Daha önceki tarihlerde ne olduysa oldu Fenerbahçe şampiyon olamadı ya, vay anam suçlu sayın Aziz Yıldırım ile seçtiği teknik adamlar ve futbolcular değilmiş ne olmuşsa bu kaos ortamından Galatasaray faydalanmış…
Niye böyle bir yol seçtiler derken Milliyet Gazetesi’nde birinci sayfada küçük bir anons gözüme takıldı tabii internetten… Orada diyor ki, Fenerbahçe kulübü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ediyor…
Diyeceksiniz ki bütün Türkiye teşekkür ediyor sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hatta teşekkürle kalmayıp beş vakit namazında ellerini kaldırıp sağlık, sıhhat ve başımızda kalması için dua edenler de var hamd olsun bunlardan biri de benim… Sayın Aziz Yıldırım namaz kılıyor mu kılmıyor mu bilmiyorum, bir yerde de görmedim. Ama Fenerbahçe kulübü bir şekilde sayın Cumhurbaşkanına teşekkür ediyor.
Herkes saf ya Başkan Aziz Yıldırım ile sayın Şekip Mosturoğlu gibi sözde değil özde Fenerbahçeliler işin kolayını bulmuşlar. Bir mesajla Cumhurbaşkanının yanında olduğu mesajını ver, diğer yandan bu milletin başına bela olmuş Gülen ve örgütünü dilini dola, diğer yandan da Galatasaray ile bütün kirli çarşafları ilişkilendir.
Bunu saf Süleyman Korkmaz yutmuyor da Galatasaray’ın başında bulunan ve kafalarında dolaşan 40 tilkinin birbirlerine değmeden dolaştığı varsayılan yöneticileri yutar mı?
Fenerbahçe o senelerde kaybetti ve bu yıl da şampiyonluğun en uzak ortaklarından biri. Hatta diyebilirim ki şansı yoktan biraz fazla yüzde 10’dan daha aşağılarda…
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ne kadar Fenerbahçeli ise bir o kadar da Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Trabzonsporlu ve Ordusporlu…
Değil diyebilir misiniz?
Hangisine yardımı ve desteği olmadı ki…
Galatasaray’ı karalamak için dünyayı titreten sayın Cumhurbaşkanımızı kafa kola aldığını sanmak ve buna güvenip Fenerbahçe başkanlığı dönemini uzatmaya çalışmak… Siz demeyin ben diyeyim: Abesle iştigal…
Beşiktaş ne kadar büyük kulüp olursa olsun Robben’i alamaz!
Bayern Münih kulübü ile sözleşmesi olmasına rağmen geleceği ile ilgili yorumları kendi dışında herkesin yaptığı Hollandalı “Kel” yıldız Arjen Robben Beşiktaş ile anılıyormuş!
Duyun da inanmayın…
Buna inanana ve gazetesine haber olarak konulmasına bu kadar saf olmayın güzellerim demek geliyor içimde…
Arjen Robben’i Beşiktaş ne kadar büyük takım olursa olsun asla alamaz… Bu ne para işi ne beceri işi tamamen Robben’in hayranlığı ile dolu olan Avrupalı kurnazlığı… Bayern Münih bile sözleşmesini uzatıp uzatma konusunda Robben ile konuşmadan bir açıklama yapmazken Beşiktaş ile anılan Hollandalı demek ülkemiz sporseverlerine ve özellikle siyah-beyazlı kulübün taraftarlarına kandırmacadan daha öte bir şey değil.
Diyecekler ki, Mario Jardel gelmedi mi?
Geldi ama Galatasaray’a…
Robben Galatasaray’a gelir mi diye bir soru ile karşılaşsam Beşiktaş için yazdıklarımı tekrarlayamazdım elbet… Her Türk takımının Avrupa’da belli bir piyasası vardır Galatasaray’ın ise kredisi büyüktür. Mesela Fatih Terim hocamız Robben’i istiyoruz ve alacağız diye bir laf etmez. Alamayacağını bilir. Bugün olmasa da başka bir zaman geleceğinden de umutlu olur.
Bu Beşiktaş’ın kapasitesini küçültmek değildir asla öyle bir şey aklımıza bile gelmez. Bizim için Beşiktaş ve sayın Başkanı Fikret Orman çok özeldirler. Ve de çok güzeldirler. Ama olacak iş var olmayacak iş var… Büyüklük her zaman her işi bitirmeye yetmez.
Arjen Robben’i almak hele şu durumda ve bu piyasada imkansız ötesi bir şey… Tabii bizim kulüplerimiz için…
Ağaoğlu’nun önünü açın Trabzonspor da yol alsın
Trabzonspor’u anlamak da çözmek de kolay değil. Sevgili ve sayın doktorumuz Muharrem Usta gibi bordo-mavili renk aşığı isteğini alamadı. Daha doğrusu Trabzonspor ile daha uzun yıllar çalışması halinde sayın Usta belki daha başarılı olur unutulmazlar arasına adını yazdırabilirdi. Çünkü ondaki Trabzonspor sevgisinin canlı şahitlerinden biriyim. Onun Trabzonpor’a hizmet aşkını çok şeyden önde tuttuğuna tanık olanlardanım…
Ama Usta’mızı beklerken başka bir yerden büyük çıkış geldi. Golf gibi birkaç yüz kişinin ancak iştigal ettiği spor dalını bile popüler yapma gayreti başarılı olan sayın Ahmet Ağaoğlu Trabzonspor yönetimine aday olduğunu açıkladı.
Ağaoğlu bir yerde varsa orada başka bir rakibi yoktur. Yani herkes bir de o yapsın görelim der. Biz tabii inşaat işinden söz etmiyoruz o konulardan anlamayanlardanız. Bizim sözünü ettiğimiz yöneticilik ve yönetmek…
Bırakınız önünü açınız sayın Ağaoğlu Trabzonspor’a ne verebilecekse versin… Kimi getirecekse getirsin… O boş yere aday olmaz…
Kıymeti bilinir inşallah…
Metro İstanbul’a hafif sitemim var
Bir kaç gün önce yağmur ve olumsuz hava şartları sebebiyle hadi gününü verelim geçen salı akşamı Metro ile Vezneciler’e gittim. Tabii iç anonsta seferlerin aksamasından duyulan rahatsızlık sayın yolculardan özürlerle ifade ediliyordu buna diyecek bir şeyim yok. Ancak sonuçta metrodaydık. Dışarıda değildik. Özürlük de fazla bir şey yoktu…
Ama bir türlü hangi durağa geldiğimizi öğrenecek anonsu duyamadık. Sadece biz değil metrodaki o kadar yolcu birbirine soruyordu acaba neredeyiz diye…
Belli ki böyle bir duruma göre tedbir alınmamıştı. En azından siz vatman deyin ben kaptan diyeyim onun iç anonsla gelinen istasyonu bildirmesini beklerdik bunu da yapmadılar.
Pek çok kişi yanlış durakta indi pek çoğu da benim gibi tedirgindi.
İnşallah bir dahakine daha dikkatli olurlar ve anons gibi bir imkanı olduğunu hatırlarlar…