdim. Hem ne yaptığını bilen hem de becerikli işler yapan Negredo Şenol Güneş hocamızın elindeki tek büyük silahtır. Böyle bir silahı “Belki lazım olur” dercesine kenarda yağlı şekilde durması yerine kullanılması ve sahada olması beklenir.
Talisca ve diğer yıldızlara özen gösteren Şenol Güneş’in aynı hassasiyeti Negredo konusunda göstermesinin önünde ne gibi engeller var doğrusu merak ediyorum…
Rıza Çalımbay hedefi Avrupa olarak belirledi
İşte Trabzonspor’da beklediğimiz ses sayın Rıza Çalımbay hocamızdan geldi. Sebepler ne olursa olsun sezon sonunda Avrupa’da mücadele etme hakkını istediklerini belirten ve bunu yüksek sesle söylemesini ayakta alkışlıyorum. Ayrıca Burak Yılmaz konusunda söyledikleri de Rıza Çalımbay hocamıza yakışan güzelliktedir. Rıza hocamız belli ki Burak Yılmaz’ın performansını daha da artırarak sezona damgasını vurduracaktır. Burak ile coşacak Trabzonspor’un karşısına çıkacak her takımı yenebilecek güçte olacağını tahmin etmek hiç de zor değil.
Şükürler olsun ki, Burak Yılmaz kendisini sadece bugünden değil daha önceden de iyi tanıyan Rıza Çalımbay gibi kıymet bilen birinin eline düştü. Onunla daha güzel ve daha farklı oynayacaktır. Bundan zerre kadar kuşku duymuyorum.