Genç bir adam. Gösterişi, kendini göstermeyi, parasını göstermeyi seviyor.
Genç bir adam. Gösterişi, kendini göstermeyi, parasını göstermeyi seviyor. Eski sevgilisi tanınmış bir yüz. Hele eşi Türkiye’nin en ünlülerinden. Aldığı yatlar, yalılar…
Belli ki milyar doların üstünde parası var. Yani kaybedecek çok şeye sahip. Hem de çok. Bir iş adamı. Dava adamı değil. Sonra birden nasıl olduğu anlaşılamayacak bir şekilde özel uçakla Mickey Mouse’u görmeye Amerika’ya gidiyor. Ve gözaltına alınıyor.
Bir yanda hayatı boyunca aynı hızda harcasa yetecek kadar parası, şaşalı hayatı, debdebesi, spot ışıkları, diğer yanda Amerika’da bir cezaevinde unutulmuş bir hücre. Ve kendisine diyorlar ki, “Artık 70 yıl mı olur, 90 yıl mı bilemiyoruz.”
Şimdi anlaşılıyor ki bu korkuyla, kendisine ne söylenirse altına imza atacak. Yeter ki kendisi kurtulsun.
Üstelik davanın konusu da son derece sübjektif. O derece sübjektif ki, bir Amerikalıdan başkası ortada suç bile göremez. Amerikalılardan oluşan bir jürinin karşısına çıkıp “Amerika’nın çıkarlarını zarara uğratmaktan” yargılanacak. Böylesi bir suç tanımı sadece o topraklarda geçerli kabul ediliyor. Yani Mickey Mouse’un memleketinde. Gitmesi tesadüf mü? Eğer bu gidiş “Bilinçli” değilse, çok safça. Bu çapta iş yapan birinin hesap etmesi gereken bir risk. Eğer bu riski hesap etmeyen biri ise, bu boyutta iş yapması zaten başlı başına bir risk.
Bu arada ortaya çıkıyor ki, Rıza Sarraf meğer Hotmail kullanıyormuş. Hotmail ünlü Microsoft’un bir kuruluşu. Yani bir Amerikan şirketi. Oradan yazışırmış. Adamlar 2014 yılında bir mahkeme kararıyla Sarraf’ın maillerini izlemeye başlamışlar. Her yazdığını takip etmişler. Amerikan markasına ait bir sistem kullanıyorsanız belli ki, özel hayat falan hak getire. Kendi ellerinin uzandığı her alanı rahatlıkla kontrol ediyorlar. Teknolojik üstünlüğün başka bir ülke topraklarında olsa da bireylere karşı nasıl kullanıldığının somut bir örneği.
Artık kesinleşti ki Rıza Sarraf tanık listesinde. Davanın adı Amerika, Atilla’ya karşı. Yani koskoca Amerika, Türkiye’de bir bankanın genel müdür yardımcısına karşı öyle mi? Buna inananınız var mı? Dertlerinin sadece bu olduğunu mu düşünüyorsunuz?