"Anneciğim! Türkler Geliyor" demek İtalyanlar arasındaki kullanımında. Osmanlı'nın en ihtişamlı zamanlarında Akdeniz'i bir iç deniz haline getiren Donanmamızın ani baskınlarına karşı İtalya sahillerinde gözcülük yapan çocukların köylerini haberdar etmek için kullandıkları bir deyim aslında "Mamma li Turchi".
“Anneciğim! Türkler Geliyor” demek İtalyanlar arasındaki kullanımında. Osmanlı’nın en ihtişamlı zamanlarında Akdeniz’i bir iç deniz haline getiren Donanmamızın ani baskınlarına karşı İtalya sahillerinde gözcülük yapan çocukların köylerini haberdar etmek için kullandıkları bir deyim aslında “Mamma li Turchi”.
Batıda oldukça köklü travmatik bir Türk korkusu olduğunu onlar da inkâr etmiyor zaten. Almanlar da çocuklarını buna benzer şekilde; “die kommen Türken” diye uyutmaya çalışırlarmış. Bir de Yunanlıların yaramaz çocukları korkutmak için kullandıkları “seni Türklere veririm haa” versiyonu var aklımıza geliveren.
Bu hafta Cuma akşamı gün geceye kavuşurken, geçen sene pandemi nedeniyle bu seneye ertelenen Euro 2020’nin ilk maçında A Grubunda, Roma’da İtalya Milli Takımı ile karşılaşacağız.
İtalya milli takımı son oynadığı sekiz maçta rakiplerine 21 gol attı ve hiç gol yemedi. (Eski tanıdıklardan Mancini’nin çalıştırdığı Azzuriler/Gök Maviler 27 maçtır da yenilmiyor.) Meşhur İtalyan savunması istim üstünde anlayacağımız üzere.
#Bizim Çocuklar da Azerbaycan’ı 2-1 yendi, Gine ile 0-0 berabere kaldı ve Moldova’yı 2-0 yenerek hazırlık kampını tamamladılar. Şenol Hoca kafasında şekillendirdiği takım kurgusunun farklı versiyonlarını denedi hazırlık maçlarında. Keşke FİFA sıralamasında daha yukarıda yer alan takımlarla hazırlık maçları yapabilseydik de gerçek gücümüzü test etme imkânımız olabilseydi ama tüm milli takımların takvimi sıkışık, kala kala Gine ve Moldova kalmış bize ne yapalım?
A Grubunda İtalya’dan sonra Galler ve İsviçre ile de maçlarımız var. Şayet deplasmandaki ilk İtalya maçından iyi bir sonuç alırsak Galler ve İsviçre matbuatına “Mamma li Turchi” başlığı attırabiliriz.
Kalecilerimizden başlamak üzere hem müdafaa hem de orta saha oyuncularımız –Allah nazarlardan saklasın- çok formdalar. Forvet arkası oynayacak olan Cengiz, Hakan, Okan’da da problem yok şu an için. Bir tek santrfor mevkiinde “old gun” Burak var elimizde üst düzey standartta oynayabilen ve maç kopartma kabiliyeti olan. Burak’ın alternatifini bir türlü ikame edemedik Milli Takımızda. Ne Enes ne Kenan hiçbiri o bitiriciliğe sahip değil, hele ki çiğ çiğ adam yeme potansiyeli olan İtalya savunması (Ciellini ve Bonucci’nin olduğu bir defans hattı rakip forvetlere nefes aldırmıyor) karşısında.
Statüye göre; Gruplarda oynanacak 3'er karşılaşmanın ardından ilk iki sırada yer alan 12 takım bir üst tura yükselecek. Bu 12 takımın yanı sıra, en iyi puana sahip 4 üçüncü de son 16 turuna adını yazdıracak. Son 16 turu, çeyrek final, yarı final ve final maçları ise tek maç eleme usulüne göre oynanacak.
Yani en az iki galibiyet veya bir galibiyet iki beraberlik bizi kalifiye edecek son 16 turuna her hal-ü kârda. Bu sebepten turnuvada yenilmemek esas. İlk maçta İtalya’ya yenilmedikten sonra, Galler ve İsviçre maçlarından alacağımız puanlar bize yetecektir. (BGB/BBG beş puan ideal formül gibi gözüküyor)
Hele bir son 16’ya kalalım ondan sonra yolumuz açık olacak inşallah.
Milli Takımıza en samimi başarı dileklerimiz ve kalpten dualarımızla….