Sadece Irak ve Ortadoğu değil tüm dünya göz kulak kesildi bu ziyarete...
Sadece Irak ve Ortadoğu değil tüm dünya göz kulak kesildi bu ziyarete... Kardeşlik, barış, huzurla birlikte yaşamak temasıyla Papa’nın 15 aydan sonra ilk ziyaret ettiği ve Vatikan’ın da ilk kez rotasına aldığı bir ülke oldu Irak... Uzun zamandır devam eden gerginliklerin iyice su yüzüne çıkmaya başladığı bu süreçte Papa Francis in Irak’a gerçekleştirdiği ziyaretin sloganı "Hepiniz kardeşsiniz" başlığıyla İncil’den seçilmişti... Ve Papa Francis Irak’ta nereye gittiyse tüm konuşmalarını ve ziyaretlerini bu tema üzerinden yaptı...
Bu ziyaret öncesinde kaleme aldığım köşe yazımda Papa ziyaretine dair mesajları ve beklentileri dile getirmiştim. Mesajlarımda öne çıkan iki başlık vardı. Birincisi “ılımlı Necef’i şiddet yanlısı Kum’a tercih ediyorum ve Sistani’nin yanındayım” özetiyle son yıllarda Irak’ta giderek artan “baskın Şii” yapısına karşı “ılımlı Şiilere” destek sunmak... İkincisi de savaşlar ve çekişmeler arasında sessiz sedasız köşesine çekilmek zorunda kalan başta Hristiyanlar olmak azınlık olarak görülen dini gruplara “sizinleyim” demek... Evet bunlar öncesi okumalarımdı. Gelelim ziyaretler esnasına ve sonrası yansımalara...
Katoliklerin Ruhani Lideri Papa Francis 5-8 Mart’ta Irak’taydı. İlk durağı Bağdat oldu. Bağdat’ta uçaktan inince Papa Francis’i ilk karşılayan Irak Başbakanı Mustafa Kadhimi oldu. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde Irak siyaset camiasına bir konuşma gerçekleştirdi Papa... Bağdat programlarında Papa ve Kazimi’nin samimiyeti gözlerden kaçmadı. Hatta Irak basınına ikilinin samimi, sempatik, keyifli fotoğrafları fazlasıyla yansıdı...
Papa Francis’in Irak ziyaretine dair nereye gitti, ne dedi, ne yaptı program bilgilerine yer vermeyeceğim çünkü ziyaretin öncesinde, esnasında ve sonrasında günlerce bu konular konuşuldu... Kişilerin, olayların, oluşumların siyasal ve sosyolojik yansımalarını kaleme almayı tercih eden biri olarak Papa ziyaretini de siyasal ve toplumsal pencereden açacağım...
Papa Francis’in Irak ziyaretine dair bugün Bağdat yansımalarına değinmek istiyorum. Bağdat’ta bu ziyarete olumlu bakanlar kadar olumsuz bakanlar da vardı elbette... Çünkü baskın Şiiler (sadece bizden olanlar odağında hareket edenler) Papa ziyaretini tepkiyle takip etti. Hatta öyle ki bu tepkinin hazırlığı daha Papa’nın uçağı Bağdat’a inmeden bir değişiklik isteği ile ortaya çıktı! Neydi bu karar isteği derseniz; Irak Yüksek Federal Mahkeme Heyetinden bir Hristiyan ve bir Türkmen üyenin çıkarılması yerlerine de kendilerine yakın isimleri getirmekti derim... Ve bu istek Papa Bağdat’a geldikten bir gün sonra kulislerden ve siyasi gruplardan ulaştırıldı! Bununla birlikte beni ve “biliyorum ki” Papa Francis’i de şaşırtan durum şuydu; dini bir lideri havaalanında kılıçlar gölgesinde karşılamak! Evet kılıç kültürü Irak’ta öne çıkan bir durum olmamasına rağmen neden Hristiyanların Ruhani Lideri Papa’yı karşılarken kılıçlar tercih edildi anlayamadım doğrusu... “Din ve Kılıç” üzerinden bir mesaj mı verilmek istendi diye de düşünmüyor değilim...
Ve gelelim Papa Francis’in Şii kanaat Lideri Sistani’yi evinde ziyaret etmesine... Ekranlara yansıyan görüntülere bakınca herkes şunu söyledi; “Sistani neden konuşmadı? Mutsuz muydu? Papa’nın ziyaretini istemedi mi? “Halbuki Sistani’yi tanıyanlar basının olduğu yerde ve kalabalıkta konuşmadığını misafiriyle baş başa kaldığı zaman konuştuğunu iyi bilir. Bu sebepten Papa’nın Sistani’yi ziyaretinin ekranlara yansıdığı gibi değil tam aksine çok değerli ve verimli geçtiğini söyleyebilirim... Ve Sistani duruşuyla, tavrıyla, Şiilerle birlikte her kesimin gösterdiği sevgi ve saygısıyla, aldığı kararlara duyulan güvenle İran’ın karşısında duran en etkili güç...
Bağdat Yönetimine dair okuduğum tabloya istinaden özetle şunu söyleyebilirim: Papa Francis’in ziyareti Hristiyanlara ve “İran yanlısı baskın Şiiler” dışındaki tüm etnik-dini gruplara olumsuz bir şekilde yansıyacak gibi geliyor bana çünkü baskın Şiiler “sadece bizden olanları istiyoruz” inadında kararlı!