Rusya, Ukrayna ve AGİT'ten oluşan Üçlü Temas Grubu'nun, krizin çözümüne ilişkin 7 Temmuz 2020'den itibaren verdiği kapsamlı ateşkes kararı, ufak çaplı ihlallere karşı bugüne kadar sürdürülse de Donbas'ta 4 Ukrayna askerinin ölmesi, aynı zamanda Rus ordusunun Ukrayna sınırlarındaki askeri hareketliliği nedeniyle bozuldu.
Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz gittikçe derinleşiyor.
Rusya, Ukrayna ve AGİT'ten oluşan Üçlü Temas Grubu’nun, krizin çözümüne ilişkin 7 Temmuz 2020'den itibaren verdiği kapsamlı ateşkes kararı, ufak çaplı ihlallere karşı bugüne kadar sürdürülse de Donbas’ta 4 Ukrayna askerinin ölmesi, aynı zamanda Rus ordusunun Ukrayna sınırlarındaki askeri hareketliliği nedeniyle bozuldu. Saldırılar karşısında Ukrayna ordusu da tedbirleri arttırdı.
Krizin geçmişine baktığımızda Rusya’ya yakınlığı ile bilinen ve 2013 yılında AB Ortaklık Anlaşması'nı askıya aldığını açıklayan dönemin Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’e karşı batı yanlılarının sokağa çıkması üzerine büyük olaylar yaşanmıştı.
Yanukoviç, Rusya'ya kaçmak zorunda kalırken AB-NATO üyeliği yanlısı Yuşçenko-Timoşenko batıyı desteklemişti.
Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesi ile birlikte Ukrayna'nın doğusundaki şehirler de işgalden payını almıştı.
Sözde devletlerini ilan eden Rusya yanlıları halen bölgede varlığını sürdürüyor.
Moskova'nın, Ukrayna sınırına askeri sevkiyat yapmasına AB ve ABD tepki gösterdi.
ABD Başkanı Joe Biden ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya’ya karşı Ukrayna'nın yanında yer alırken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’da, aynı tavrı gösterdi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Ukrayna'nın askeri olarak desteklemesi halinde ülkesinin kendi güvenliğini sağlamak için ilave tedbirler alacağını açıkladı. ( İki savaş gemisinin Karadeniz'e geçeceğini bildiren ABD, 4 Mayıs'a kadar Karadeniz'de kalmayı planlıyor.)
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin Ukrayna'ya SİHA satmasını eleştirerek "Moskova, Türkiye ve diğer ülkeleri Kiev'in militarist eğilimlerinin teşvik edilmemesi konusunda uyarıyor" açıklamasını yaptı.
Tüm bunlar yaşanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada Rusya’ya karşı önemli bir mesaj vererek, Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediğini yineledi. Erdoğan "İş birliğimiz hiçbir surette üçüncü ülkelere karşı bir girişim değildir." dedi.
Kırım'ın ilhakını onaylamayan Erdoğan’ın Ukrayna'nın uluslararası toplumu Kırım konusunda bir araya getirmeyi hedefleyen Kırım platformunu desteklediğini açıklaması Suriye, Azerbaycan, Filistin için gösterdiği tavırdan farksız değil.
ABD ve Rusya gibi ülkeler güç savaşı verirken Türkiye, her koşulda ve gerçek manada ülkelerin toprak bütünlüğünü savundu.
Suriye gibi ülkeler için ne ABD ne de Rusya konusunda aynı düşünmeyen Türkiye hep mazlum halkların yanında durmuş, bunun gereğini yapmış ve yapmaktadır.
Rusya ve Ukrayna arasındaki krizin diplomatik yöntemler ile çözülmesinden yana olan Erdoğan,
söz de değil samimi olarak “ateşkesin sürdürülmesini temenni ediyoruz." diyerek ABD ve İngiltere gibi ülkelerden de farkını ortaya koydu.
Hiç abartmıyorum dünya üzerinde barış ve huzur için çalışan Türkiye’nin aklını kullansalar yeryüzünde şu an yaşanan sorunların hiçbiri kalmayacak. Ama ne yazık ki tarihi işgaller ile dolu olan ülkelerin tek amacı sömürgecilik! Dünyayı kendilerine göre dizayn etmeye çalışırken oyunlarını bozan bir Türkiye ise kendileri için büyük bir tehdit.
Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenler ülkemizin dünyada barış fikrine karşı çıkarak kendileri ne söylese onu yapan bir Türkiye olmasını arzuluyor.
Ancak karşılarında eski Türkiye yok. Somali’den tutun da Libya’ya kadar tek taraflı bir faydayı asla düşünmüyor. Rusya ile olduğu gibi kazan kazan politikası ile işgalcilere ders veren Türkiye, mazlumların duasını alırken zalimlerin ise nefretini kazanıyor.
Çeşitli oyunlar ile Türkiye’yi yanına çekmeye çalışan emperyalist ve siyonist akıl ise başarılı olamıyor.
Bu bağlamda Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şukri, Türkiye ile ilişkilerin çerçevesini belirleyen siyasi açılım aşamasına geçilmesine önem verildiğini söyledi.
Şunu belirtmekte yarar var. Diyelim ki Mısır ile ilişkilerde normalleşme oldu, bu asla Sisi’nin darbe ile başa gelmesine duyulan öfkeyi dindirmeyecektir.
Türkiye artık neyi, nasıl yapacağını ve ilişkilerdeki dengeyi ne şekilde kuracağını çok iyi biliyor.
Tıpkı Rusya ve Ukrayna arasındaki krizde takındığı tavırda olduğu gibi!