"Beyoğlu Kültür Yolu; bir şehrin somut ve somut olmayan kültürel mirasını gelecek kuşaklara aktaran bir markalama ve şehrin somut mirası olan binaları, sokakları, mimarisi, estetiği ile tarihi dokusunu edebiyat, tiyatro, müzik, opera, gastronomi, eğitim, resim, sinema gibi somut olmayan bütün kültürel mirasımızla bu mekanları buluşturup birikimimizi yaşatma projesidir.
“Beyoğlu Kültür Yolu; bir şehrin somut ve somut olmayan kültürel mirasını gelecek kuşaklara aktaran bir markalama ve şehrin somut mirası olan binaları, sokakları, mimarisi, estetiği ile tarihi dokusunu edebiyat, tiyatro, müzik, opera, gastronomi, eğitim, resim, sinema gibi somut olmayan bütün kültürel mirasımızla bu mekanları buluşturup birikimimizi yaşatma projesidir.
İstanbul şehrinin kültür-sanat hikayesinde Beyoğlu hep başrolü üstlendi. Bu yoldan çok sanatçı geçti. Sanatını icra edebilmek için yolları alt üst etti.
Hissetti, hissettirdi. Sadece Beyoğlu’nda kalmadı biraz Ege’nin esintisi, biraz Anadolu’nun sezgisi, doğudan batıya kuşatıcılığıyla Türkiye’nin her yerindeki kültür mozaiğini oluşturdu.
Şimdi sanata sınır çekmeden bir rota çiziyoruz. Tarih, kültür, sanatla harmanlanmış yolların kıymetini bilerek yolculuğumuza tüm sanatçıları, sanatseverleri ve şehri katıyoruz.” diye başlayan harika bir projenin İstanbul halkı için unutulmaz bir sanat festivaline dönüşünü gözlemledik. Ben de bir parçasından içinde sahne alma fırsatı bulduğum bu harika festivalin çok uzun yıllar soluksuz olarak devam etmesini diliyorum. Sanata ve sanatçıya verilen değerden dolayı Kültür Bakanlığımıza ve emeği geçen herkese saygılarımı, teşekkürlerimi sunuyorum.