Deripaska, 25 yaşında arkadaşlarıyla beraber ilk metal ticaret şirketi VTK'yı kurdu.
Oleg Deripaska 2 Ocak 1968 doğumludur. Babasının babası Timofey Deripaska (1918-1945) İkinci Dünya Savaşı sırasında ölmüş ve Avusturya'da bir toplu mezara gömülmüştü. Deripaska dedesinin anısına Çekya sınırına yakın Laa an der Thaya kasabasında bir Rus Ortodoks kilisesi inşa ettirmiştir. Deripaska'nın ilk işi annesinin Ust-Labinsk'te çalıştığı fabrikadaydı. 11 yaşında elektrik motorlarının bakımını yapan bir elektrikçi çırağı oldu. 1985'te girdiği Moskova Devlet Üniversitesi'nin fizik bölümünü bitirdi. 1986'dan 1989'a kadar Sibirya'nın Trans-Baykal bölgesindeki Sovyet Stratejik Füze Kuvvetleri'nde görev yaptı.
Deripaska, 25 yaşında arkadaşlarıyla beraber ilk metal ticaret şirketi VTK'yı kurdu. Deripaska, düşük Rus fiyatlarından metal satın alarak ve yurtdışında daha yüksek uluslararası piyasa fiyatlarından satarak ihracat yaptı. Güney Sibirya'daki Sayanogorsk alüminyum izabe tesisindeki ilk hisse paketini satın almak için neredeyse tüm ticaret kârını kullandı. 1990'larda Rusya'da iş adamları arasında devlete ait varlıkları ele geçirmek için şiddetli mücadelelerin yaşandığı "alüminyum savaşlarının" galibi olarak nitelendirilir. 2000 yılında Sibirsky Aluminium, Roman Abramoviç'in Millhouse Capital'i ile ortak oldu ve Rusal kuruldu. 2007'de Rusal, SUAL Group ve Glencore International AG ile birleşerek UC Rusal kuruldu. Rusal 2015 yılında China Hongqiao Group onu geçene kadar dünyanın en büyük alüminyum üreticisi olmaya devam etti.
Rusya'nın en büyük holdinglerinden biri olan Basic Element'i kuran Deripaska alüminyumun yanısıra enerji, imalat, ticari araçlar, otomobil parçaları, finans ve sigorta hizmetleri, leasing işleri dahil olmak üzere çeşitli sektörlerdeki şirketlerde hisse satın aldı. Yatırım yaptığı şirketler arasında Sibirya enerji şirketi EuroSibEnergo, Rusya'nın en büyük sigorta şirketlerinden biri olan Ingosstrakh, otomobil, kamyon ve otobüs üreticisi GAZ Grubu, Kuban Agro Holding vardı.
Deripaska, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkiler geliştirdi. 2006'da basında sızan ABD kaynaklı raporlarda Deripaska "Putin'in düzenli olarak görüştüğü iki üç oligark arasında sayılıyor ve Putin'in yurt dışı gezilerindeki bir demirbaş olarak tanımlanıyordu.
Şubat 2018'de Alexei Navalny, Deripaska ile Rusya Başbakan Yardımcısı Sergei Prikhodko'un Norveç kıyılarında seyahat eden bir yatta gerçekleştirdiği görüşmeye dair bir video yayınladı. İddiasına göre Deripaska 2016 Amerika Birleşik Devletleri seçimlerine müdahale etmeyi amaçlayan Rus hükümeti ile Paul Manafort arasında aracılık yapmıştı. Mart 2018'de, Deripaska ile yakınlığı olduğunu iddia eden Belaruslu bir eskort, Anastasia Vaşukeviç, Bangkok'ta hapse atıldığında elinde 16 saatten fazla ses kaydı bulunduğunu ve bu kayıtların Amerikan seçimlerine olası Rus müdahalesine ışık tutabileceğini söyledi. Kayıtları sığınma karşılığında Amerikan makamlarına teklif etti, ancak sınır dışı edildi ve bir Rus havaalanında tutuklandı.
2014'te Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesiyle ilgili nedenlerle 2018'de ABD yaptırımları altına alındı. Deripaska 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle İngiliz hükümeti tarafından varlıkların dondurulması ve seyahat yasakları da dahil olmak üzere yaptırım uygulanan yedi oligarktan biriydi. 27 Şubat 2022'de Deripaska "barış çok önemli, müzakerelerin bir an önce başlaması gerekiyor" açıklaması yaptı. Şubat 2022'de Deripaska, Ukrayna'daki savaşın Rusya'ya 200 yıllık bir lanet getireceğini söyledi. Takip eden dönemde Moskova'daki bir üniversitede bu amaçla düzenlediği basın toplantısında Rusya'nın Ukrayna'yı askeri saldırısıyla yok etmesinin büyük bir hata olacağını söyledi. 20 Aralık 2022'de Financial Times, bir Rus mahkemesinin Soçi'de Deripaska'ya ait 1 milyar dolar değerindeki lüks bir otel kompleksine el konulması kararından bahseden bir yazı yayınladı. Kaynaklara göre varlıklarına el konulması savaşı eleştirmesiyle tetiklenmişti.
Rus toplumunun Ortodoks Hristiyanlığın da etkisiyle Yahudi karşıtı bir eğilim taşıdığı, Rus istihbaratının da antisemitist eğilimleri olduğu söylenegelir. Yahudi kökenli iş adamları aslen ticari zekaları ve küresel iş bağlantısı kurma konusundaki eşsiz yetenekleri sayesinde Rusya'da büyük bir servet edinmişlerdir. Sadece bundan ötürü bir ayrımcılığa uğradıklarını söylemek, Putin'in antisemitist olduğunu iddia etmek pek mümkün görünmüyor. Putin 1990'lardaki özelleştirmelerde devlet işletmelerini çok uygun meblağlarla elde eden bazı oligarkların elinden bu kuruluşları almaya yöneldi. Bu kimseler de Putin yönetimine karşı çok cepheli bir mücadele başlattı. Bütün Yahudi oligarklarla Putin arasında böyle bir problem yaşanmadı. Ancak Rusya-Ukrayna savaşı sebepli uygulanan yaptırımların uluslararası sistemde at koşturan oligarkların Kremlin'le ilişkisinde büyük bir kırılıma yol açtığı da bir gerçek.