Bugünlerde konuştuğumuz "Milli ve Yerli Üretim" konusunu yetmişlerde ilk uygulayan sanatçılardan biri.

Herkes o dönem yabacı şarkılara Türkçe söz yazıp seslendiriyordu. O dönemin adıyla aranjman bugünkü adıyla cover’ların popüler olduğu bir müzik endüstrisi vardı Türkiye’de. Derken bir Çiğdem Talu çıktı ve artık yabancı şarkılara söz yazmayacağını söyledi. O dönemin genç ve yetenekli bestecisi Melih Kibar’ın bestelediği şarkılara söz yazacağını söyledi. Bu hareket o dönem için çok radikal bir olaydı. Çünkü o dönem müzik endüstrisinde nerdeyse hiç yerli beste üretilmiyordu. Melih Kibar ile Çiğdem Talu bu konunda bir ilki başardılar ve ilk hit milli ve yerli şarkılara imza attılar. Bu şarkılar Erol Evgin’in sesi ile klasikleşti ardından Yeliz- Coşkun Demir – Zerrin Özer ve onlarcası… Hepsi bu hareketin destekçisi oldu ve pop müziğin efsane besteleri “İşte Öyle Bir Şey”- “Hep Böyle Kal”- “Söyle Canım” – “Her Şey Seninle Güzel” – “Koca Çınar ortaya çıktı.

Çiğdem Talu ile Melih Kibar on yıllık bir sürede müthiş işlere imza attılar. İkisi de aramızdan erken ayrıldı. Çiğdem Talu Türkiye’nin en önemli söz yazarlarından biri oldu ve tarihe geçti. 1990’lı yıllarda bayrağı kızı Zeynep Talu aldı. Anne kız Türk popunun külliyatını yeniden yazdı desem abartı olmaz. İki Talu’nun binin üzerinde şarkı sözü yayınlandı.

Müzik tarihi adına çok önemli bir ailedir Talu ailesi. Hem ürettikleri şarkılar açısından hem de milli ve yerli pop müziğine olan katkıları açısından. Böylesi büyük bir misyonla üretilen şarkıları yeniden hayat bulması gerekiyordu. Zeynep Talu bu yıl bunu yaptı ve annesi Çiğdem Talu ile kendisinin yazdığı şarkıları içine alan “Talu Project” adlı projeyi hayata geçirdi. Yaklaşık on yıl önce ilk albümünü yayınlayan Barbaros ile beraber bir ikili kuran Zeynep Talu, hem sahne hem de stüdyo albümü içerecek “Talu Project”i müzikseverle buluşturdu. Çok iddialı ve bence çok güzel bir proje. Bu proje aralık ayında bir tekli, önümüzdeki mart ayında da bir albüm ile taçlanacak. Şimdilerde ise sahnedeki özel dinletilerle hayat buluyor. Zeynep Talu ve Barbaros bakın bu projeyi nasıl anlatıyor:

Zeynep Talu: Talu Project benim için bir miras

Annemin şarkılarını ve benim şarkılarımı hep bir projede bir araya getirmek istiyordum, ama bunun ne olacağını bilmiyordum. Bu şarkılar birçok yerde çalınıyor; reklamlar, diziler, filmler, cover’lar derken bu şarkılarla birçok şey yapılıyor, ama hiç annemle ikimizin şarkılarını bir arada bulunduran bir proje olmamıştı. Dolayısıyla “Talu Project” benim için bir miras. Ayrıca kızıma da bırakmam gereken bir miras olduğunu düşünüyorum. “Bir albüm mü yapsak?” derken en keyiflisinin, bu şarkıları sahnede insanlarla birlikte söylemek olduğunu düşündüm. Sonuç olarak şarkıların hepsi insanların sevdiği ve anılarının olduğu şarkılar. Önce bir sahne projesi yapalım dedik. Kiminle yapalım diye düşünürken, yanımda çok iyi bir şarkıcı olmasını istedim. Aynı zamanda da iyi bir dostum olmalıydı. Bu isim de Barbaros oldu. Hem iyi dostum hem de iyi bir şarkıcı. Sonra Barbaros’a teklif götürdüm.

Barbaros: Talu Project çok heyecanlı

Biz Zeynep Talu ile aynı liseden farklı zamanlarda mezun olduk. Aynı liseden bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştık. Beraber çalışmaya döndü iş. Zeynep ilk albümümde çok müthiş şeyler yaptı. Ben bir akşam evde otururken Zeynep “Böyle bir projem var, yapalım” diye beni aradı. Heyecanlandım çünkü çok güzel anlattı. İki, üç saniye boşluk verdikten sonra “Varım!” dedim.

“Binin üstü şarkı üretildi”

Zeynep Talu: Öncelikle iyi bir orkestra kurulmalıydı. İyi bir şefe ihtiyacımız vardı. Şarkıların yeni yorumlarla baştan yazılması gerekiyordu. Çok düşündük kiminle çalışsak diye ve Firuz İsmailov’a teklif götürdük, o da kabul etti.

Barbaros: En zor kısmı şarkı seçimiydi. Zeynep repertuvarı bana bıraktı. “Annenin ve senin yazdığın şarkıları yolla” dedim. Önüme bir liste geldi tam bin küsur şarkı. Seçiyorum seçiyorum, “Bunu da mı sen yazdın?” diyorum. Sonra kendi kendime “Aaa bu da mı onunmuş?” diyorum. Repertuvarı bin küsur şarkıdan 100’e düşürdük…

Firuz İsmailov elliye yakın şarkının aranjmanını hazırladı, provaları yapıldı. Haziranda ilk buluşmayı yaptık, eylülün ilk haftası da Moda Deniz Kulübü’nde ilk konserimizi verdik.

“Sahnede şarkıların hikayelerini anlatıyoruz”

Barbaros: Çok heyecanlıydım. Sonuçta üzerinizde taşımanız gereken bir yük var. Bir Talu’yla sahne alıyorsunuz ve şarkıları sahibiyle söylüyorsunuz. Bir de sadece şarkıları söylemiyorsunuz, Zeynep orada gerek annesinin gerek kendisinin sözleri yazarken başından geçen şeyleri anlatıyor. Mesela sahnedeyken “Hey Yıllar” diyor, “Herhalde bu şarkıyı büyük bir deneyimle yazdın, kaç yaşındaydın?” diye soruyorum 19 yaşında olduğunu söylüyor.

Zeynep Talu: Projenin sahne ayağında şarkıları seçip hikayelerini düşündüm, ama önümüzde yazılı bir metin yoktu, sahnede içimizden geldiği gibi konuşuyoruz. Başka bir konserde de yine böyle hikayeler anlattık ama hiçbiri aynı değildi.

“Çocukluktan beri şarkı söylüyorum”

Zeynep Talu: Ben çocukken Melih Kibar hep bizim evde olduğu için, ne zaman eve gelsem Melih’in piyano sesini duyuyordum. Annemin de Melih’in de sesi çok kötüydü. O yüzden bana “Bu yaşta bile bizden daha iyi söylüyorsun, hadi sen söyle” derlerdi. Uzun yıllardır da sanatçı arkadaşlarımı dinlemeye gittiğimde sahnelere çıkıp söylüyorum, demolarda söylüyorum, sözleri yazarken minik minik mırıldanırım, ama bunu profesyonel olarak yapmayı düşünmedim. Profesyonel şarkıcılık “Talu Project” şarkılarıyla gelişti.

“İlk stüdyo çalışmamız: Sevdik Sevdalandık”

Önce bir single yapalım dedik. Doksanların hit şarkısı “Sevdik Sevdalandık” şarkısını yeniden yorumlamak istedik, çünkü Feyyaz Kuruş’la yaptığımız en hit şarkılardan biriydi bu şarkı ve başka bir versiyonu da yapılmadı bugüne kadar. Üç farklı ritmik versiyon yaptık ve Barbaros’la birlikte söyledik. Önce aralık ayının başında üç versiyonu ve klibi yayına vereceğiz. Önümüzdeki mart ayında da yayınlanmak üzere olan albüm projemiz var. “Talu Project” albümünde Çiğdem Talu ve Zeynep Talu şarkıları yer alacak. Her şarkıda ikimiz ana vokal olarak mutlaka olacağız. Sürprizler de olacak. Proje albümleri içerisinde sahneye de taşınabilen tek proje bu proje olacak.

-----

Yıldız Tilbe radyocu mu olacak?

Müzik On Air’in Yıldız Tilbe yakın arkadaşı Ebru Yaşar’ın eşinin satın aldığı Show Radyo’da program yapacağını iddia etti. Yıldız Tilbe’nin sosyal medyada yaptığı “.. Tilbe’nin ‘Radyo programı mı yapsam….” İçerikli iletisi radyo piyasasında ‘Yıldız Tilbe’ye Ebru Yaşar’dan teklif mi geldi?’ sorularını gündeme getirdi.

Yıldız Tilbe çok iyi yürekli bir kadın, inişli çıkışlı bir kariyeri oldu. Ben şahsen herkesin kendi işini yapması gerektiğine inananlardanım, ama Yıldız Tilbe bence iyi bir radyo programı yapar. Hem Yıldız için bir heyecan olur hem radyo piyasasına renk gelir. Destekliyorum..

---

Eurovision’da iki Türk

Bu yıl Belarus’un Minsk şehrinde 25 Kasım günü yapılacak Junior Eurovision Şarkı yarışmasına bu yıl iki Türk devleti de katılacak. Eurovision Şarkı Yarışmasının çocuklara yönelik yapılan versiyonu olan Junior Eurovision’a Azerbaycan ve Kazakistan’da katılıyor. Çocuklara müziği sevdirmek amacıyla her yıl düzenlenen yarışmaya bu yıl iki Türk devletinin katılması Türkiye’deki Eurovision Fanlarını hem mutlu etti hem de üzdü. Mutlu etti çünkü Eurovision’da Türkiye yok ama iki Türk devleti var. Mutsuz etti çünkü Türkiye’nin Eurovision Şarkı yarışmasında olmasını istiyor fanlar.

“Siz de oy kullanabilirsiniz”

Eurovision Turkey adlı fan sitesi sosyal medyada bir kampanya başlattı ve Türkiye’deki müzikseveri Junior Eurovision Şarkı yarışmasında Azerbaycan ve Kazakistan’a oy kullanmaya davet etti. https://vote.junioreurovision.tv/ sitesine girip performansların kısa videosunu izledikten sonra oy kullanabiliyorsunuz. Ben siteye girdim, performansları izledim ve internet üzerinden oyumu verdim. Siz de bu siteye girerek bu akşama kadar oy kullanabilirsiniz. Performansları izleyin çok beğeneceksiniz. Ben izlerken çok heyecanlandım. O çocukların performanslarını müthişti. Barış Manço’nun “Adam Olacak Çocuk” programı geldi aklıma. Biz çocuklarımıza müzik adına ne yapıyoruz diye düşündüm. Dünyada bir cümbüş haline gelen Eurovision şarkı yarışmasına Türkiye’nin katılmaması büyük eksiklik. Bunu yüzüncü kez söyleyeceğim belki, Türk sanatı ve müziği bu yarışmaya katılmamanın faturasını çok ağır ödüyor ve ödemeye devam edecek.

---

TRT Müzik’teki Müslüm gafı

TRT Müzik kanalında müzik programı yapan Emre Kaya’nın televizyon programında Müslüm filmi ile ilgili yaptığı yorum çok ciddi tepki aldı. Emre Kaya gişe rekoru kıran sinema filmi Müslüm ile ilgili “Büyük isimlerin vefatından sonra eşleri maddi sıkıntıya düşüyor. O yüzden buradan filmin yapımcısına çağrıda bulunuyorum. Şu ana kadar yaklaşık 50 milyon kazanmış film. Muhterem Nur’a da bu kazancın belli bir yüzdesi aktarılır diye ümit ediyorum. Böylesine büyük bir sanatçının eşinin sıkıntıya düşmesi içimi acıtır” demişti. Bunun üzerine Ali Eyüboğlu, Emre Kaya’ya çağrıda bulunmuş ve “Muhterem Nur, senaryo içine sindikten ve 1,4 milyon lira telif aldıktan sonra “Müslüm”e izin verdi. Umarım bundan sonra şarkıcı, bilgisi olmadığı konularda ahkam kesmez!” diyerek ince bir eleştiride bulundu.

Şimdi konuşacağım yine kırılanlar olacak ama medyada bu tarz olayları duymaktan usandım. Şimdi Emre Kaya çok iyi bir çocuk, onu çok seviyorum, çok başarılı işlere de imza atıyor. TRT Müzik Türkiye’nin müzik kanalı, en fazla müzik programına sahip kanalı. Peki yakıştı mı bu iki markaya bu konu? Şimdi sana ne Müslüm filminden kimin kaç para kazanacağından, sen ekonomi programı mı yapıyorsun yoksa hayır kurumu musun? TRT Müzik’te Müslüm filminin kar dağıtımının nasıl yapılacağına dair fikir verilmesi sana mı kaldı? Üstelik orada olmayan kişiler nezdinde konuşmak haberciliğe de aykırı. Ali Eyüboğlu’nun kalemine sağlık. Onun bu refleksini desteklediğim için bu konuya bir dokundurmak istedim. Emre Kaya güzel şarkı söylüyor, aynı güzellikle devam etsin, TRT Müzik ise Türkiye’nin en iyi müzik televizyon kanalı. O da hak eden ve sözü müzik olanları ekranlarına çıkartsın.

---

Bayan Kınalı Bebek’ten Yeni Şarkı

“Kınalı Bebek” adlı şarkı ve albümü ile bir döneme damgasını vuran Demet Sağıroğlu, yeni bir şarkı ile müziğe devam dedi. Bu yaz ‘Gipsy Jazz’ türündeki şarkısı ‘Açık Çay’ı yayınlayan Demet, bu kez arayı açmadı ve “Sen Şimdi Aşk Diyeceksin” adlı yeni şarkısını piyasaya sundu. Ossi Müzik etiketiyle yayınlanan single çalışmasının prodüktörlüğünü Hakan Eren üstlenirken, düzenlemede Feryin Kaya ve Burak Irmak imzası bulunuyor. Blue-Kit Stüdyoları’nda kaydedilen şarkının mix ve mastering’i Özgür Yurtoğlu’na ait. Demet Sağıroğlu çok iyi bir vokal, müzikten uzak kalması müzik piyasası adına bir kayıp. Bu seslere ihtiyacımız var.

---

Bir Belediye Günlüğü

Geçtiğimiz gün Gaziosmanpaşa Belediyesi’ne gittim. Üç aydır ertelediğim bir basit evrak işim vardı. Ertelememin nedeni çocukluğumdan kalan devlet dairesi fobisiydi. Ne fobisi diyeceksiniz. Eskiden bir devlet dairesinde beş dakikalık bir iş için koca gününüzü harcamanız gerekirdi. “Hadi, başa gelen çekilir” dedim ve yola çıktım. Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin binasına girdim. Girmemle şaşırmam bir oldu. Şaşırmamın nedeni beni güler yüzlü insanların karşılaması oldu. Şaşırdım, oradaki personele “pardon yanlış geldim galiba” deyip çıkmayı denedim. Oradaki personelin yönlendirmesi ile içeri girdim. Sıra numarası alırken bana bir bayan yardım etti ve hangi işlem için numara alacağımı sorup yönlendirdi. İçeri girdim bir de ne bakayım kocaman bir mekan, herkes harıl harıl çalışıyor. Sıra hemen bana geldi, işini severek yapan, işi sallamak adına bürokrasiyi kullanmayan, güler yüzlü ve çözüm odaklı bir hizmet gördüm. İki personel iki ayrı masada işimi halletti. Bana işlemim ile ilgili nasıl uygulama yapacağımı da gösterdi ve benim belediye binası fobimi öldürdü. Güler yüzlü belediye çalışanlarının olumlu elektriği bana da geçti, binadan çıktığımda ben de gülümsüyordum. Çıkarken Gaziosmanpaşa Belediyesinin kültür – sanat etkinliklerini anlatan bir kitapçık aldım. İnceledim, çok farklı ve entelektüel etkinliklerin yapıldığını gördüm. Bunlardan bir tanesi 30 Kasım günü Rahmi Olcay’ın seslendireceği Balkanlara ait Sufi ilahilerinin dinletisi olacak. Kim ne derse desin Türkiye’de belediyecilik çok gelişti. Eğri oturup doğru konuşalım, ben hizmete bakarım, partiye değil. Hizmeti sadece kendim için istemem herkes için isterim. Mesela bu belediyenin binasına giderken engelliler için yapılan özel yolu da gördüm. Herkes merdiven çıkmak zorunda değil, yaşlısı da var, hastası da… Ondan Gaziosmanpaşa Belediyesi’ni tebrik ediyorum.