Kendisini Rus Çarı 1. Viladimir Putinoviç olarak gören ve Çarlık Rusyası hayallerini diriltmek için en son Ukrayna'ya musallat olan Putin Efendi'nin yüzünden spor dünyasında da ortalık karman-çorman oldu.
Kendisini Rus Çarı 1. Viladimir Putinoviç olarak gören ve Çarlık Rusyası hayallerini diriltmek için en son Ukrayna’ya musallat olan Putin Efendi’nin yüzünden spor dünyasında da ortalık karman-çorman oldu. Birbiri ardına takımlar ve ülkeler Rusya vatandaşı olan sporculara yasaklar getiriyor, Rusya’da düzenlenecek uluslararası organizasyonları başka yerlere taşıyıp duruyorlar.
Tamam; Rusya’da yapılacak organizasyonları (Formula 1, EuroLeague Basketbol maçları vs) başka yerlere almanızı anladık ama özellikle yurt dışındaki muhtelif takımlarda oynayan Rus vatandaşı sporcuların ne günahı var? İnsancıkların, Deli Petro’nun ruh ikizi, özenti Rus Çarı’nın yediği haltlardan dolayı cezalandırılmaları en azından suçun şahsiliği ilkesine aykırı değil mi?
Sapla samanı birbirine karıştırmak diye bir deyim var yazımızın başlığında bahsettiğimiz. İşte olan aynen bu şimdilerde dünya spor kamuoyunda. Yapılan edilen menfi şeylerin cezası olarak bu işlerde hiçbir dahli olmayan, sporun doğası gereği apolitik olma vasfını koruyan masum sporculardan ne istiyorsunuz en muktedirler, ey efendiler?
Bir tenisçinin, bir voleybolcunun, bir sırıkla yüksek atlamacının bu olan bitenle ne alâkası var? Bir Formula 1 pilotu hangi semtini bombaladı Ukrayna’nın, neresine füze fırlattı Allah aşkına!
Abramoviç’in Chelsea’si ile uğraşmaya gücünüz yetmiyor ekmeğini kazanmaya çalışan Rus futbolcuya, voleybolcuya yetiyor. Sahibi Rus Oligarkı diye Chelsea’ye el koysanıza, adamların yatına, katına, kotrasına, teknesine marinalarda el koyduğunuz gibi. UEFA finalini Rusya’dan alıp Paris’e/Londra’ya taşımak ne kadar doğru ise bireysel yetenekleri ile emeklerini kiralayarak geçinen sporculara yapılan ambargo kararı o kadar yanlıştır.
Varılan noktada: Batı’nın Ukrayna’yı önce gaza getirip, Putin’i kışkırtıp, sonra da iyot gibi açıkta bırakmasını falan biz konuşmuyoruz zaten o konularda ana akım medyada bir sürü malumatfuruş abi ve amcamız ekranları parsellemiş durumda anlattıkça anlatıyor, coştukça coşuyorlar. Bekâra karı boşamak kolay atasözündeki gibi onların durumu biraz da. Bizim derdimiz başka. Biz naçizane en basitinden insan hakları, çalışma hakkı, suçun bireyselliği gibi temel konulardan hareketle olanın yanlış olduğunu anlatmaya gayret etmekteyiz.
İtalya’da Eğitim Bakanlığı Dostoyevski’yi müfredattan çıkarır, Dünya Kedi Birliği Rus orijinli kedileri Dünya Güzel Kedi yarışmalarından men eder, Dünya Atletizm Birliği Rus atletlere koşma yasağı getirir, bakalım daha ne uçuk yasaklar, ambargolar göreceğiz.
Bu sporculara bu yasakları getireceğinize bırakın onlar sporlarını yapsın, siz Rus bayraklarını, formalardaki Rus armalarını kaldırtın madem Putin’e bu kadar kızdınız ama bırakın insanlar sporlarını yapsınlar yani. Basketbol ve voleybol hakemlerinin günahı ne? FIBA ve ULEB Rus basketbol hakemlerini yasakladı, CEV Rus voleybol hakemlerini. Bu adam ve kadınlar hakem üniformalarında Rus bayrağı taşımıyor ki zaten.
Neyse gene Batı dünyasının standart hale gelmiş ikiyüzlü ve çifte standart uygulamalarından birisi ile daha karşı karşıyayız anlayacağınız. Hem nalına, hem mıhına, kendi işlerine geldiği gibi kural uydurup, insanları mağdur ediyorlar.
Dostoyevski’nin ne günahı var, Rus kedilerinin ne günahı var, hakemin, futbolcunun, basketbolcunun ne günahı var?
Bu vesileyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, hepimize barış ve güzellikler dolu bir dünya diliyoruz.